.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667)
cilt: 17, sayfa: 208
Hüküm no: 193
Orijinal metin no: [25b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ölen el-Hâc Hasan b. Siyâmi’nin terekesinin vârisler arasında paylaşıldığı

Mahrûse-i Galata müzâfâtından kasaba-i Tophâne’de Mustafa Ağa mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Hasan b. Siyâmi’nin verâseti zevce-i metrûkesi Âişe bt. Mehmed ve sulbî kebîr oğulları el-Hâc Mehmed ve el-Hâc Ali ve Mustafa Çelebi ve sagīr oğlu Abdullah ve sagīre kızı Emetullah ve kebîre kızları Âişe ve Fâtıma’ya münhasıra ve tashîh-i mes’elesi seksen sekiz sehimden olup on bir sehmi mezbûre Âişe’ye ve yedişer sehmi mezbûrât diğer Âişe ve Fâtıma ve Emetullah’dan her birine ve on dörder sehmi mezbûrûn el-Hâc Mehmed ve el-Hâc Ali ve Mustafa Çelebi ve Abdullah’dan her birine isâbet edip mezbûre Âişe sıgār-ı mezbûrûnun kıbel-i şer‘den mansûbe vasîleri olduğu şer‘an sâbit ve mütehakkik oldukdan sonra mezbûr el-Hâc Ali meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde bâ‘isü’l-kitâb merkūm el-Hâc Mehmed mahzarında bi’t-tav‘i’s-sâf ikrâr ve i‘tirâf edip nısf-ı şâyi‘i tereke-i müteveffâ-yı mezbûrdan olup mezbûr el-Hâc Mehmed’in yedinde olan şayka ta‘bîr olunur yirmi arşın sefîne ve cemî‘ âlâtından mâ‘adâ terekeden hisseyi bundan akdem vâzı‘ü’l-yed olan mezbûr el-Hâc Mehmed yedinden ahz u kabz eylediğimden sonra zikr olunan nısf sefîne ve cemî‘ âlâtından dahi hisse-i şer‘iyyemi mezbûr el-Hâc Mehmed’den taleb ve da‘vâ ettiğimde mezbûr el-Hâc Mehmed vasiyy-i mezbûr ile sâir verese sefîne-i mezbûre ile cemî‘ âlâtından sagīrân-ı mezbûrânın hisseleri ile kendi hisselerini bana semen-i ma‘lûma bey‘ ve teslîm ettiklerinde senin hisseni dahi fuzûlen semen-i ma‘lûma bey‘ edip ba‘dehû sefîne-i mezbûre ile cemî‘ âlâtından semen ile sâir tereke semenlerinden hissen on bin beş yüz akçe oldu deyû sana teslîm ettiğimde sefîne-i mezbûre ile âlâtından hissende bey‘i mücîz olup meblağ-ı mezbûru kabz etmişidin deyû def‘ edip ben dahi meblağ-ı mezbûru kabz edip bey‘-i mezbûru mücîz olmamışidim demekle beynimizde nizâ‘-ı küllî vâki‘ olmağın muslihûn tavassut edip mezbûr el-Hâc Mehmed ile beynimizde otuz beş esedî guruş üzerine inşâ-i akd-i sulh eylediklerinde ben dahi sulh-i mezbûru kabûl edip bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr otuz beş esedî guruşu yedinden ahz u kabz eylediğimden sonra sefîne-i mezbûre ve âlâtına celîl ü hakīr kalîl ü kesîr evânî-i nühâsiyye ve gayr-ı nühâsiyye ve esâs-ı beyt ve akār ve menkūl müteveffâ-yı mezbûrun cemî‘ terekesine müte‘allika âmme-i de‘âvâdan târih-i kitâba gelince sâir hukūk-ı ma‘lûmeden ve mechûle da‘vâsından mezbûr el-Hâc Mehmed’i ve vasiyy-i mezbûr ile sâir vereseyi ibrâ-i âmm-ı kātı‘ü’n-nizâ‘ ile ibrâ ve iskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîk mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’t-tâsi‘ min Cemâziyelevvel li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: El-Hâc Halil b. el-Hâc Receb, el-Hâc Mehmed b. el-Hâc Ali, Ali Reis b. Mustafa, Yusuf Beşe b. Abdullah, Abdülbâkī Çelebi b. el-Hâc Ferhad, el-Hâc İbrahim b. el-Hâc Ahmed, el-Hâc Mahmud b. Abdullah.