|
Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 74 Numaralı Sicil (H. 1072 - 1073 / M. 1661 - 1662) cilt: 28, sayfa: 336 Hüküm no: 348 Orijinal metin no: [77a-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ali Çelebi b. Halil’in kendi bahçesine kattığı bostanın Cafer Efendi Vakfı’na ait olduğu
Mahmiye-i İstanbul’da Yeniodalar başında sâkin olup merhûm Cafer Efendi evkāfı’na bi’l-fi‘l mütevellî olan bâ‘isü’l-kitâb el-Hâc Veli b. İsâ mahfil-i kazâda medîne-i Hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî -dâme fî rıdvâni’l-Bârî-’de Ali Paşa mahallesinde sâkin olup menzil-i câ’i’z-zikre mülkiyyet üzre vaz‘-ı yedi ikrârıyla sâbit olan Ali Çelebi b. Halil mahzarında bi’l-velâye üzerine takrîr-i da‘vâ edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmetü’l-hudûd olup mârrü’z-zikr Cafer Efendi evkāfı’ndan olmağla icâre-i mu‘accele ve müeccele-i ma‘lûmeteyn ile gāib ani’l-meclis Yusuf Efendi’nin zabt ve taht-ı tasarrufunda olan bostanın mukaddemâ mutasarrıfı olan Kara demekle ma‘rûf Bostancı nâm zimmî, mezbûr Ali Çelebi’nin hâlâ mülk-i müşterâsı olmak üzre mutasarrıf olduğu bir tarafdan yine bostan-ı merkūm ve bir tarafdan Abdülkerim Çelebi mülkü ve bir tarafdan Pazarcı Osman mülkü ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd menzilin mukaddemâ mâliki olan Şeyh Mehmed nâm kimesne bostan-ı mezkûrun bir mikdârını ifrâz ve bedel-i ma‘lûme mukābelesinde senede yirmi akçe icâre ve izn-i mütevellî ile tefvîz bi’l-ferâğ ve teslîm, ol dahi tefevvüz ve kabûl ve bahçesine zam ve her sene icâre-i mezkûreyi cânib-i vakfa edâ ve teslîm ederken fevt olmağın zikr olunan yer evlâdına intikāl etmeğin anlar dahi her sene icâre-i merkūmeyi vakfa edâ ve teslîm ederlerken hâlâ mezbûr Ali Çelebi menzil-i mezbûra şirâ-i şer‘î ile mâlik olmağın ol vakıf yeri dahi mülkiyyet üzre zabt u tasarruf eder suâl olunup ihkāk-ı hak olunmak matlûbumdur deyicek gıbbe’s-suâl mezbûr Ali Çelebi [cevâbında] menzil-i mahdûd-ı mezkûra mülkiyyet üzre vaz‘-ı yedini ikrâr, lâkin menzil-i mezbûr mülâsık-ı vakf-ı mezbûrdan olan bostan-ı mezbûrdan menzil-i mezbûrun bahçesine icâre-i mersûme ile yer zam ve ilhâk olunduğunu inkâr ile cevâb vermeğin mütevellî-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda, udûl-i ricâlden olup hâlâ evkāf-ı mezbûre kâtibi olan el-Hâc Musli b. Sinan ve mahalle-i mezbûreden Mehmed Bey b. Hasan ve Kasımpaşa mahallesinden İbrahim b. Şeyh Mehmed li ecli’ş-şehâde makām-ı kazâda hâzırûn olup lâkin müşhedün-fih müşârün-ileyh bi’l-benân olmak lâzım olmağla şâhidûn-ı mezkûrûnun vech-i âtî üzre olan şehâdetleri mahallinde tahrîr için kıbel-i şer‘den mevlânâ Sâlih Mehmed Efendi irsâl olunup ol dahi zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî olan müslimîn ile mahall-i mezbûre varıp akd-i meclis-i şer‘ edip isre’l-istişhâd ve zikr olunan şâhidler meclis-i mezbûrda münkir-i mezbûr muvâcehesinde fi’l-hakīka işbu menzilin sokak kapısının içinde olan kaldırım dibinden sol tarafında olan tahta havluya varınca ve havlu mukābelesinde olan tahta havluya varınca işbu yer mârrü’z-zikr Cafer Efendi evkāfı’ndan idiği mesmû‘umuzdur, zirâ‘ zikr olunan yeri müteveffâ-yı mezbûr Şeyh Mehmed merkūm Kara zimmîden senede yirmi akçe icâre ve ma‘rifet-i mütevellî ile tefevvüz ve işbu menzilin bahçesine ilhâk ve zam ve her sene icâre-i mezkûreyi vakfa edâ edip ba‘de vefâtihî evlâdına intikāl edip anlar dahi icâre-i mezbûreyi vakfa edâ ederler idiği ma‘lûmumuzdur biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde vâki‘ü’l-hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr, ba‘dehû şâhidûn-ı mezbûrûn ile meclis-i şer‘de şâhidûn-ı mezbûrûn meclis-i şer‘de münkir-i mezbûr muvâcehesinde tekrâr minvâl-i mübeyyen üzre şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olmağın asl-ı vakfda istimâ‘la şehâdet câiz ve meşrû‘ olmağın alâ mûcebi şehâdetihim zikr olunan yerin vakfiyyetine hüküm olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb kayd şüd. Fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-ışrîn min Zilka‘deti’ş-şerîfe li seneti isneteyn ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Ağa b. Veli, Mehmed Çelebi b. Ahmed, Ali Bey b. Mehmed, Mehmed Beşe b. Ömer, Mehmed b. Mehmed, Mehmed Bey b. Hamza el-Bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Bey b. Mahmud ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.
|