.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662)
cilt: 28, sayfa: 283
Hüküm no: 287
Orijinal metin no: [63b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mehmed Çelebi b. Davud’un eski gelini Fâtıma bt. Hüseyin’deki alacağı hususunda anlaştıkları

Râh-i âbî tâifesinden Mehmed Çelebi b. Davud mahfil-i kazâda sulbî kebîr oğlu Sâlih Çelebi’nin sâbıkan zevcesi olan hâmiletü’l-kitâb Fâtıma bt. Hüseyin nâm hâtun mahzarında ikrâr ve takrîr-i kelâm edip zevcem iken bundan akdem fevt olan Sâime Hâtun’dan bana ve sulbî kebîr oğlu oğlum merkūm Sâlih Çelebi’ye ve sadriye sagīre kızı kızım Fâtıma’ya bi’l-irsi’ş-şer‘î isâbet ve intikāl eden hâzıre bi’l-meclis Ferah nâm câriyemizi kendim asâleten ve kızım sagīre-i mezbûrenin dahi tesviye-i umûru için kıbel-i şer‘den mansûb vasî olmağın vesâyeten ve oğlum mezbûr Sâlih Çelebi dahi asâleten târih-i kitâbdan bir buçuk sene mukaddem merkūme Fâtıma’ya oğlum mezbûrun taht-ı nikâhında iken on dört bin akçeye bey‘ ve teslîm eylediğimizde ol dahi vech-i muharrer üzre iştirâ ve tesellüm ve kabz ve kabûl edip semeni olan meblağ-ı mezbûrdan on bir bin beş yüz akçesini yedinden alıp kabz edip bâkī iki bin beş yüz akçesini kable’l-edâ oğlum mezbûr ile muhâla‘a eyleyip zimmetini ibrâ-i cemî‘-i de‘âvî etmeğin oğlum mezbûr Sâlih Çelebi dahi mezbûrenin zimmetini tezevvücüne müte‘allik âmme-i de‘âvîden ve meblağ-ı bâkīden kendi hissesine isâbet eden bin iki yüz elli akçe da‘vâsından ibrâ ve iskāt etmeğin ben dahi meblağ-ı bâkī bin iki yüz elli akçeden altı yüz yirmi beş akçe rub‘ hissemi asâleten ve kızım mezbûrenin hissesine isâbet eden altı yüz yirmi beş akçeyi dahi vesâyeten mezbûre Fâtıma’dan taleb ve da‘vâ eylediğimde mezbûre Fâtıma dahi sâlifü’z-zikr câriyemi on bin akçeden ziyâdeye iştirâsını inkâr ile cevâb vermeğin benden ziyâdeye bey‘imi mübeyyine beyyine taleb olundukda ityân-ı beyyineden izhâr-ı acz ile istihlâf eylediğimde mezbûre Fâtıma’ya mârrü’z-zikr câriyeyi on dört bin akçeye iştirâ ve kabûl etmediğine yemîn teklîf olundukda, ol dahi yemînden nükûl etmeğin zikr olunan bin iki yüz elli akçenin edâsına hükm-i hâkim-i lâhık olmuş idi el-hâletü hâzihî meblağ-ı mezbûru bi’l-asâle ve bi’l-vesâye mezbûre Fâtıma yedinden tamamen alıp kabz edip mezbûre ile vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb da‘vâ ve nizâ‘ım kalmadı ba‘de’l-yevm mazmûn-ı kitâba muhâlif bi’z-zât ve yâhud bi’l-vekâle da‘vâ ve nizâ‘ım zuhûr ve sudûr ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın deyicek gıbbe’t-tasdîki’l-mu‘teber mezbûr Sâlih Çelebi meclis-i mezbûrda fi’l-hakīka zikr olunan câriye semeninden benim hisseme isâbet eden bin iki yüz elli akçe da‘vâsından sâbıkan zevcem olan mezbûre Fâtıma’nın zimmetini hîn-i muhâla‘ada ibrâ eylemişdim deyicek gıbbe’t-tasdîk ve’t-taleb, mâ cerâ bi’l-ibtigā sebt olundu. Fi’l-yevmi’l-ışrîn min Şevvâli’l-mükerrem li sene isneteyn ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: İlyas Efendi b. Mehmed, Hüseyin b. Hasan, Sâlih Çelebi b. Mehmed, Ali Çelebi b. ( ) el-Hallâk, Abdülaziz Çelebi b. Sinan, Mehmed Çelebi b. Yusuf, Dilâver Muhzır, Mehmed Muhzır, Hasan Muhzır, Ali Beşe Çukadâr ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.