.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 65 Numaralı Sicil (H. 1051 - 1053 / M. 1641 - 1644)
cilt: 39, sayfa: 254
Hüküm no: 214
Orijinal metin no: [63b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ayşe Hâtun bt. Hüseyin’in vakfiyesi

Felemmâ urıza aleyye hâze’s-sutûr bi enne’l-müseccele alâ vakfi’l-akār ve tertîbi’l-hayri alâ vechi’l-mûsî ile’l-mesûbâti’l-menâr nazartü fîhi ve tetebba‘atü metâvîhi fe-amzaytuhû ve neffeztühû ve ene’l-fakīr ilâ rabbihi’l-kadîr Mahmud b. Ahmed el-Kadı bi Havâss-ı Kostantıniyye ufiye lehümâ Rabbü’l-beriyye. Mâ evdaha inde hâze’s-sifr ve enbee inde hâze’z-zübür min asli’l-vakf ve şurûtihî ve’l-haps ve kuyûdihî cerâ ledeyye ve tahakkaka beyne yedeyye ve innî hakemtü bi sıhhatihî ve lüzûmihî fî husûsihî ve umûmihî âlimen bi’l-hilâfi fî emri’l-evkāf mine’l-eimmeti’l-eşrâf nemakahu’l-fakīr Receb b. Abdurrahman el-müvellâ hilâfeten bi Havâss-ı Kostantıniyye an küllî âfet ve beliyye afâ anhümâ Rabbü’l-beriyye. Elhamdülillâhi vahdehû ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ men lâ nebiyye ba‘deh. Ammâ ba‘d, işbu kitâb-ı şerî‘at intisâbın tahrîrine bâ‘is ve bâdî ve bu hitâb-ı müşgîn-nikābın tastîrine sebeb ve dâ‘î oldur ki medîne-i Hazret-i Ebî Eyyûb Ensârî -radiyallâhu anhu ve Rabbühü’l-bârî- mahallâtından Cezerî Kasımpaşa mahallesi sâkinelerinden işbu sâhibetü’l-hayrât ve râgıbetü’l-hasenât Âişe Hâtun bt. Hüseyin meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzimü’t-teşrîfde ikrâr ve i‘tirâf edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafı tarîk-i âm ve bir tarafı tarîk-i hâs ve bir tarafı nalband Ahmed Bey b. Ali ve bir tarafı Hasan Bey b. Abdullah mülkleri ile mahdûd olup garb tarafından vâki‘ olup mülk-i mevrûsum olan bir bâb tahtânî ve bir bâb fevkānî ve altı vakıf olup meşrûtum olan tahtânî odanın fevkinde babam izn-i şer‘le binâ ettiği bir bâb fevkānî odayı ve eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmireyi hâvî hadîkayı müştemil menzili cemî‘ tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘ ve merâfıkı ile vakf ve haps edip li ecli’t-tescîl mütevellî nasb ettiğim Hacı Turgud b. Durak nâm kimesneye teslîm edip ol dahi tesellüm ettikden sonra şöyle şart eyledim ki mâdâmki hayâtda olam kendim ve vakfiyyet üzere tasarruf edip sâkine olam benden sonra âhiret oğulluğum olan Abdullah’a meşrût ola, mezbûr Abdullah’dan sonra evlâdına ve evlâd-ı evlâdına ve evlâd-ı evlâdına meşrût ola ve ba‘de’l-inkırâz ne‘ûzü billâhi’l-meliki’l-feyyâz sulehâdan kırâate kādir bir sâlih kimesneye tevcîh edip huzûrunda yevmî bir sûre-i Yâsîn-i şerîf tilâvet edip sevâbın rûhuma hibe eyleye ve ta‘mîr ve termîm lâzım oldukda meşrûtun-aleyh olanlar edeler dedikde mukırra-i mezbûre Âişe’yi mütevellî-i mezbûr Hacı Turgud vicâhen tasdîk ettikden sonra vâkıfe-i mezbûre Âişe mütevellî-i mezbûr Hacı Turgud mahzarında takrîr-i kelâm edip Hazret-i İmâm-ı A‘zam ve hümâm-ı efham Ebû Hanîfe-i Kûfî -cûziye hayre’l-cezâ ve kûfiye- katında vakf-ı akārda lüzûm olmadığına binâen zikr olunan menzilin vakfiyyetinden rücû‘ edip kemâ-kân mülkümdür deyû istirdâd eyledikde mütevellî-i mezbûr cevâbında imâmeyn-i hümâmeyn katlarında husûsan mütevellîye teslîmden sonra vakf-ı akārda lüzûm mukadderdir deyû redden imtinâ‘ edip münâza‘a ve muhâsama edip sadr-ı kitâbda tevkī‘-i refî‘i vâki‘ olan hâkim-i hâsim hazretleri huzûrunda murâfa‘a olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh cânib-i vakfı evlâ görüp menzil-i mezbûrun vakfiyyetinin sıhhatine ve lüzûmuna hükm edip min ba‘d naks [ve] nakzına mecâl muhâl ve ihtilâl ve ibtâl mümteni‘ü’l-ihtimâl oldu. Fe-men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismuhû ale’llezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıfı ale’l-hayyi’l-cevâdi’l-kerîm. Cerâ zâlike ve hurrire fî evâili Cumâdelûlâ min şühûri sene tis‘în ve selâsîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: İbrahim Efendi b. İsmail, Hasan Çelebi b. İbrahim, Ömer b. Osman el-Müezzin, Hüseyin b. Mahmud, Osman b. Ömer el-Müezzin, Ahmed b. İbrahim, es-Seyyid Mustafa Çelebi b. Allâme, Bayram Efendi b. Şükrullah el-Hatîb, Ahmed Beşe b. Mahmud Çukadâr, Mehmed b. Ahmed el-Muhzır, Mustafa b. Ahmed el-Muhzır, Mustafa b. Ali el-Muhzır, Mustafa b. Mehmed el-Müezzin ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.