.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 172 Numaralı Sicil (H. 1257-1258 / M. 1841-1842)
cilt: 96, sayfa: 208
Hüküm no: 160
Orijinal metin no: [68-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Bahçıvan Hıristo’nun vârislerinin, mirastan olan bostan gediği hisselerini ucuz fiyatla satın aldığı iddiasıyla Poliçeci Karabet’e açtıkları davada sulh oldukları

Mukābele şüd

Ma‘rûz

Mübârek rikâb-ı kamer-tâb-ı hüsrevâneye takdîm olunan arzuhâlde mastûrü’l-ism bin iki yüz kırk yedi senesi hilâlinde hâlik olan Bahçevân Hıristo v. Eftim v. Atam nâm zimmînin verâseti zevce-i metrûkesi Domini bt. Apostol nâm Nasrâniye ile sulbiye sagīre kızı Elisava ve târih-i mezkûrda sagīr ve hâlâ kebîr oğulları Yakomi ve Mihal nâm zimmîlere münhasıra ba‘dehû sagīre-i merkūme Elisava dahi hâlike olup verâseti anası zevce-i mersûme Domini Nasrâniye ve li-ebeveyn karındaşı mersûmâna münhasıra ve mesele-i mîrâsları bi-hükmi’l-münâsaha dört yüz seksen sehmden sihâm-ı mezbûreden yetmiş dört sehmi zevce-i mersûme Domini Nasrâniyeye ve iki yüz üçer sehmden dört yüz elli sehmi ibnân-ı mersûmân Yakomi ve Mihal zimmîlere isâbeti tahakkukundan sonra verese-i mersûmûndan kezâlik derûn-ı arzuhâlde isimleri mastûr mersûmân Yakomi ve Mihal nâm zimmîler bi’l-ma‘iye rü’yete memûr Evkāf-ı Hümâyûn müfettişi fazîletlü semâhatlü Mîr es-Seyyid Mehmed Emin Âsaf Efendi hâzır olduğu hâlde evvelen Pazartesi günleri huzûr-ı hazret-i Fetvâ-penâhî’de ve ba‘dehû bi’t-terâzî dâr-ı cenâb-ı hazret-i müşârün-ileyhde İstanbul kādıları efendiler dâ‘îlerine tahsîs buyurulan dâirede ma‘kūd meclis-i şer‘-i hatîrde zikri âtî bir bâb bostan gediğine vâzı‘ü’l-yed olup arzuhâl eden Poliçeci Karabet v. Avadis nâm zimmî muvâcehesinde anaları şahsı mu‘arrefe mersûme Domini Nasrâniye hâzıra olduğu hâlde İstanbul hısnı ebvâbından Yedikule dâhilinde Bucakbağı nâm mahâlde vâki‘ Mermerkule Bostanı demekle ma‘rûf ma‘lûmü’l-hudûd bir bâb bostan derûnunda mevcûde beyne’l-esnâf gedik ta‘bîr olunur âlât-ı lâzıme-i ma‘lûmenin yüz yirmi sehm i‘tibârıyla yüz beş sehmi babamız ve mûrisimiz hâlik-i evvel-i mersûm Hıristo zimmînin sağlığında ile’l-helâk bâ-hücec-i şer‘iye yedinde şirâen mülkü iken hâlik oldukda hisse-i şâyi‘a-i gedik-i mezkûr ber-tashîh-i merkūm bizimle anamız hâzıra-i mersûmeye mevrûs <> oldukdan sonra biz târih-i mezkûrda sagīr bulunduklarımıza binâen anamız hâzıra-i mersûme Domini Nasrâniye kıbel-i şer‘den mansûb vasîmiz olmağla gedik-i mezkûrdan ber-tashîh-i mezkûr irsen mâlike olduğu hisse-i şâyi‘asını bi’l-asâle ve bizim hisse-i şâyi‘alarımızı bi’l-vesâye semen-i mislinden noksân-ı fâhiş ile mersûm Karabet zimmîye iki bin üç yüz elli guruşa bâ-hüccet bey‘ ve semen-i mezkûru ahz ve defter-i kassâmımıza idhâl edip lâkin yüz beş sehm hisse-i gedik-i mezkûrun târih-i merkūmda semen-i misli on bin guruş olup ol-vechile bey‘-i mezkûr tağrîr ve gabn-i fâhiş ile olmağla biz hisse-i mezkûremizden anamız hâzıra-i mersûmenin ber-minvâl-i muharrer bey‘ini mücîzler olmamızla hisse-i mezkûrelerimizden keff-i yed ve bize teslîme mersûm Karabet zimmîye tenbîh olunmak murâdımızdır deyü da‘vâya tasaddî eylediğimizde ol dahi cevâbında ananız ve vasîniz hâzıra-i mersûme hisse-i mezkûreyi târih-i mezkûrda semen-i misli olan meblağ-ı mezkûr iki bin üç yüz elli guruş semen-i medfû‘ ve makbûza bi’l-asâle ve bi’l-vesâye bana bey‘ ve teslîm ve ben dahi iştirâ ve tesellüm ve kabûl eylediğimden sonra gedik-i mezkûrun on beş sehm hisse-i şâyi‘ası dahi mülk-i müşterâm olmağın mecmû‘-ı gedik-i mezkûru bundan akdem gedikât hakkında verilen nizâm-ı müstahsene mûcebince bin iki yüz elli bir senesi Muharremi’l-harâmının üçüncü günü cânib-i Evkāf-ı Hümâyûn’a terk ve teberru‘ ederek istîcâr eyledim deyip ziyâde değerini inkâr etmekle ol-vechile beynimizde ba‘de vukū‘i’l-münâza‘a tavassut-ı muslihîn ile beynimiz tesviye ve tanzîm olunup biz ber-vech-i muharrer tasaddî eylediğimiz da‘vâmızdan mersûm Karabet zimmî ile kat‘a li’n-nizâ‘ beş bin guruş üzerine bi’t-terâzî ba‘de akdi’l-musâlaha ve’l-kabûl bedel-i sulh-ı mezkûrdan mâ‘adâ ziyâde müdde‘âmıza ve bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve işbu târih-i i‘lâma gelince sâir cemî‘ hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allıka âmme-i da‘vâdan biz ve anamız hâzıra-i mersûmeden her birimiz mersûm Karabet zimmînin zimmetini ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskāt eylediğimizde ol dahi kezâlik bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve târih-i i‘lâm-ı mezkûra gelince sâir cemî‘ hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allika âmme-i da‘vâdan bizimle anamız hâzıra-i mersûmeden her birimizin zimmetlerimizi ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskāt ve tarafeynden her birimiz âharın ibrâsını kabûl eyledik deyü ba‘de’l-ikrâr ve’t-tesâdık ibrâdan müstesnâ bedel-i sulh-ı mezkûr beş bin guruşu müdde‘iyân-ı mersûmân Yakomi ve Mihal zimmîlere bi’t-taleb edâ ve teslîme mersûm Karabet zimmîye tenbîh olunduğu huzûr-ı [âlîlerine i‘lâm olundu]

Fî 29 min-Za sene 1257