.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 191 Numaralı Sicil (H. 1000-1027 / M. 1591-1617)
cilt: 44, sayfa: 319
Hüküm no: 375
Orijinal metin no: [74a-1, Arapça]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Ağa b. Abdürreyyan’ın ev vakfiyesi

Atebe-i aliyye-i sultaniyede bevvâb-ı sultânî olan sâhibü’l-hayrât Mustafa Ağa b. Abdürreyyan kıbelinden vakıf ikrârına ve vakıfdan rucû‘ da‘vâsına vekâleti Hamza b. Ahmed ve Hasan Bey b. Abdullah’ın şehâdeti ile bimâ hüve nehcü’s-sübût şer‘an sâbit olan (…) nâm kimse, âti’z-zikr vakfın tescîli maksadıyla mütevellî nasbettiği Mustafa b. Ahmed ile birlikte meclis-i şer‘-i şerîfe hâzır olup onun mahzarında şöyle ikrâr eyledi ki, müvekkil-i mezbûru Mustafa Ağa dünyânın fâni, âhiretin bâkī olduğunu idrâk edip âhiret azığı tedârik etmek istedi ve mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından Mercan mahallesinde kâin, dâhilî ve hâricî muhavvatalı, muhavvata-i dâhiliyesi, üzerlerinde fevkānî üç hâne bulunan tahtânî üç hâneyi, önlerindeki sofayı, su kuyusunu, cüneyneyi, muhavvata ve kenîfi, muhavvata-i hâriciyesi ise üzerinde fevkānî hâne bulunan tahtânî bir hâneyi ve kenîfi müştemil bulunan, hudûdu bir tarafından Ali Ağa Vakfı’na, bir tarafından Elif Hatun Vakfı’na, bir tarafından Firuzağa Vakfı’na, bir tarafından da tarîk-ı âmma müntehî bulunan cemî‘ evini cümle tevâbi‘i ve levâhıkıyla niyet-i sâfiye ile habs ve vakfetti. Menzil-i mezbûrda süknâyı mâdâm ki hayatda ola evvelâ nefs-i nefîsesine, sonra Saliha nâm kızına, sonra müddet-i hayatınca Şemli bt. Abdullah nâm zevcesine, sonra mezbûre kızının evlâdına, ile’l-inkırâz evlâd-ı evlâdına şart etti. Ba‘de’l-inkırâz -el-iyâzü bi’llah- menzil-i mezbûrun, hasbe mâ-cerati’l-âdetü, icâre-i mu‘tâde ile icâreye verilmesini ve hâsıl olan ücret-i kirâdan yevmî iki akçenin Saray-ı atik-i sultânî kurbündeki merhûm Yakub Ağa mescidinde imâm olacak kimseye istediği vakitte hergün Kur’ân-ı azîmden bir cüz okuyup sevâbını vâkıfın ve zevcesinin rûhlarına hediye etmesi üzere verilmesini şart etti. Mescid-i mezbûrda müezzin olacak kimseye de kezâlik istediği vakitte hergün Kur’ân-ı azîmden bir cüz okuyup sevâbını vâkıfın ve zevcesinin rûhlarına hediye etmesi üzere yevmî iki akçe ta‘yîn etti. Artanın meremmet için mütevellî tarafından zabt edilmesini şart etti. Tevliyeyi müddet-i hayatınca kendisine, sonra hâkimin münâsib göreceği kimseye şart etti. Vakfiyedeki tebdîl, tağyîr, taklîl ve teksîri kendisine şart etti. Hâl bu minvâl üzere iken vekîl-i mezbûr İmâm-ı a‘zam Ebû Hanife indinde vakf-ı akārın gayr-ı lâzım olduğuna binâen vekâlet-i mahkiyesi hasebiyle vakfiyetten rucû‘ edip menzili müvekkil-i mezkûrunun mülküne istirdâd etti. Mütevellî-yi mezbûr her ne kadar İmâm-ı a‘zam indinde vakf-ı akār lâzım değilse de imâmeyn-i hümâmeyn İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî ve İmâm-ı sânî Ebû Yusuf katlarında lâzımdır diyerek redden imtinâ‘ eyledi ve hâkim-i muvakkı‘-ı a‘lâhudan imâmeynin re’y-i reşîd ve mezheb-i sedîdine tevfîkan hükmetmesini istedi. Hâkim-i muvakkı‘ da vakıf cânibini evlâ ve ahrâ görüp vakfın sıhhat ve lüzûmuna hükmetti. Menzil-i mezbûr bu sûretle tahvîli, ta‘dîli, tağyîr ve tebdîli aslâ câiz olmayacak şekilde lâzım, müebbed, müseccel bir vakıf oldu.

Cerâ zâlike ve hurrire fi’l-yevmi’s-sâbi‘ min-Muharremi’l-harâm min-şühûri sene hamse ve elf.

Şühûdü’l-hâl: Hasan b. İbrahim, Ahmed Efendi el-müderris, İbrahim b. Mustafa, Süleyman b. Abdullah, Yakub b. İbrahim, Davud b. Abdullah, Rüstem Bey b. Abdullah, Ali Bey b. Abdullah, el-Hâc Mehmed b. Çolpan? ve gayruhum