.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Beşiktaş Mahkemesi 2 Numaralı Sicil (H. 966-968 / M. 1558-1561)
cilt: 42, sayfa: 302
Hüküm no: 635
Orijinal metin no: [84a-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kuruçeşme köyünde Hüsam Reis çardağında kiracı olup öldürülen dört Yahudinin katillerini bulmak için zanlıların ifadesine başvurulduğu

Vech-i tahrîr-i hurûf oldur ki

Havâss-ı Kostantınıyye’ye tâbi‘ Kuruçeşme nâm karyeden Hüsam Reis çardağında icâre ile sâkin olan Yahudi tâifesinden Semoyil v. Mayil, Salamon v. Mosi, Yasef v. Nikola, Hanna nâm hatun bu dört nefer kimesne Cemâziyelâhiri’nin yirmi ikinci günü ehad gecesi âlet-i harb ile katl olmuş olup mahall-i hâdiseye Mübâşir Mehmed Çavuş ile varılıp görülcek katl olunan evin bir tarafı Solak Hasan mülküne olup ve bir tarafı Yahudilerden Sitore nâm hatun mülküne olup ve katl olunan çardağın altında iki yer evi olup birinde Hüsam Reis’in kulu Tonit ile hatunu olup ve bir yanında katl olunan Yahudâların akrabâlarından İshak ile kız karındaşı Tuna bt. Avram olup mezbûr Hüsam Reis’in kulu Tonit’e suâl olunup bu katl olunanları kimler katl eyledi sen zikr olan çardağın altında sâkin idin görmedin mi denildikde dedi ki; maktûlûn-ı mezbûrûnun katl olunmazdan dört gün mukaddem efendim Hüsam Reis b. Mustafa ve karındaşı İbrahim b. Mustafa ve yanımızda olan Solak Hasan b. Abdullah ile bile meşveret edip bir gayrıları ile tedbîr ederlerdi ammâ ne dediğini bilmezim ve katl olunduğu gün ahşama karîb efendim ile karındaşı İbrahim gelip bize istifsâr edip dedi ki; “bu Yahudâların kendileri ile bile evlerinde altınları ve esbâbları var mıdır ve cevâhirleri var mıdır ve ne vechdir” deyu bize suâl edip biz dahi vardır deyu cevâb verip bu haberi alıp efendim ve karındaşı İbrahim ile dönüp gidip bir zamandan sonra geri efendim yalnız gelip ev yanında gezip çardağı dolanıp gezinip gitmek istedikde subh vakti oldu bu gece nere yatarsın dedim ol dahi Kaya Çelebi evinde yatarın deyu cevâb verdikde ahşam olup halk yatdıkdan sonra nice zaman geçip bahçede olan kelb ki efendim Hüsam Reis’in köpeği olup ürümeğe başlayıp gelen kimsenelere karşı varıp ol gelen kimesnelerin içinde birisi köpeği adı ile çağırıp köpeğe dahi âşinâlık verip ürmez olup acaba efendim gelmiş gibi deyu taşra çıkmak istedikde hemen kapımı aldılar biz[i] taşra çıkartmadılar ol aradan efendi deyu çağırdım ol dahi sus çağırma deyu elinde kılıç ile kapıya çaldı korkumdan ayrık çağırmadım hemen gördüm yukarı çardağa çıkdılar karârımca on nefer kimesne vardı çardağa çıkan gürültü hengâme oldu kılıç şakırdamağa başladı katl olanlardan bir tâze oğlan vardı efendime; “efendi bana kıyma beni öldürme” deyu çağırıp ol dahi dinlemeyip onu dahi katl eyledi ol aradan esbâbları cem‘ edip yukarıdan aşağı bırakıp döküşdürüp kendilerin bu denli gördüm deyu cevâb verip ve ba‘dehû çardağın altındaki evin birinde olan İshak b. Avram’a suâl oluncak; bu halkın geldiklerin bilicek kapıları berkidip ardına sandık yığıp bir delikden bakdım gördüm iki kişi nerdübân ayağında yalın kılıç ile durur iki kimesne kapıma yalın kılıç ile durur ammâ nerdübân ayağında duran Hüsam Reis’in karındaşı İbrahim idi ayrığını fark ederim deyu cevâb verip ba‘dehû mezbûr İshak’ın hemşîresi Tuna’dan suâl olundukda; ben havfımdan kimesneyi görmedim ammâ köpek ürürken gelen âdemlerin birisi köpeği ismi ile çağırıp köpek ayrık ürmeyip âşinâlık etdi mezbûr Hüsam Reis’in kulu Tonit efendisine; “efendim” deyu çağırdı ol dahi sus çağırma deyip bense bu denli gördüm deyu cevâb verip ve ba‘dehû Hüsam Reis’in kulunu hatunu ihzâr olunup suâl olundukda; ben ol katl olundukları gece Galata’da idim bu hâdiseyi işidicek zevcim dahi katl olunmuş mudur deyu gelip gördüm zevcim katl olunmamış keyfiyet-i ahvâlden suâl eylediğimde takrîr eylediği gibi mâ-cerâyı bana takrîr eyledi dedi ba‘dehû Tuna’nın kız karındaşı Azyona nâm hatundan suâl olundukda hatun gelip şöyle cevâb verdi ki; Cum‘a gün ben İslambol’a gitmek isteyip kapı önüne çıkdığım zamanda mezbûr Hüsam Reis ve karındaşı İbrahim ve Solak Hasan nâm [kimesneler] gelip bana dedi ki; İslambol’dan gene gelir misin bunda olan eşyânı alır gider misin bu yanda geç kalır mısın ne vakit gelirsin” deyu suâl eylediler bu cümlenin takrîr[idir] vukū‘u üzere li-ecli’l-arz kayd-ı sicil olundu.

Şuhûdu’l-hâl: Mehmed b. Mustafa ve Mehmed b. Abdullah ve Mustafa b. Abdullah ve Süleyman b. Abdullah ve Ferruh b. Abdullah ve gayruhüm.