.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 97
Hüküm no: 31
Orijinal metin no: [12a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Müslüman kadınların kıyafetlerindeki sınırlama

Sah Hâtunların ferâcelerine ve başlarına tahdîd fermânıdır. Akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kadısı -zîdet fezâiluhû- ve iftiharü’l-ümerâ’i’l-ekâbir müstecmi‘u cemî‘i’l-me‘âlî ve’l-mefâhir el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Kādir bi’l-fi‘l dergâh-ı mu‘allâm yeniçerileri ağası olan ( ) Ağa -dâme ulüvvuhû- iftihârü’l-emâcidi ve’l-ekârim câmi‘u’l-mehâmidi ve’l-mekârim el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’d-Dâim hâssa bostancıbaşı olan ( ) -dâme mecduhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki Dârü’l-hilâfetü’l-aliyye -hamâhallâhu te‘âlâ ani’l-âfet ve’l-beliyye- pây-ı taht-ı cihân-bânî ve âb-ı Rûy-i memâlik-i Osmânî olup mecma‘-ı ulemâ ve makarr-ı sulehâ-i edyân olmağla memâlik-i sâireden rüchânı olduğu gibi sükkânının dahi merâtib-i nâsa göre elbise-i mu‘tâde ve kıyâfet-i hasbe’l-âdeleri ruhsat-ı şer‘iyyeye mutâbık ve kavânîn-i hikmet-ihtivâya muvâfık olmağla bilâd-ı sâire ahâlîsinden imtiyâzı lâzıme-i nâmus-ı devlet iken, seferler takrîbi ile devlet Edirne’de bulunup umûr-ı mühimmeye iştigāl ile tesâmuh olunmakla ba‘zı yaramaz avratlar intihâz-ı fırsat ve sokaklarda halkı idlâl kasdına izhâr-ı zîb ü zînet ve libâslarında gûnâ-gûn ihdâs-ı bid‘at ve kefere avratlarına taklîd serpûşlarında u‘cûbe heyetler ile nice üslûb-ı ma‘yûb ibdâ‘ ve âdâb-ı ismet bi’l-külliye meslûb olacak mertebe kıyâfetler ihtirâ‘ etmeleriyle, bundan akdem men‘ olunmuş iken, mesâlih-i mehâmm-ı nizâm-ı memâlik-i İslâm’a iştigāl esnâsında eslâfınızdan adem-i tekayyüdden nâşî yine hetk-i perde-i nâmusdan tehâşî etmeyip ve türlü türlü heyet-i şenî‘ ve kıyâfet-i fazîhaya mütesaddî ve birbirini görerek bu hâleti ehl-i ırz ve ismet olanlara da âdet olmak mertebelerine müeddî olmağla ümmet-i Muhammed’i ıdlâl ve ifsâda sebeb ve ehl-i ırz ve ve sâhibe-i ismet olanlara dahi îcâd-ı kıyâfetden nâşî şenâ‘atleri sirâyetine bâdî olduğundan mâ‘adâ nisvân kocalarına teklîf-i hâm ve muhill-i edeb olan bid‘at-i seyyieleri üzre elbise-i nev-zuhûr tedârükine ikdâm ederek zî-kudret olanları zükûr ve nisâya harâm olan isrâf-ı mâl ve itlâf-ı menâl ile ve kudreti olmayanlar ve olup da bu hâlete rızâ vermeyenler eyyâm-ı mübârekede zevcelerinden müfârakat edecek rütbelere vardığı zâhir ve âşikâr ve kâr-ı kadîm olan elbise ve akmişe kâsid ve bî-i‘tibâr olduğundan ehl-i sûkda ve sâir ahâlî-i beldede zarûret ve ihtiyâc vukū‘una bâ‘is olacağı bedîdâr olup bu emr-i münkerin nehyi lâzım ve bu gûne nisvânın sû-i edeblerini men‘ şer‘an ve kānûnen mühim olmağın, ba‘de’l-yevm nisvân tâifesi bir şibrden ziyâde kebîr yakalı ferâce ve üç değirmi mikdârı hadd-i i‘tidâlden ziyâde yemenî ile sokağa çıkmayıp ve bir parmakdan ziyâde şerid isti‘mâl etmemek üzre mahalle imâmlarına muhkem tenbîh ve te’kîd ve bu gûne bida‘-i fâhişenin amelesi olan terzilere şeridçilere dahi zecr ve teşdîd eyleyip ve ederler ise yakaları kat‘ olunmakla tenbîh ve inzâr ve bundan sonra dahi mütenebbih ve müteyakkız olmayıp kirâren müşâhede olunursa, ahz ve diyâr-ı âhara nefy ü iclâ ile te’dîb olunacakların mahalle imâmlarına tenbîh ve tefhîm ve siz ki yeniçeri ağası ve bostancıbaşı mûmâ-ileyhimâsız, bu makūle heyet-i fâhişe ile rast geldiğiniz nisvân tâifesinden hilâf-ı emr-i şerîf hareketlerine müsâmaha ve i‘râz-ı ayn ve himâye ile mazmûn-ı emr-i âlîşânı tenfîz ve icrâda bir türlü tekâsülünüz istimâ‘ olunacak olur ise muâhez ve mu‘âkab olacağınızı yakīnen bilip ana göre basîret üzre hareket ve bu husûsda ziyâde ihtimâm ve dikkat ve bu fermân-ı âlî mehâkimle sicillâta kayd ve sebt ve düstûrü’l-amel olup min ba‘d eslemeyenlerin cezâ-i sezâları tertîb ve nisvândan kâ’inen men kân mütenebbih olmayanları ta‘zîr ve te’dîb eyleyip, müsâmaha ve tekâsülden ihtirâz ve müslime ve kâfire ve sâliha ve fâcireyi kıyâfet-i nâ-meşrû‘adan men‘ ve zecr ve mesâğ-ı şer‘î olmayan bid‘atlerini men‘ ü def‘ eylemeniz bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki vusûl buldukda vech-i meşrûh üzre şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfından gāyetü’l-gāye ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz. Şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâili Şevvâli’l-mükerrem sene semân ve selâsîne ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.