Bab Mahkemesi 197 Numaralı Sicil (H. 1162-1163 / M. 1749-1750) cilt: 73, sayfa: 295 Hüküm no: 338 Orijinal metin no: [43b-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Âmine Hatun’un, tevliyet sırası kendisinde olduğu iddiasıyla Bektaş Efendi Vakfı mütevellisi kardeşi Mehmed Efendi’ye açtığı davada haksız bulunduğu
Bâ-mühr-i hazret-i efendi
Ma‘rûz
Ashâb-ı hayrâtdan merhûm Bektaş Efendi nâm sahibü’l-hayrın evlâd-ı evlâdından olan sahibe-i arzuhâl Âmine Hatun zâtı ba‘de’t-ta‘rîfi’ş-şer‘î meclis-i şer‘de li-ebeveyn er karındaşı olup tevliyet-i vakf-ı mezkûra evlâdiyet ve eslahiyet üzere bâ-berat-ı âlîşân otuz beş seneden beri bi’l-meşrûta mutasarrıf olan Mehmed Efendi ile terâfu‘larında vâkıf-ı mûmâ-ileyh tevliyet-i vakf-ı mezkûru eslah evlâdına ve bir derecede eslahân bulunur ise sinnen ekberine şart ve vakfiyesinde tasrîh edip karındaşım işbu mûmâ-ileyh Mehmed Efendi ile derecemiz müsâvî lâkin ben sinnen ekber olmamla tevliyet-i mezkûre ber-mûceb-i şart-ı vâkıf mûmâ-ileyh Mehmed Efendi ref‘inden bana tevcîh olunmak matlûbumdur deyü ba‘de’d-da‘vâ ve’s-suâl mûmâ-ileyh Mehmed Efendi müdde‘iye-i merkūmenin li-ebeveyn kız karındaşı ve sinnen ekber olduğunu ikrâr lâkin eslahiyetini inkâr ve yüz otuz seneden mütecâvizdir vakf-ı mezkûrun tevliyetine inâsdan ekberin vücûduyla ma‘an zükûr mutasarrıf olagelip şart-ı mezkûr münkatı‘u’l-amel olmağla tescîli beyân iktizâ eder dedikde merkūme Âmine Hatun eslahiyetini ve şart-ı mezkûru bir vechile beyâna kādire olmayıp husûs-ı mezkûr hâlâ şeyhülislâm allâmetü’l-enâm sellemehü’l-azîzi’l-allâm hazretlerinden mazmûnu sâbit olmayıp kadîmden amel olunagelmeyen bir vakf-ı kadîmin vakfiyesinde vakf-ı mezbûrun tevliyeti vâkıfın mutlaka evlâdının ve evlâd-ı evlâdının sinnen ekber ve eslahına meşrûta olmak üzere tahrîr olunup lâkin vakf-ı mezkûrun tevliyetini yüz otuz seneden beri vâkıfın evlâdının ve evlâd-ı evlâdının zükûru mutasarrıflar olup amel-i kadîm bunun üzerine iken hâlâ vâkıfın evlâd-ı evlâdından olup vakf-ı mezbûrun mütevellîsi olan Zeyd’e vâkıfın evlâd-ı evlâdından Hind ol vakfiyenin mazmûnunu isbât etmedin mücerred ben senden sinnen ekberim deyü kadîme mugāyir vakf-ı mezbûrun tevliyetine müdâhaleye kādire olur mu deyü istiftâ olundukda cevâb-ı bâ-savâblarında olmaz buyurmalarıyla ve mûmâ-ileyh Mehmed Efendi’nin eslahiyeti ve tevliyet-i mezkûreye yüz otuz seneden mütecâviz inâsdan ekberin vücûduyla ma‘an zükûr mutasarrıf olduğunu ve mûmâ-ileyh Mehmed Efendi otuz beş seneden beri umûr-ı vakf-ı şerîfi kemâl-i sadâkat ve istikāmet üzere rü’yet edip min-külli’l-vücûh hoşnûd ve râzı olduklarını mürtezikadan ve sâirden mazbûtü’l-esâmî elli neferden mütecâviz sikāt-ı sahîhatü’l-kelimât ihbâr etmeleriyle ve fi’l-hakīka eslahiyet umûr-ı vakfa ıttılâ‘ ve istikāmet üzere rü’yetden ibâret olup bu takdîrce ricâlde eslahiyet nisvândan ziyâde ve etem ve evlâ olduğu zâhir olmağın mezbûre Âmine Hatun karındaşı mûmâ-ileyh Mehmed Efendi’ye bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunduğu huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu bâkī fermân hazret-i veliyyü’l-emrindir.
Fî 10 Şa‘bân sene 1162
|