.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667)
cilt: 17, sayfa: 308
Hüküm no: 347
Orijinal metin no: [46a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şeyh Ebülvefâ Vakfı’na ait arsaya odalar yapıp kira ücretini ödeyerek oturan Belkıs Hatun bt. Üstâd Ali’nin ölümü üzerine, yaptığı masraflarla ilgili vârislerinin açtığı davada sulh olduğu ve sulh bedelinin tahsil edildiği

Merhûm Şeyh Ebülvefâ vakfı’ndan olup merhûm-ı mezbûrun mahmiye-i İstanbul’da kendi mahallesinde vakı‘a bir tarafdan vakf-ı mezbûr ve bir tarafdan Hacı Eyüb mülkü ve iki tarafdan tarîk-i âm ile mahdûde menzil arsası üzerine icâreteyn-i ma‘lûmeteyn ile mutasarrıfesi olan Belkıs Hâtun bt. üstâd Ali izn-i mütevellî ile târih-i kitâbdan dört sene mukaddem icâre-i mu‘accelesine mahsûb olmak üzre odalar binâ edip mutasarrıfe iken fevt oldukda menzil-i mezbûr intikāl-i âdî ile oğlu Nâilî Mustafa Efendi b. Mehmed Efendi’ye intikāl edip mezbûr Mustafa Efendi mutasarrıf iken bilâ-veled vefât etmekle menzil-i mezbûru vakf-ı mezbûr mütevellîsi umdetü’l-eşbâh Ahmed Efendi vakf için zabt ve îcâr ettiği ve müteveffâ-yı mezbûrun verâseti zevcesi Safiye bt. Zeynelâbidin’e ve li ebeveyn karındaşı kızları Afîfe ve Râbia’ya münhasıra olduğu şer‘an sâbit oldukdan sonra mezbûre Safiye’nin zevci ve tarafından husûs-ı âti’l-beyâna sâbitü’l-vekâle vekîli olan Mustafa Çavuş b. Receb ile mezbûretân Afîfe ve Râbia’nın sâbitü’l-vekâle vekîlleri olan Hüseyin Efendi b. Abdülvehhâb meclis-i şer‘-i şerîf-i lâzımü’t-teşrîfde vakf-ı mezbûr mütevellîsi mûmâ-ileyh Ahmed Efendi muvâcehesinde her biri üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffât-ı mezbûrenin menzil-i mezbûrun binâsına masrûfu olan elli bin akçenin on dört bin dört yüz akçesini müteveffât-ı mezbûre ile oğlu müteveffâ-yı mezbûr hayâtlarında dört sene süknâ ile menzil-i mezbûrun ecr-i mislinden istîfâ edip müteveffât-ı mezbûrenin vech-i mübeyyen üzre masrûfundan bâkī otuz beş bin altı yüz akçeyi bundan akdem vekâletimiz hasebiyle mütevellî-i mezbûr Ahmed Efendi’den yedinde olan galle-i vakf-ı mezbûrdan müvekkilelerimiz için bize ver deyû da‘vâ ettiğimizde sulh, her vechile vakfa enfa‘ olmağla beynimize muslihûn tavassut edip mûmâ-ileyh Ahmed Efendi galle-i vakıfdan müvekkilimiz için bize on altı bin akçe vermek üzre beynimizde inşâ-i akd-i sulh ettiklerinde biz dahi bi’l-vekâle sulh-i mezbûru kabûl edip bâkīden taraf-ı vakfı ibrâ etmişdik suâl olunup bedel-i sulh-i mezbûru yedinde olan galle-i vakf-ı mezbûrdan bize teslîme mûmâ-ileyh Ahmed Efendi’ye tenbîh olunmak matlûbumuzdur dediklerinde, gıbbe’s-suâl mûmâ-ileyh Ahmed Efendi cevâbında kaziyye minvâl-i muharrer üzre olup vekîlân-ı mezbûrân ile vech-i muharrer üzre sulh vakfa enfa‘ olmağla on altı bin akçeye sulh olmuşidim lâkin câiz ki mezbûrât Safiye ve Afîfe ve Râbia ve vech-i muharrer üzre vekâletlerini inkâr edip ben dahi isbât edemeyip mezbûrât yemîn etmeleriyle müteveffât-ı mezbûrenin vech-i muharrer üzre masrûfundan bâkīyi bana tazmîn edip zarar müretteb ola, mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi vech-i mübeyyen üzre vekâletlerini isbât eylesinler dedikde, mezbûr Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi’den vech-i mübeyyen üzre sulha ve bedel-i sulhü kabza ve bâkīden taraf-ı vakfı ibrâya mezbûrât Safiye ve Afîfe ve Râbia taraflarından vekîl olduklarına beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i müslimînden Abdülbâkī b. Musa ve İsmail b. Musa ve Sâlih b. Nurullah ve Ahmed b. Mustafa nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffât-ı mezbûrenin menzil-i mezbûra vech-i mübeyyen üzre masrûfu olan elli bin akçeden ber vech-i muharrer istîfâ olunan on dört bin dört yüz akçeden bâkī otuz beş bin altı yüz akçenin on altı bin akçesi üzerine mezbûr Ahmed Efendi ile sulha ve bedel-i sulhü kabza ve bâkīden tarafı vakfı edâya mezbûre Safiye mezbûr Mustafa Çavuş’u mezbûretân Afîfe ve Râbia mezbûr Hüseyin Efendi’yi bizim huzûrumuzda vekîl ve menâblarına nâib nasb ve ta‘yîn edip mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi dahi vekâlet-i mezbûreyi kabûl etmişler idi mütevellî-i mûmâ-ileyh Ahmed Efendi üzerine bedel-i sulh olan meblağ-ı mezbûr on altı bin akçeyi galle-i vakıfdan mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi’ye teslîm lâzımdır, biz bu husûsa bu vech üzre şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiyye şehâdetleri makbûle olup mûcebince mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi’nin vekâletlerine hükm olunup bedel-i sulh-i mezbûru vekîlân-ı mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi’ye galle-i vakıfdan teslîme mûmâ-ileyh Ahmed Efendi’ye tenbîh olundukdan sonra vekîlân-ı mezbûrân Mustafa Çavuş ve Hüseyin Efendi meclis-i mezbûrda mütevellî-i mûmâ-ileyh Ahmed Efendi mahzarında her biri bi’l-vekâle ikrâr ve takrîr-i kelâm edip ânifen bize teslîme tenbîh olunan bedel-i sulh-i mezbûr on altı bin akçeyi mûmâ-ileyh Ahmed Efendi yedinde olan galle-i vakf-ı mezbûrdan alıp kabz eyledik dediklerinde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’s-sâlis ve’l-ışrîn min Cumâdelâhire li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mehmed Bey b. Abdullah Kâtib-i Vakf-ı Ferruh Kethüdâ, fahrü’l-müderrisîn Ömer Efendi el-Kâtib, İbrahim Ağa b. Mustafa, Abdurrahman Çelebi, Edhem Çelebi b. Ahmed ve gayruhüm mine’l-hâzırîn.