|
İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617) cilt: 44, sayfa: 297 Hüküm no: 333 Orijinal metin no: [68a-1, Arapça] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
İlihan Hatun bt. Mustafa’nın ev vakfiyesi
Elhamdülillâhi’llezî erşede’l-müminîne ve’l-müminât ilâ-a‘mâli’s-sâlihât ve es‘âra ile’l-Müslimîne ve Müslimât ile’l-hasenât ve’l-meberrât haysü kāle’llâhü te‘âlâ inne’l-hasenâte yüzhibne’s-seyyiât ve efdalü’s-salavât ve ekmelü’t-tahiyyât alâ-seyyidi’l-kâinât Muhammedin ve alâ-âlihî ve ashâbih. Ammâ ba‘d, işbu elfâz ve me‘ânî cihetinden sahîh ve şer‘î bir hüccet, usûl ve mebânî cihetinden sarîh ve mer‘î bir vesîkadır. Sâhibetü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râgıbetü’s-sadakāt ve’l-meberrât seyyidetü’l-muhadderât tâcü’l-mestûrât el-muvaffaka bi-tevfîkı’llâhi te‘âlâ el-meliki’l-a‘lâ İlihan Hatun bt. merhûm Mustafa -zâde’llâhü te‘âlâ tevfîkahâ- kıbelinden ikrâr-ı vakfa ve sonra da‘vâ-yı rucu‘a vekâleti, merhûm Rüstempaşa Vakfı mütevellîsi aynü’l-a‘yân Mesih Bey b. Abdülmennan ve ümdetü erbâbi’t-tahrîr ve’l-beyân Mehmed Çelebi b. Mesih Bey el-kâtibü’d-dîvân nâm kimselerin şehâdeti ile sâbit olan fahrü’z-zu‘amâ Veli Bey b. Resul meclis-i şer‘a hâzır olup vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle şöyle ikrâr ve i‘tirâf eyledi ki, müvekkile-i mûmâ-ileyhâsı dünyânın fâni, âhiretin bâkī olduğunu idrâk ettiğinde “yevme lâ yenfe‘u mâlün ve lâ benûn” için âhiret azığı tedârik etmek istedi ve işbu vakıf ikrârının kendisinden sudûruna kadar mâliki olduğu ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Hobyar mahallesinde kâin, tahtânî ve fevkānî iki hâneyi, mutfağı, su kuyusunu, kenîfi, bahçeyi ve fevka’l-bâb odayı müştemil, hudûdu bir tarafından Hüseyin Vakfı, bir tarafından Ferhad b. Abdullah mülkü ve Emine Hatun mülkü, bir tarafından da tarîk-ı âm ile mahdûd bulunan cemî‘ menzilini cümle tevâbi‘i ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘i ve merâfıkı ile habs, tahlît ve vakfeyledi. Sonra menzil-i mezbûru tescîl maksadıyla mütevellî nasbettiği Mustafa b. Mahmud nâm kimseye teslîm etti. Mezbûr Mustafa dahi tesellüm edip sâir mütevellîler evkāfda nasıl tasarruf ettiler ise öyle tasarruf etti. Vâkıfe-i mezbûre menzil-i mezkûrda süknâyı evvelâ müddet-i hayatınca Şehnaz bt. Abdullah nâm anasına şart etti. Sonra mâdâm ki hayatda ola nefs-i nefîsesine şart etti. Sonra evlâdına, neslen ba‘de neslin fer‘an gıbbe aslin ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâdına şart etti. Ba‘de’l-inkırâz -el-iyâzü billâhi’l-feyyâz- menzil-i mezbûrun cereyân eden âdeti üzere ücret-i mu‘tâde ile icâreye verilmesini, Allahü te‘âlânın fazl ve atâsıyla ücret-i kirâdan nasîb ettiğinin mahmiye-i mezbûrede vâki‘ Haremeyn-i şerîfeyn vakfı mütevellîsine verilmesini ve sâir mahsûl-i vakıfla Haremeyn-i şerîfeyne irsâlini şart etti. Vakfiyede tebdîl ve tağyîri müddet-i hayatınca nefsine şart etti. Vâki‘ ikrâr mütevellî-yi mezkûr tarafından vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Hâl bu minvâl üzere iken vekîl-i mezbûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanife indinde vakf-ı akārın gayr-ı lâzım olduğuna binâen vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle vakfiyetten rucû‘ edip menzili müvekkile-i mezkûresinin mülküne istirdâd eyledi. Mütevellî-i mezbûr her ne kadar İmâm-ı a‘zam indinde vakf-ı akār lâzım değilse de imâmeyn-i hümâmeyn İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî ve İmâm-ı sânî Ebû Yusuf katlarında lâzımdır diyerek redden imtinâ‘ eyledi ve hâkim-i muvakkı‘-ı a‘lâhudan imâmeynin re’y-i reşîd ve mezheb-i sedîdine tevfîkan hükmetmesini istedi. Hâkim-i muvakkı‘ da vakıf cânibini evlâ ve ahrâ görüp vakfın sıhhat ve lüzûmuna hükmetti. Menzil-i mezbûr bu sûretle tahvîli, ta‘dîli, tağyîr ve tebdîli aslâ câiz olmayacak şekilde lâzım, müebbed, müseccel bir vakıf oldu. “Fe-men beddelehû ba‘de mâ-semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’llezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-cevâdi’l-hayyi’l-kerîm.
Cerâ zâlike ve hurrire fî-evâili Saferi’l-muzaffer li-sene selâse ve elf.
Şühûdü’l-hâl: Mevlana Sinan Efendi el-müderris, mevlana Ahmed Efendi b. Mehmed, mevlana Mehmed b. Mehmed el-imâm, İsmail b. İbrahim, Mustafa b. Veli
|