.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 37 Numaralı Sicil (H. 1047 / M. 1637 - 1638)
cilt: 25, sayfa: 220
Hüküm no: 249
Orijinal metin no: [41a-3]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Dilaver Bey b. Abdullah’ın miras davasının reddi

Havâss-ı Refî‘a kazâsı müzâfâtından Hasköy demekle ma‘rûfe karyede sâkin Dilâver Bey b. Abdullah nâm cündî, karye-i mezbûre sâkinelerinden işbu bâ‘isetü’l-kitâb Despina bt. Yorgi nâm Nasrâniyeyi mahfil-i kazâya ihzâr ve mahzarında üzerine takrîr-i da‘vâ edip mezbûre Despina’nın sadriye-i kebîr kızı zevcem Âişe bt. Mehmed Bey nâm hâtun ben şark seferinde iken vefât edip cümle muhallefâtı mezbûr Despina yedinde kalmağla bi hasebi’l-irsi’ş-şer‘î bana isâbet eden nısf hisse-i mu‘ayyenemi da‘vâ ve taleb ederim suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Despina cevâbında, müteveffât-ı mezbûrenin mecmû‘-ı muhallefâtı techîz ve tekfînine ancak kifâyet etmekle harc ve sarf eyledim zimmetimde ism-i mâl ıtlâk olunur bir şeyi kalmamış iken mezbûr Dilâver Bey bundan mukaddem bir def‘a dahi taleb-i da‘vâ eyledikde muhallefâtından mevcûd olan bir bakır sini ve bir kafesli el leğeni ve bir demirli sandık ahz ve kabz edip ziyâde bir şey beyânına kādir olmamağın, muslihûn tavassutu ile bin beş yüz nakd-i râyic fi’l-vakt fıddî akçe üzerine sulh olup bedel-i sulhü yedimden bi’t-tamâm alıp kabz eyledikden sonra müteveffât-ı merkūmenin muhallefâtına müte‘allik da‘vâdan zimmetimi ibrâ ve iskāt eyleyip minvâl-i muharrer üzre hüccet-i şer‘iyye olunmuşidi deyip mazmûnu takrîrine mutâbık hüccet-i şer‘iyye ibrâz edicek gıbbe’l-istintâk mezbûr Dilâver Bey mazmûn-ı hücceti bi’l-külliye münkir olmağla merkūme Despina’dan ihticâc eylediği hüccet-i merkūmenin mazmûnuna mutâbık beyyine taleb olundukda, zeylinde mastûrü’l-esâmî olan müslümanlardan Mehmed Halîfe b. İbrahim el-Müezzin ve Mahmud Bey b. Mehmed er-Râcil nâm kimesneler meclis-i şerî‘at-nihâda li ecli’ş-şehâde hâzırân olup istişhâd olunduklarında, fi’l-hakīka müdde‘î-i merkūm Dilâver Bey merkūme Âişe’nin muhallefâtından mevcûd olan bir bakır sini ve bir kafesli el leğeni ve bir demirli sandık ahz ve kabz edip ziyâde bir şey beyânına kādir olmamağla, bin beş yüz mezbûrü’n-na‘t akçe üzerine merkūme Despina ile sulh olup bedel-i sulh bin beş yüz akçeyi dahi bizim huzûrumuzda alıp kabz eyledikden sonra müteveffât-ı merkūmenin muhallefâtına müte‘allik da‘vâdan mezbûre Despina’nın zimmetini ibrâ ve iskāt eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri hüccet-i merkūmenin mazmûnuna mutâbık edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın, mûcebiyle mezbûr Dilâver Bey bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup, mâ hüve’l-vâki‘ gıbbe’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-tâsi‘ aşer min Şa‘bâni’l-mu‘azzam li sene seb‘a ve erba‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Ali Beşe b. Ahmed, Abdi Bey b. Şaban, Hasan b. Abdullah, Mehmed b. Abdi, Mehmed b. Ramazan, Ali b. Mustafa, Ali b. Abdullah.