|
İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 120 Hüküm no: 58 Orijinal metin no: [17b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Serşükûfeci Şeyh Mehmed’in çiçek narhını belirlemesi
Çiçek fermânı Bâ sah İstanbul kadısı fazîletlü Efendi Ahâlî-i Dârü’s-saltanat-ı aliyye iktizâ-yı letâfet-tabî‘at ile öteden beri üşkûfe-perverliğe meyl ve rağb[et] ve kudret-i ilâhiyyeyi temâşa ve müşâhede için lâle-i Rûmî terbiyesini zamân-ı kadîmden beri âdet edip ricâl-i Devlet-i aliyye’den dahi niceleri rağbet ve her birinin envâ‘ ve ecnâsına göre harîd ve füruhtunda kıymet ve bahâsı vech-i i‘tidâl üzre mukavvem ve ma‘lûm olup Devlet-i aliyye İstanbul’a teşrîf eylemezden mukaddem o vechile bey‘ ü şirâ ve ba‘zı şükûfe kesret buldukça bahâsı dahi tedennî ve tenezzül bulup, gün be gün bahâ-i rahîs ile ahz u i‘tâ olunagelmişiken Devlet-i aliyye-i ebed-ittisâl Âsitâne-i sa‘âdete sâye-endâz-ı iclâl olup lehü’l-hamd ve’l-minne her taraf karîn-i âsâyiş ve emniyyet ve sâye-i Devlet-i aliyye’de cümlenin ârâyiş ve istirâhatları kemâlde olup bu hâlde tarafımızdan ba‘zı mertebe rağbet bulunmağın şükûfe füruhtunu sermâye dâd ü sitâd eden tâife-i bî-insâf bu hâleti mahzâ fırsat addedip sene be sene bahâsına terakkī zam ederek değer-bahâsından beş on kat ziyâdeye çıkarıp hadd-i i‘tidâl ve insâfı tecâvüze cesâret ve ibâdullâha bî-had cevr ü eziyyet etmeleriyle bu husûs bir nizâm-ı kaviyyeye ifrâğ olunmak muktezî ve husûsan ricâl-i Devlet-i aliyye’den ve gayrıdan terbiyesine me’lûf olanların kesretine binâen ziyâde revâcı olup bi’z-zarûre bir hadd-i mu‘ayyene tahsîs ile narh ta‘yîn olunmak iktizâ etmeğin, ahd-i karîbde alınıp satıldığı minvâl üzre bir defter tertîb ve fîleri vaz‘ olunmakla, imdi ser-şükûfeciyân olan Şeyh Mehmed Efendi ma‘rifetiyle cümle çiçekçileri getirdip defterde mastûr olan fîleri birer birer kendilere tefhîm ve fîmâ ba‘d ta‘yîn olunandan bir akçe ziyâdeye füruht olunmamak üzre narh defterine kayd ve tenbîh ile narh ta‘yîn eyleyesiz, bundan sonra sırren ve alenen tecessüs olunur fermân olunandan bir akçe ziyâdeye bey‘ ederler ise şükûfeleri mîrîden zabt ve kendileri bilâd-ı ba‘îdeye nefy ve tağrîb ile te’dîb olunacakların ifâde ile gereği gibi tenbîh ve te’kîd eyleyesiz deyû buyruldu.
|