.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 20 Numaralı Sicil (H. 1005 - 1007 / M. 1596 - 1599)
cilt: 35, sayfa: 147
Hüküm no: 152
Orijinal metin no: [20b-2, Arapça]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Bey b. Cafer Bey’in evini vakfettiği

Elhamdü lillâhi ve’s-salâtü alâ nebiyyihî Muhammedin ve âlihî ve sahbih ammâ ba‘d işbu mazmûnunda vakıf ikrârından bahseden kayd, sahîh ve şer‘î bir hüccetdir. Sâhibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râgıbü’s-sadakāt ve’l-meberrât fahrü’l-emâsil ve’l-akrân Mehmed Bey b. Cafer Bey meclis-i şerî‘at-ı şerîfe ve mahfil-i tarîkat-i münîfeye hâzır olup işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar sâhibi ve mâliki olduğu, mahmiye-i Galata müzâfâtından Beşiktaş kasabası tevâbi‘inden Ortaköy nâm karyede Defterdâr İbrahim Efendi’nin binâ ettirdiği câmi‘-i şerîf kurbunda vâki‘ olan, tahtânî iki beyti müştemil, bir tarafdan Ahmed Hoca b. Abdullah mülkü, diğer tarafdan vâkıf-ı mezbûr mülkü ve diğer iki tarafdan da tarîk-i âm ve tarîk-i hâs ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle hudûdu ve kâffe-i hukūku ile niyet-i hâlisa ve taviyyet-i sâfiye üzre mu‘takası Mihriban bt. Abdullah nâm hâtuna ve babası Rıdvan b. Abdullah’a, sonra evlâd-ı evlâdına, ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâdına, sonra âzâdlı kölelerine, sonra âzâdlı kölelerinin evlâdına, ba‘de’l-inkırâz vâkıf-ı mezbûrun evlâdına, sonra câmi‘-i şerîf-i mezbûrda imâm olacak kimesneye vakfettiğini ikrâr ve i‘tirâf eyledi. Vâkıf-ı mezbûr, menzil-i merkūmun mütevellî yediyle âdeti üzre icâre-i mu‘tâde ile icâreye verilmesini ve Allah sübhânehûnun hâsıl olan ücret-i kirâdan rızık olarak verdiğinden câmi‘-i merkūmda imâm olan kimesneye her gün akşam namazından sonra sûre-i Mülk’ü tilâvet edip sevâbını vâkıf-ı mezbûrun rûhuna hediye etmesi mukābilinde yevmî bir akçe verilmesini şart etti. Mesârif-i mezbûreden artan kısmın vakt-i hâcetde menzil-i mezkûrun meremmetine sarf edilmesini şart etti. Tevliyyet, tebdîl, tağyîr ve teksîri müddet-i hayâtınca kendi nefsine, sonra âzâdlı kölelerinden en sâlihine, sonra nesilleri kesilinceye kadar onun evlâdına, sonra hâkimin ehl-i diyânet ve kemâl-i istikāmetden ta‘yîn edeceği kimesneye şart etti. Vâkıf-ı mezbûr, cemî‘ menzil-i merkūmu, ba‘de’t-tahliyye, tescîl maksadıyla mütevellî nasb ettiği Mustafa Reis b. Abdullah’a teslîm etti. Mütevellî-i mezbûr da tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf etmekde iseler öyle tasarruf etti. Vâki‘ ikrâr, mütevellî-i merkūm tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Hâl bu minvâl üzre iken vâkıf-ı mezkûr İmâm-ı A‘zâm Ebû Hanîfe’nin vakf-ı akārın gayr-ı lâzım olduğu ictihâdına iktidâen vakıfdan rücû‘ etti ve menzilin mülküne i‘âdesini taleb etti. Mütevellî-i mezbûr da imâmeyn-i hümâmeyn imâm-ı sânî Ebû Yusuf ve İmâm Muhammed eş-Şeybânî’nin mütevellîye [21a] teslîmden sonra vakf-ı akārın lâzım olacağına ve sıhhatin lüzûmdan müfârakat etmeyeceğine dâir ictihâdına istinâden redden imtinâ‘ etti. Münâza‘a ve muhâsama edip hâkim-i muvakki‘ huzûrunda mürâfa‘a olunduklarında hâkim-i müşârün-ileyh te’emmül edip vakıf cânibini tercîhe şâyan gördü ve mesâil-i evkāf husûsunda eimme-i eşrâf beyninde cârî ihtilâfı da bilerek husûsen ve umûmen vakfın sıhhatine hükm etti. “Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-cevâdi’l-kerîm” Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’l-hâmis min şehri Zilka‘deti’ş-şerîfe sene hamse ve elf. Şuhûd: Es-Sâbikūn