Rumeli Sadâreti Mahkemesi 40 Numaralı Sicil (H. 1033-1034 / M. 1623-1624) cilt: 46, sayfa: 152 Hüküm no: 130 Orijinal metin no: [24b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Duka v. Hıristoderi’nin vefât eden kardeşi Musa Çavuş’un borcu dolayısıyla açılan davada Salamon v. Yakop ve Yako v. Yuhaim adlı Yahudiler ile sulh olduğu
Bundan akdem vilâyet-i Rumeli’nde kasaba-i Zihne’den olup hâlâ mahmiye-i İstanbul’da Balat kurbünde Karabaş mahallesinde sâkin olan Duka v. Hıristoderi nâm zimmî meclis-i şer‘-i hatîrde işbu bâ‘isü’l-kitâb Salamon v. Yakop ve Yako v. Yuhaim nâm Yahudiler muvâcehelerinde ikrâr-ı tâm ve takrîr-i kelâm edip târîh-i kitâbdan altı ay mukaddem mezbûrân Salamon ve Yako’dan ale’l-iştirâki’s-seviy bi tarîki’l-karzi’ş-şer‘î yüz yirmi bin fıddî akçe alıp mukābelesinde mezkûrâna dört gümüşlü gaddâre ve bir altun yaftalı ve kitâbeli bir kılıç ve üç gümüş kemer kılıç ve on dört vakiyye altun yaldızlı bir sîm raht ve saplı üç gümüş topuz ve sapsız bir gümüş topuz ve iki çift altun yaldızlı bilezik ve iki yüz yetmiş miskāl bir altunlu sîne-bend ve bir cevherî kuşak ve yetmiş miskāl bir altun cevherî bilezik ve iki cevherî sorguç ve iki siyâh ferâceye kaplı semmûr kürk ve bir neftî ferâceye kaplı semmûr kürk ve bir vaşak nâfesi rehin vaz‘ eyledim deyü rehâin-i mezkûreyi merkūmândan da‘vâ ve taleb eylediğimde mezbûrân dahi cevâblarında senin li-ebeveyn karındaşın olup ba‘dehû şeref-i İslâmla müşerrefe olan Musa Çavuş nâm müteveffâ hâl-i sıhhatinde bizlere ale’l-iştirâki’s-seviy yüz yetmiş bin fıddî akçe istikrâz ve kabz edip biz dahi ikrâz ve teslîm etmeğin eşyâ-i mersûmeyi bize deyn-i merkūm mukābelesinde rehin vaz‘ edip ba‘dehû târîh-i kitâbdan iki yıl mukaddem deyni olan meblâğ-ı mezbûru bize bi’t-tamâm edâ ve îfâ edip rehâin-i mezkûreyi teslîm eyledik ol dahi cümlesini kabz eyledi biz seninle bi-vechin mine’l-vücûh mu‘âmele etmedik deyü husûs-ı mersûmu bi’l-külliye inkâr edip beynimizde münâza‘ât-ı ekîde ve muhâsamât-ı şedîde vâkı‘ olmuş idi. El-hâletü hâzihî beynimizde muslihûn tavassut edip husûs-ı mezbûru inkârdan yirmi bin fıddî akçeye sulh ettiklerinde ben dahi sulh-i merkūmu kabûl edip bedel-i sulh olan meblâğ-ı mezbûru bi’t-tamâm yedlerinden alıp kabz edip zimmetlerini rehâin-i mezkûreye müte‘allık cemî‘-i da‘vâ ve husûmâttan ibrâ-i âm ile ibrâ eyledim ba‘de’l-yevm benden veya vekîlimden husûs-ı mezbûra müte‘allık da‘vâ ve nizâ‘ sudûr ederse lede’l-havâle istimâ‘ olunmaya dedikde gıbbe’t-tasdîk ve mâ-hüve’l-vâkı‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Tahrîren fî-evâsıtı şehri Şa‘bâni’l-mükerrem li-sene selâse ve selâsîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Es-sâbikūn.
|