|
Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 49 Numaralı Sicil (H. 1054 / M. 1644) cilt: 26, sayfa: 167 Hüküm no: 171 Orijinal metin no: [33a-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vakıf evde vakfiyeye aykırı olarak oturan Râziye bt. Abdullah’ın çıkarılmasına dâir
Medîne-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -radiye anhu Rabbühü’l-Bârî- mahallâtından Nişancı Paşa mahallesinde bâ‘isetü’l-kitâb Muvâfık bt. Abdullah nâm hâtun meclis-i şer‘-i hatîr-i lâzımü’t-tevkīrde takrîr-i kelâm ve bast-ı merâm edip bundan akdem ashâb-ı hayrâtdan Rahime Hâtun bt. el-merhûm İbrahim nâm sâhibetü’l-hayr mahalle-i mezbûrede bir tarafı Kâtib Mahmud Çelebi bahçesine ve bir tarafı Taşçızâde oğulları Ömer ve Osman mülküne ve bir tarafı Peremeci Mehmed mülküne ve bir tarafı tarîk-i âma müntehî selâmlık ta‘bîr olunur bir bâb fevkānî ve üç bâb tahtânî beyti ve bi’r-i mâyı ve zulleyi ve zât-ı eşcâr-ı müsmire [33b ] ve gayr-ı müsmire muhavvatayı müştemil olan menzilini evvelâ kendi nefsine ba‘dehâ mu‘takalarından Zuhûrî Ağa b. Abdullah’a ve utekāsından Âfâk bt. Abdullah ve Muvâfık bt. Abdullah’a şart ve ta‘yîn etmişiken hâlen hilâf-ı şart-ı vâkıf menzil-i mezkûrda Râziye bt. Abdullah nâm hâtun sâkine olur suâl olunup menzil-i mezbûrdan ihrâc olunması mat[l]ûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-istintâk merkūme Râziye Hâtun cevâbında fi’l-hakīka menzil-i mârrü’z-zikrin hakk-ı süknâsı bana dahi meşrûtdur ve vakfiye-i ma‘mûlün bihâsında ismim mastûr ve mukayyeddir vakfiye-i ma‘mûlün bihâsını ibrâz eylesin dedikde merkūm Muvâfık dahi vakfiye-i ma‘mûlün bihâsını ibrâz edip nazar olundukda fi’l-vâki‘ mezkûrûn Muvâfık ve Âfâk ve Zuhûrî’nin isimleri mastûr olup mersûme Râziye’nin ismi gayr-ı mukayyed ve mastûr olmağın mu‘ârazadan men‘ birle işbu hurûf ketb ve imlâ olundu. Hurrire fî gurreti Cumâdelûlâ li sene erba‘a ve hamsîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Beşe b. Mehmed el-Muhtesib, Ali Beşe b. Mustafa, Baba Süleyman b. Turgud, el-Hâc Ahmed Beşe Çukadâr, Musa b. Mehmed, İbrahim Çelebi ve gayruhüm mine’l-huzzâr
|