|
İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617) cilt: 44, sayfa: 281 Hüküm no: 305 Orijinal metin no: [63b-2, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Müteferrika Mehmed Bey b. Abdüşşekûr’un vasiyetle kurduğu para vakfı
Elhamdülillâhi’llezî ce‘ale’l-vasiyete hayra’z-zâd ve’s-salâtü alâ-seyyidinâ Muhammedin el-hâdî ilâ-sübüli’r-reşâd ve alâ-âlihi’l-emcâd ve eshâbihi’l-eshâr ellezî sarrâfu umrahüm fi’l-ızzi ve’l-hâd, ammâ ba‘d, işbu mazmûnunda vasiyet yoluyla vakıf ikrârından bahseden sahîh ve şer‘î bir hüccet ve sarîh ve mer‘î bir vesîkadır. Merhûm-ı mebrûr ed-dâric ilâ-medârici rahmeti rabbihi’l-gafûr Müteferrika Mehmed Bey b. Abdüşşekûr ölmeden önce cemî‘ sülüs-i mâlını vücûh-ı hayrât ve sunûf-i meberrâta vasiyet edip bundan yirmi bin akçeyi tilâvet-i Kur’ân-ı azîme ta‘yîn etti ve vasiyetlerinin tenfîzine aynü’l-a‘yân makbûlü’s-sudûr ve’l-erkân Kasım Ağa b. Abdülmennan’ı vasî seçti. Şühûd-ı udûl, sikāt-ı fühûl bimâ hüve nehcü’ş-şer‘i’l-kavîm ve’d-dîni’l-müstakīm, hâkim-i muvakkı‘ a‘lâhu el-mütevakkı‘ rızâi mevlâhu huzûrunda böyle beyân ettiler. Vasîyy-i mezkûr meclis-i şer‘a hâzır olup vesâyet-i mahkiyesi hasebiyle âti’l-beyân vakfa mütevellî olan Kurd Bey b. Abdullah nâm kimse mahzarında şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, merhûm-ı merkūmun sülüsünden vasiyeti îcâbı mesârif-i lâzımenin ihrâcından sonra râyicü’l-vakt yirmi bin akçeyi kabz edip hasbeten lillâhi’l-azîm ve haseneten li-rûhi resûlihi’l-kerîm vakfetti ve meblağ-ı merkūmun ahsen-i istiğlâl ile ale’l-vechi’ş-şer‘i’l-helâl rehn-i kavî ve kefîl-i melî ile veyâ haseb-i iktizâ-i hâl bunlardan birisiyle senede noksânsız ziyâdesiz ona on bir ribh üzere istiğlâl edilmesini şart etti. Allahü te‘âlânın ribh ve galleden hâsıl ettiğinden sekiz yüz akçenin yevmî bir buçuk akçesini mütevellîye şart etti. Yevmî iki akçeyi mahalle-i mezbûrede vâki‘ Haydarhâne mescidinde imâm olacak kimseye her gün yatsı namazından sonra mescid-i mebûrda Mülk sûresini okuması şartıyla ta‘yîn etti. Yevmî bir akçeyi Karaman mescidinde müezzin olacak kimseye her gün ikindi namazından sonra mescid-i mezbûrda Nisa sûresini cehren okuması ve her namazdan sonra üç kere İhlâs-ı şerîf bir kere Fâtiha sûresini okuması ve vâkıf-ı mezbûrun rûhuna hediye etmesi şartıyla ta‘yîn etti. Tevliyeti de müddet-i hayatınca mütevellî-yi mezkûra şart etti. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mesfûr tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Emr-i vakf, ale’l-vechi’l-mersûm tamam olduğunda, vasîyy-i mezbûr vakf-ı nukūdun cumhûr indinde gayri sahîh olduğundan bahisle vakıfdan rucu‘ etmek istedi. Hâkim-i muvakkı‘ a‘lâhu el-Ensârî rivâyetiyle İmâm Züfer kavline istinâden vakfın sıhhatine hükmetti. Sonra vasîyy-i merkūm, İmâm Ebû Hanife indinde vakfın gayri lâzım olması cihetiyle meblağ-ı mezbûrun iâdesini talep etti. Hâkim-i mûmâ-ileyh imâmeyn-i hümâmeyn kavillerine tevfîkan vakfın lüzûmuna da hükmetti. Meblağ-ı merkūm böylece sahîh, lâzım, tağyîr ve tebdîli aslâ câiz olmayacak şekilde müseccel bir vakıf oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû alellezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyi’l-halîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâsıtı Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene selâse ve elf.
Şühûdü’l-hâl: ( )
|