.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 25 Numaralı Sicil (H. 1179-1180 / M. 1765-1767)
cilt: 76, sayfa: 392
Hüküm no: 470
Orijinal metin no: [197-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Vefat eden Abdurrahman’ın evlatlarının Hobyar mahallesinde yanan çörek fırını yerine fırın açma isteklerine izin verilemeyeceği

Hobyar Mahâllesinde Meydancık nâm mahâlde Çörekçi dükkânı binâ olunmaya

Ma‘rûz,

Mahmiye-i İslambol’da Hobyar mahâllesinde Meydancık nâm mahâlde Kādıasker-i esbak Abdülkadir Efendi câmi‘-i şerîfi mektebi tahtında vâki‘ câmi‘-i mezkûr vakfından olan berber dükkânında mukaddemâ çörekçi olan müteveffâ Abdurrahman’ın evlâdı arzuhâl eden Ahmed ve Saliha ve Fâtıma meclis-i şer‘-i şerîfde hâlâ dükkân-ı mezkûrda müsteciren sâkin Berber Ali ile murâfa‘alarında mezkûr dükkânın içinde gedik ta‘bîr olunur çörekçi âlâtı babamız mezbûrun mülkü olup ba‘de-vefâtihî mezkûr dükkânda biz çörekçi olmak iktizâ eder iken altmış dokuz senesinde olan harîkde muhterik oldukda mezbûr Ali âlât-ı mezbûreyi ihrâç ve kendi berber dükkânı yapıp hâlâ âlât-ı mezkûre yedimizde olmağla mezbûr Ali ihrâç olunup yine biz babamız misillü dükkân-ı mezkûrede çörekçi etdirilmek murâdımızdır deyü mezbûr Ali’den eyledikleri gedik da‘vâsı şer‘an mesmû‘a olmayıp derkenâr olunan sûret-i fermân-ı âlîşânda çörekçi fırını olmakda ibkā olmayan dükkânın sâhiblerine cebre kādir olamadıkları tasrîh olunup lâkin bi’t-taharrî istikşâf-ı hakīkatü’l-hâl için kıbel-i şer‘-i şerîfden Kâtib Numan Efendi dâ‘îleri irsâl, ol dahi mi‘mâr hulefâsından İsmail ve diğer İsmail ile mahâll-i mezkûre varıp vakf-ı mezkûr mütevellîsi hâzır olduğu hâlde mu‘âyene eylediklerinde mekteb-i mezkûr dîk olmağla ba‘de’l-harîk binâ ve tevsî‘ olunmağla dükkân-ı mezkûrun üzerine gelip fırın binâ olunduğu takdîrce ocak binâ olunması bir vechile mümkün olmadığından gayrı ahâlî-i mahâlleden İmam el-Hâc Hüseyin Efendi ve Müezzin es-Seyyid Osman ve Kayyûm Hâfız Mehmed ve Mustafa Efendi ve el-Hâc İshak Efendi ve Süleyman Ağa ve Bekir Ağa ve Kürkçü Ali Ağa ve es-Seyyid İsmail ve İbrahim Ağa ve Kitâbçı el-Hâc Hasan [198] ve Yenişehirli Hâfız es-Seyyid Ahmed Efendi ve Mehmed Efendi ve Ketenci el-Hâc Mehmed Ağa ve Yazıcı İbrahim Efendi ve Türbedâr İsmail Efendi ve Hasan Ağa ve Ali Ağa ve es-Seyyid Hüseyin ve Molla Mehmed ve Hâfız Ahmed Efendi ve Berber es-Seyyid Hüseyin ve Salih Çelebi ve es-Seyyid Süleyman Usta [ve] Nalband el-Hâc Hasan ve Kafesçi İbrahim Beşe ve Mustafa Çelebi nâm kimesneler mezkûr fırından kable’l-harîk içinden birkaç def‘a ateş zuhûr edip ve dumanından câmi‘-i mezkûr cemâ‘ati müteezzî olmağla zarârı olup ve mekteb-i mezkûre dahi dîk olmağla ba‘de’l-harîk zarârının def‘ini ve mektebin tevsî‘ini biz ihtiyâr ve istirhâm eylediğimde mezkûr fırın mahâllinde ibkā olunmayıp men‘ ve mekteb dahi tevsî‘ olunmağla hâlâ yine fırın binâ olunmak mümkün olmayıp ve olduğu sûretde dahi bir vechile emniyetimiz yokdur deyü ihbâr eylediklerini mezbûr dâ‘îleri mahâllinde tahrîr ve gelip inhâ eylediği bi’l-iltimâs huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.

Fî 14 C sene [1]180.