.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 148 Numaralı Sicil (H. 1241-1242 / M. 1826-1827)
cilt: 90, sayfa: 359
Hüküm no: 304
Orijinal metin no: [59a-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hanife bt. Ali’nin, annesinin ölümüne sebep olan imam ve mekteb hocası Hasan Efendi b. Mustafa ile 900 guruş diyete sulh olduğu

900 guruşa diyet sulhü ve tecîli

Ma‘rûz

Sâdır olan fermân-ı âlîlerine imtisâlen Galata’ya muzâfe Beşiktaş nâhiyesi nâibi Mehmed Celaleddin Efendi dâ‘îlerinin keşif i‘lâmında tahrîr olunduğu üzre nâhiye-i mezbûreye tâbi‘ Dolmabağçe karyesinde Süleymâniye mahallesinde sâkine iken târih-i i‘lâmdan iki gün mukaddem fevt olan Hanife Hatun bt. Ali’nin sadriye kızı ve bi’l-ihbâr hasran vârisesi mu‘arrefetü’z-zât Emine Hatun bt. Mehmed meclis-i şer‘-i münîrde mahalle-i mezbûre imâmı ve mekteb hocası Hasan Efendi b. Mustafa muvâcehesinde benim sagīr oğlum Hüseyin geçen Çarşamba günü sekizde Dolmabağçe’de sıbyân ile oynarken mezbûr Hüseyin Efendi sagīr-i mezbûr mukaddemâ kendi mektebinde okuyup ba‘dehû ahz ve âhar mektebe verildiğine nefsâniyeten sagīr-i mezbûru kendi mektebine getirtip bilâ-mûcib falaka ile darb eylediğini vâlidem mezbûre işitip varıp sagīr-i mezbûru kurtarmak murâd eylediğinde mezbûr Hasan Efendi vâlidem merkūmeyi dahi falaka ağacıyla bi-gayr-ı hakkın ense kökünden ve arkasından ve böğründen darb-ı şedîd ile darb ve kara bere etmekle vâlidem mezbûre dahi ağzından kan gelerek menzilime gelip on iki sâ‘at mürûrunda darb-ı mezkûrdan müteessiren fevt olmağla mûcib-i şer‘îsini taleb ederim deyü da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında sagīr-i mezbûr zikrolunan Dolmabağçe’de şalgam tarlasına girip telef eylediğinden sahibi bana şikâyet etmeğin ben dahi getirtip li-ecli’t-tedîb ayaklarına birkaç değnek darb eylediğimden sagīr-i mezbûr gidip anasına ve ceddesine ifâde ettikde onlar dahi ma‘an mektebe gelip şütûm-ı galîza ile bana şetm ve falaka ile onlar beni darb etmeleriyle hâlâ boğazımda eser-i cerh vardır deyü darbını külliyen inkâr etmekle ben ber-vech-i muharrer müdde‘âmı beyâna havâle olunmuşdum el-hâletü hâzihî muslihûn tavassutuyla beynimiz ıslâh ve te’lîf olunup ben ber-vech-i muharrer tesâddî eylediğim da‘vâmdan mezbûr Hasan Efendi ile bi’t-tav‘ ve’r-rızâ dokuz yüz guruş üzerine sulh olduğumda ol dahi sulh-ı mezkûru kabûl ve bedel-i sulh-ı merkūm dokuz yüz guruşun üç yüz guruşunu çend-rûz zarfında ve bâkī altı yüz guruşunu dahi târih-i i‘lâmdan beher şehr ikişer yüz guruş <> vererek üç ay hitâmında bana edâya ta‘ahhüd ben dahi ta‘ahhüdünü kabûl ve ol vechile imhâl etmemle bedel-i sulh-ı mezkûr dokuz yüz guruşdan mâ‘adâ bi’l-cümle husûs-ı mezkûra ve sâir cemî‘ hukūk-ı şer‘iyeye müte‘allika âmme-i da‘vâdan tarafeynden her birimiz âharın zimmetini ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve ıskāt ve her birimiz ber-vech-i muharrer âharın ibrâsını kabûl eyledik deyü mukırre-i mezbûre Hanife Hatun’un cemî‘ takrîr-i meşrûhunu mezbûr Hasan Efendi tasdîk ve ibrâdan müstesnâ bedel-i sulh-ı merkūm dokuz yüz guruş zimmetinde müdde‘iyye-i mezbûre<> Emine Hatun’a deyni olduğunu ikrâr ve i‘tirâf ve vech-i meşrûh üzre edâya ta‘ahhüd eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr.

Fî 12 Ş sene 1242