.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 20 Numaralı Sicil (H. 1005 - 1007 / M. 1596 - 1599)
cilt: 35, sayfa: 374
Hüküm no: 485
Orijinal metin no: [73b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kimlerin askerî olduğunu gösteren emr-i hümâyûn sureti

Akzâ kuzâti’l-müslimîn efâhim-i vülâti’l-muvahhidîn me‘âdinü’l-fezâili ve’l-yakīn veresetü ulûmi’l-enbiyâi ve’l-mürselîn el-muhtassûn bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l mu‘în mahmiye-i İstanbul’da ve Galata ve Hâslar kadıları dâmet fezâilühüm tevkī‘i refî‘i hümâyûn vâsıl olacak ma‘lûm ola ki hâlen zikr olunan kadılıklarda vâki‘ beytülmâl-i hâs mukāta‘asına ber vech-i iltizâm emîn olan Dergâh-ı âlî çavuşlarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Musa Çavuş ve Mehmed Çavuş zîde kadruhûm Dergâh-ı mu‘allâma gelip mukāta‘a-i mezbûrenin Hazîne-i âmire’de mahfûz olan kānûnnâmesin taleb eylemeğin kānûnnâmeye nazar olundukda şol sipâhi tekā‘üd ettikden sonra âhara ra‘iyyet yazılmış olmaya, askerîdir ve hazret-i Hüdâvendigâr kulları ve câriyeleri mâdâmki askerînin taht-ı nikâhında olalar ba‘de’l-i‘tâk onlar dahi askerîdir ve kuzât ve müderrisîn ve meşîhat ve tevliyyet ve nezâret ve sâir bunun emsâli şol ki atebe-i ulyâya mülâzemet eyleye onlar dahi askerîdir askerînin evlâdından kimesne ra‘iyyet yazılmış olmaya ve şol ra‘iyyet kızı sipâhiye nikâh olunup sipâhinin taht-ı nikâhında olan askerî hükmündedir bu zikr olunan kimesneler ki rüsûm-ı kısmeti kazaskerindir kazasker kısmet edip rüsûm-ı kısmeti kazasker için alalar askerînin nikâhı ve ıtâknâme ve hücceti bâbında ashâbı kadîmden muhtâr olup her kangı cânibe dilerler ise ona rücû‘ ede ve her kim mürâca‘at ederse resmini ona vere deyû kānûnu mukarrer idi ona binâen askerînin nikâhı ve ıtâknâmesi kazaskere ta‘yîn olunmuşdur emr-i celîlü’l-kadrim şöyle sâdır oldu ki onun gibi askerî tâifesi nikâh ve i‘tâknâmesi vâki‘ oldukda kazasker kassâmlarına mürâca‘at edip resimlerini kazasker için zabt ettirip kassâma teslîm edeler, ammâ hüccet bâbında askerî tâifesi mücerred kānûn ve kadîm üzre her kangı cânibde dilerse ona rücû‘ edeler ve doğancı tâifesi bi’l-fi‘l berât-ı hümâyûn ile doğancılık hizmetinde ola kimesnenin ra‘iyyeti olmaya ve ister müsellem ve canbaz veya yaya ve voynuk tâifesi askerîdir ve lâkin onlardan şöyle ki ra‘iyyet olup resm-i kısmetleri yüz ve yüzden ziyâde ola kazaskerlerindir ve bunlardan aşağası kadılarındır ve bunların evlâdından şunlar ki geri bunların silkine münselik olalar kimesneye ra‘iyyet yazılmış olmaya şol doğancı ki bir kimesnenin ra‘iyyeti olup rüsûm-ı ra‘iyyeti sipâhiye bi’l-fi‘l edâ edip doğancılık berât-ı hümâyûn ile veyâhud çiftlik tasarruf etmek ile veya avârızdan mu‘âfiyet ile olan askerî değildir sâir halk gibi ve sipâhi kulu âzâd olup ya sipâhi hizmetinden ferâgat edip huzûr ihtiyâr edip kadılar ve sipâhiler silkine münselik ola ve benim câriyelerimden ve sipâhi kızlarımdan şunlar ki ra‘iyyet tâifesine nikâh olup ra‘iyyetin taht-ı nikâhında olalar ve kethüdâ rüsûmundan ve avârızdan mu‘âf olanlar şöyle ki kuzât i‘lâmı ile verilip mülâzemete tevakkufu yoktur sâir tâife gibi ashâbı dahi askerîdir ya yaya ve müsellem ve canbazlar veya yaya yamakları ve küreci ve yaycıyân gibi ve kadı nâibleri sâir halk gibi mezbûrların rüsûm-ı kısmetler hüccet ve nikâh onlarındır ve onlar kadılarındır ve evlâd-ı askerî vefât edip avratları dul iken vefât etseler babaları askerî ise kendi dahi öyledir şöyle ki yevmî üç akçe ve dahi ziyâde ola sâhiblerinin rüsûmları askerîdir kazasker kassâmları kısmet ederler rüsûmun kazasker için alırlar şol mansıb ki yevmî üç akçeden aşağa olalar onların esbâblarının rüsûm-ı kısmeti vilâyet kadılarınındır ve ba‘zı veresesi sabiyye olsa tereke kısmet eylemek isterlermiş veya ba‘zı kimesneler sagīr ise terekeleri müşterek olsa gerü nizâ‘ edermiş bunlar dahi kānûn üzre askerî kassâmına dâhil oldukdan sonra bunlar dahi kazaskerindir bu zikr olunan mevâddan gayrı vâki‘ olan mahsûlâtı âmmeten emînine zabt ettirmek fermân-ı şerîfim olmağın buyurdum ki bu bâbda olan emr-i şerîfim ve kānûnnâme-i hümâyûnum mûcebince amel edip bu zikr olunan mevâddan gayrı mahsûlâtı âmmeten beytülmâl emînine zabt ettirip hilâf-ı âdet ve mugāyir-i kānûnnâme-i hümâyûn kimesneyi bî-vech ve bilâ sebeb iş ettirmeyesin deyû sene elf Ramazân-ı şerîfinin yirmi dördüncü günü mukaddemâ kānûnnâme-i hümâyûn verilip hâlen cülûs-ı hümâyûnum vâki‘ olmağla cenâb-ı hilâfet-me‘âbım kıbelinden tecdîd taleb etmeğin buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda ve mukaddemâ verilen kānûnnâme-i hümâyûnum mûcebince amel edip hilâf-ı âdet ve kānûn kimesneye te‘addî [ve] nizâ‘ ettirmeyip hakk-ı sarîha tâbi‘ olasız şöyle bilesiz ve ba‘de’n-nazar bu hükm-i hümâyûnumu mûmâ-ileyhin elinde ibkā edip alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fi’l-yevmi’s-sânî şehr-i Zilhicce sene erba‘a ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye Derkenâr: Aslının aynıdır. Anadolu kazaskeri el-fakīr Yahya tahrîr etmişdir.