.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Rumeli Sadâreti Mahkemesi 106 Numaralı Sicil (H. 1067-1069 / M. 1656-1658)
cilt: 50, sayfa: 485
Hüküm no: 494
Orijinal metin no: [72a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mihri Hatun bt. Abdullah’ın Zeyrek mahallesindeki mülk menzilini vakfedip Ali Efendi b. İbrahim’i mütevelli tayin ettiği vakfiyesi

Elhamdü li-veliyyihî ve’s-salâtü alâ nebiyyihî Muhammed ve âlihî ve sahbihî ecma‘în ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîrine bâ‘is ve bâdî ve bu hitâb-ı müşkin-nikābın tastîrine hâdis ve nâdî oldur ki Dâru’l-hilâfeti’l-aliyye Kostantıniyyeti’l-mahmiye’de Molla Zeyrek mahallesinde sâkine sâhibetü’l-hayrât ve tâlibetü’l-meberrât ve’s-sadakāt kıdvetü’l-muhadderât Mihri Hâtun bt. Abdullah tarafından vakf-ı âti’z-zikri ikrâra ba‘de da‘vâ-yı rücû‘ ve istirdâda vekîl olup mezbûrenin zâtını ma‘rifet-i şer‘iyye [ile] ârifân mahalle-i mezbûre sükkânından Hüseyin Çelebi b. Abdullah ve Musa b. Abdullah nâm kimesneler şehâdetleri ile şer‘an vekâleti sâbite olan zahrü’l-emsâl Ahmed Ağa b. Mehmed meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihu’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsihu’l-evtâdda vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl ve’l-emri’l-itmâm ve’t-tekmîl mütevellî nasb ve ta‘yîn eylediği mahalle-i mezbûre imâmı mefharü’l-eimme Ali Efendi b. İbrahim mahzarında bi’l-vekâle ikrâr-ı sahîh-i şer‘î ve i‘tirâf-ı sarîh-i mer‘î edip müvekkilem merkūme[nin] silk-i mülkünde olup zikrolunan Zeyrek mahallesinde vâki‘ bir tarafı Şeyh Mehmed Efendi veresesine meşrûta vakıf menzile ve bir tarafı merhûm Mehmed Efendi veresesi mülklerine ve iki tarafı tarîk-ı âmma müntehî iki bâb fevkānî odaları ve bir bâb tahtânî odayı ve iki kenîf ve bir musluğu ve havlu ve cüneyneyi müştemil mülk menzilini hasbeten lillâhi’s-samed vakf-ı sahîh-i mü’ebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakıf ve habs edip şöyle şart eyledi ki menzil-i mezbûrda hayâtda oldukça kendi sâkine olup vefâtından sonra zevci olup mukaddemâ vefât eden Yusuf Bey nâm kimesnenin sulbî oğlu Yusuf Çelebi ile ümm-i veledi Mülayim bt. Abdullah nâm hâtun sâkin olup ba‘de vefâtihâ evlâdları ve evlâd-ı evlâdları ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdları batnen ba‘de batnin sâkinler olup ba‘de’l-inkırâz yine mezbûr Yusuf Bey’in utekā ve atîkātı ale’s-seviyye sâkinler olup ba‘de’l-inkırâz evlâdları ve evlâd-ı evlâdları ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdları batnen ba‘de batnin ve karnen isre karnin [72b] sâkinler ola ve kendinin vefâtından sonra nevbet-i süknâ her kimin ise beher yevm rûhi’çün üçer İhlâs-ı şerîf tilâvet edip ve menzil-i mezbûrun harâba müşrif olan mevâzi‘ini imâret ve meremmete muhtâc olan mevâzi‘ini meremmet edeler ve ahâlî-i mahalle-i mezbûre menzil-i mevkūf-ı mezbûra hasbî nazır olalar ve ba‘de inkırâzi’l-kül menzil-i mezbûr icâre-i misli ile îcâr oluna hâsıl olan icâresi Medîne-i Münevvere -alâ münevvirihâ efdalü’t-tahiyye- fukarâsına irsâl oluna ve eğer mürûr-ı eyyâm ile şürût-ı mezbûreye ri‘âyet müte‘azzir olursa mutlakâ fukarâ-i Müslimîne vakıf ola ve tebdîl ve tağyîri merreten ba‘de uhrâ yedimde ola deyu menzil-i mezbûru fâriğan ani’ş-şevâgil mütevellî-i mezbûra teslîm ol dahi vakfiyet üzere kabz ve tesellüm ve mütevellîler sâir evkāfda tasarruf eyledikleri gibi tasarruf eyledi dedikde vekîl-i mezbûrun minvâl-i muharrer üzere bi’l-vekâle sudûr eden kelimâtını mütevellî-i mezbûr Ali Efendi vicâhen tasdîk ve şifâhen tahkīk eyledikden sonra vekîl-i mezbûr inân-ı kelâmını semt-i rücû‘a âtıf olup vakf-ı akār İmâm-ı a‘zam ve hümâm-ı akdem Ebû Hanife el-Kûfî cüziye hayru’l-cezâ ve kûfiye hazretlerinin mezheb-i hatîrinde sahîh ve câizdir lâkin menzile-i âriyetde olmağla şeref-i lüzûmu câiz olmayıp ve vâkıf menâfi‘-i vakıfdan bir menfa‘ati kendi nefsine şart eylese İmâm Muhammed katında vakfının adem-i cevâzına binâen vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve kemâ-kân müvekkilemin mülküne istirdâd ederim dedikde mütevellî-i mezbûr cevâb-ı bâ-savâba tasaddî edip eğerçi vakf-ı akār İmâm-ı a‘zam-ı müşârun-ileyh katında lâzım olmayıp ve İmâm Muhammed katında vâkıf menâfi‘-i vakıfdan bir menfa‘ati nefsine şart eylemek cevâzına bâliğdir fâzıl-ı samedânî Ebû Yusuf İmâm eş-şehîr bi’l-imâmi’s-sânî katında vâkıf mücerred vakaftü demekle ve âlim-i rabbânî İmâm Muhammed b. el-Hasan eş-Şeybânî katında teslîm ile’l-mütevellî olunmağla vakfa lüzûm târî olduğundan mâ‘adâ Hazret-i İmâm Ebû Yusuf el-imâmi’s-sânî katında sıhhat lüzûmdan müfârık olmadığından gayrı vâkıf menâfi‘-i vakfı kendüye şart eylediği takdîrce dahi vakfın sıhhat ve lüzûmuna zarar vermez deyu redden imtinâ‘ ve mücâdele ve nizâ‘ edip hâkim-i muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb tûbâ lehü ve hüsnü-meâb huzûrunda müterâfi‘ân ve fasl ü hükme râgibân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh dahi cânib-i vakfa nazar ve mennâ‘u’l-hayr olmakdan hazer edip alâ kavli men yerâhû evvelâ vakf-ı mezbûrun sıhhatine ve sâniyen lüzûmuna âlimen bi’l-hilâf hükm-i sahîh-i şer‘î etmekle vakf-ı mezbûr bi’l-ittifâk evkāf-ı lâzımeden oldu fe men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘ün alîm ve ecru’l-vâkıfe ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm ve alâ hâzâ vaka‘a’t-tahrîr.

Fi’l-yevmi’s-sâlis min-Zilhicceti’ş-şerîfe li-sene seb‘a ve sittîn ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Hasan Halîfe b. Ali el-müezzin, Hâcı Muharrem b. Muslı, Muslı b. Mustafa el-kayyum, Musa b. Abdullah, Hüseyin b. Abdullah, Yusuf Çelebi b. Abdullah, Mehmed b. Yusuf, Osman Beşe çukadâr, İsa Bey b. Ahmed ve gayruhüm.