.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 18 Numaralı Sicil (H. 1086-1087/M. 1675-1676)
cilt: 18, sayfa: 548
Hüküm no: 597
Orijinal metin no: [169a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Sâliha bt. Murad Çavuş’un vârislerinin Mehmed Ağa b. Ahmed aleyhine açtıkları vakıf bağı ile ilgili davada haksız oldukları

[Derkenâr:] Mûcebince bin seksen altı senesi Cumâdelûlâsı ayında ketb ü tahrîr olup li ecli’t-tebdîl mahallinden ref‘ ve işbu sene seb‘a ve semânîn ve elf aylarının şehri Rebî‘ilâhiri’nin âhirinde olan hüccetler içinde mukayyed ve mastûrdur, mahal-i murâd-ı hüccet oldukda gaflet ile müsâmaha olunmaya. Mahmiye-i İstanbul’da Hüseyin Ağa mahallesi sâkinelerinden iken bundan akdem vefât eden Sâliha bt. Murad Çavuş nâm hâtunun verâseti zevc-i metrûkü Şaban Ağa nâm kimesne ile li ebeveyn er karındaşı müteveffâ Mustafa Ağa’nın müteveffâ oğlu Ahmed Bey’in sulbî oğulları Abdülbâkī Bey ve Mustafa Bey nâm karındaşlara münhasıra olduğu şer‘an mütehakkik oldukdan sonra mezbûrân Abdülbâkī Bey ve Mustafa Bey dîvân-ı kāimmakām-ı hazret-i sadr-ı a‘zamîde akd olunan meclis-i şer‘-i şerîf-i âlîde merhûm bostancıbaşı Abdullah Ağa’ya cennet-mekân firdevs-âşiyân Sultan Bayezid Hân -aleyhi’r-rahmeti ve’l-gufrân-hazretlerinin temlîk edip mezbûr Abdullah Ağa dahi vakf-ı lâzım ile vakfeylediği kasaba-i İstavroz müştemilâtı olan bağāt ve sâir evkāfının [169b] bi’l-fi‘l mütevellîsi olup kasaba-i mezbûrede vâki‘ zikri âtî bağa bi’t-tevliyye vâzı‘ü’l-yed olan İdris Çelebi b. Yahya nâm kimesne üzerine evkāf-ı mezbûreden olmak üzre icâreteyn-i ma‘lûmeteyn ile müste’ciri olup Bayram Paşa Hadîkası demekle ma‘rûf olan hadîka üstâdı olan Mehmed Ağa b. Ahmed nâm kimesne mahzarında takrîr-i da‘vâ ve tasvîr-i müdde‘â edip vilâyet-i Anadolu’da Üsküdar kazâsına tâbi‘ kasaba-i mezbûre hudûdunda vâkı‘a etrâf-ı selâseden mezbûr üstâd Mehmed Ağa bağı ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd olan bir kıt‘a bağ mûrisimiz müteveffât-ı mezbûrenin merkūm üstâd Mehmed Ağa’dan yüz kıt‘a esedî guruş semen-i medfû‘a müşterâ mülkü olup hâlâ fevt oldukda nısfı zevci merkūm Şaban Ağa’ya ve nısfı bizim ikimize irsen intikāl etmiş iken mütevellî-i merkūm İdris Çelebi zikr olunan bağa bi gayri hakkın vaz‘-ı yed edip merkūm Mehmed Ağa’ya vakf-ı mezbûrdan olmak üzre îcâr etmekle suâl olunup kasr-ı yedine ve bizim nısf hisse-i irsiyye-i şer‘iyyemizi bize teslîme tenbîh olunması matlûbumuzdur dediklerinde gıbbe’s-suâl mütevellî-i mezbûr İdris Çelebi cevâbında bağ-ı mezkûru evkāf-ı mezbûreden icâre-i mu‘accele ve bedel-i öşr olan senevî icâre-i müeccele-i maktû‘a-i ma‘lûmeteyn ile merkūm Mehmed Ağa’nın tasarrufunda olup bir tarafdan Öküz Limanı ve bir tarafdan Kanlıkuyu demekle ma‘rûf olan mevzi‘ ve bir tarafdan Mahmud Ağa bağı ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd olan bağdan bundan akdem ba‘de’l-ifrâz merkūm Mehmed Ağa benim iznimle müteveffât-ı mezbûreye yüz kıt‘a esedî guruş bedel-i ferâğ-ı makbûz mukābelesinde ferâğ ve tefvîz edip ol dahi tefevvüz ve kabûl edip hattâ mezbûre Sâliha Hâtun bağ-ı mezkûr merhûm-ı mezbûr Abdullah Ağa vakfından olup icâre-i mu‘accele ve bedel-i öşr olan senevî icâre-i müeccele-i maktû‘a ile tasarrufunda olduğunu şuhûd mahzarında ikrâr dahi ettiğinden sonra mezkûre bilâ-veled vefât etmeğin bağ-ı mezkûr cânib-i evkāf-ı mezbûreye âid olmağla bağ-ı mezkûru taraf-ı vakıfdan bi’t-tevliyye kabz ettiğimden sonra yine icâre-i mu‘accele-i makbûza ve bedel-i öşr olan senevî icâre-i müeccele-i maktû‘a-i ma‘lûme ile merkūm Mehmed Ağa’ya îcâr ve teslîm ol dahi istîcâr ve tesellüm etmiş idi deyû def‘le mukābele edicek gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mütevellî-i mezbûrdan def‘-i mezkûrunu mübeyyine beyyine taleb olundukda kasaba-i mezkûre sâkinlerinden Mehmed b. İsmail ve karye-i mezbûre sâkinlerinden Ramazan b. Abdülmennân nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka bağ-ı mezkûru merkūm Mehmed Ağa vech-i muharrer üzre ifrâz edip izn-i mütevellî-i mezbûr ile mezbûre Sâliha Hâtun’a hayâtında yüz kıt‘a esedî guruş bedel-i ferâğ-ı makbûz mukābelesinde ferâğ ve tefvîz edip ol dahi tefevvüz ve bedel-i öşr olan icâre-i maktû‘a ile vakf-ı mezbûrdan istîcâr edip hattâ vech-i meşrûh üzre hayâtında mezbûre Sâliha Hâtun i‘tirâf dahi eylediğine şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinden sonra şâhidân-ı mezbûrân ta‘dîl ve tezkiyye için küttâb-ı mahkemeden Mevlânâ Mustafa Efendi b. Abdülaziz irsâl olunup ol dahi evvelâ kasaba-i mezbûreye varıp imâmı Ahmed Efendi b. Hurrem ve müezzini Mehmed Efendi b. Hüseyin ve ahâlîsinden kayyım Mustafa Halîfe b. Yusuf ve Hüseyin Ağa b. Süleyman ve Mehmed Ağa b. Hasan ve Mehmed Beşe b. Ahmed nâm kimesnelerden sâniyen karye-i mezbûreye varıp ahâlîsinden Hoca Bekir Efendi b. Yusuf ve Mehmed b. Ahmed nâm kimesnelerden şâhidân-ı mezbûrânın keyfiyyet-i ahvâllerini suâl eyledikde her biri kasaba ve karyesinde olan şâhid-i mezkûr için adl ve makbûlü’ş-şehâde deyû haber verdiklerini Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehu ma‘an irsâl olunan Mehmed b. Mehmed ile meclis-i şer‘-i hatîre gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr edip şâhidân-ı mezbûrân bu vech üzre sırren ve alenen ta‘dîl ve tezkiyye olunduklarından sonra şehâdetleri makbûle olmağın mûcebince mezbûrân Abdülbâkī Bey ve Mustafa Bey vech-i muharrer üzre da‘vâ-yı mülk ile mu‘ârazadan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’l-ibtigā ketb ve imlâ olundu. Fi’l-yevmi’s-sânî ve’l-ışrîn min Cemâziyelevvel li sene seb‘a ve semânîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: fahrü’l-akrân Receb Ağa, umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem Abdülkerim Efendi tezkireci-i evvel, [170a] zübdetü ashâbü’t-tastîr ve’r-rakam Murad Efendi tezkireci-i sânî, fahrü’l-akrân Receb Ağa Sermuhzırân, umdetü’l-emâsil ve’l-a‘yân el-Hâc Kemaleddin Ağa Kethüdâ-yı Hazret-i Efendi, mefharü’l-akrân ve’l-ekfâ Muhzır Kasım Ağa, fahrü’l-akrân ve’l-ekfâ bostancılar odabaşı Ahmed Ağa ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.