Eyüb Mahkemesi (Havass-ı Refia) 82 Numaralı Sicil (H. 1081 / M. 1670 - 1671) cilt: 29, sayfa: 183 Hüküm no: 220 Orijinal metin no: [41b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Dârüssaâde Ağası Abbas Ağa’nın vakıf hamamına Kırkçeşme sularından iki buçuk lüle su tahsisi
Nişân-ı şerîf-i âlîşândır Çûn mâ’-i zülâl-i inâyet, Hüdâ-yı lâ yezâl celle şânühû ani’ş-şebîh ve’n-nazîr ve’n-nisâl yed-i fehvâ-yı izzet-ihtivâ-yı ve mine’l-mâ’i külle şey’in hayy inâyet bahşâ-yı besâtînü’l-mâl ve tenehhür? fezâ-yı reyyân? cümle ahvâl ve…? âsâr-ı şevket ve iclâlimiz ümenâ-yı …? resân etmekle şükran alâ hâze’n-ni‘am, zimmet-i himmet-i vâlâ, nehmet-i pâdişâhâneme ehem ve elzem oldu ki ibâd-ı inâyet mu‘tâdın, gülşen-i dilgüşâ-yı merâmları katarât-ı ber-nevâ-yı hüsrevânem ile serbesti-i zebân ve riyâz-ı hoş hevâ-yı mihmânları reşehât-ı fazl-ı efdâl-i dîvânım ile hemîşe şâdân ve hândân olalar. Binâen alâ zâlik bi’l-fi‘l Dârü’s-sa‘âdetim ağası olup nâzır-ı evkāf-ı Harameynü’ş-şerîfeyn olan işbu râfi‘-i tevkī‘-i refî‘ü’ş-şân-ı şehriyârî ve nâkıl-ı yarlığ-ı belîğ-i meserret-ünvân-ı tâcidârî, iftihârü’l-havâs ve’l-mukarrabîn, mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn Abbas Ağa -dâme ulüvvuhû- nun tarafından vekîl olup evkāf mütevellîsi olan Dergâh-ı mu‘allâm kapıcılarından kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Cafer -zîde kadruhû- südde-i sa‘âdetime gelip ağa-yı müşârun-ileyh mahmiye-i İstanbul’da müceddeden binâ ve vakf eylediği hamamlara cârî olmak üzre Haslar kazâsı muzâfâtından Terkos nâhiyesine tâbi‘ Kırk Çeşme Suyu başında Selhhâne Deresi nâm vâdîden denize cereyân eden mâ’ı vâdî-i mezbûrdan iki dağ aşırıp lağım ve bacalar ile beyne’n-nâs Çifte Havuz demekle ma‘rûf havuza karîb Tobus Pınarı nâm vâdîden zikr olunan Çifte Havuz’a muttasıl olan Kırk Çeşme Suyu’na ilhâk olunan suyun üzerine varılıp ne mikdâr su mevcûd olduğu vezn ve ayâr ve keşf ve tahrîr olunmak için ma‘rifet-i şer‘ ile mûmâ-ileyhin vekîli muvâcehesinde bi’l-fi‘l Hâssa mi‘mârbaşı ve suyolu nâzırı kıdvetü’l-emâcid ve’l-a‘yân Mustafa ve Ali -zîde mecduhûmâ- ile suyolcular Kethüdâsı Veli ve el-Hâc Abbas ve Hacı Abdülganî ve Hacı Mustafa ve Uzun Mehmed ve sâir su ahvâline vukūfu olan bî-garaz müslimîn ile zikr olunan mevzi‘a varılıp mâ’-i mezbûr otuz iki aded boş baca ve altı aded ma‘mûr baca ve altı yüz altmış altı kulacık lağım ile ihdâs olunan suyolu ile Tobus Pınarı Deresi’nden havz-ı mezbûra muttasıl olan suya ilhâk olunduğu mekân müşâhed olundukda kâmil üç lüle mâ’-i cârî mevcûd olup kānûn üzre nısf lülesi hakk-ı mecrâ verilip bâkī kalan iki buçuk lülesi ağa-yı müşârun-ileyhe vakf eylediği hamamlara cârî olmak üzre sene ihdâ semânîn ve elf Şa‘bânü’l-mu‘azzamı evâhirinde bi’l-fi‘l evkāf müfettişi olan iftihârü’l-ulemâi’l-muhakkikīn Mevlânâ İbrahim Efendi -zîde fezâilühû- mümzâ ve mahtûm hüccet-i şer‘iyye vermekle mûcebince işbu berât-ı hümâyûn-ı mevhibet-meşhûnu verdim, min ba‘de’l-yevm ağa-yı müşârun-ileyhin vech-i meşrûh üzre cem‘ ve tahsîl eylediği üç lüle suyun kānûn üzre bir buçuk lülesi hakk-ı mecrâ alıkonulup bâkī kalan kâmil ile buçuk lüle suyu zikr olunan hamamlara Keyfe mâ yeşâ’ ve yahtâr icrâ ettirilip ol bâbda âferîdeden hiç âhad kâinen men kân, keyfe mâ kân vechen mine’l-vücûh mâni‘ ve dâfi‘ ve râfi‘ ve münâzi‘ ve müzâhim olmayıp ve dahl [ve ta‘arruz] kılmayalar şöyle bileler, alâmet-i şerîfe i‘tinâ ve i‘timâd kılalar. Tahrîren fî evâsıt-ı şehri Ramazâni’l-mübârek sene ihdâ ve semânîn ve elf. Be makām-ı İstanbul Derkenâr: Sâbıkan Dârü’s-sa‘âde ağası Abbas Ağa’nın hamamlarının suyunun hüccet-i şer‘iyyesi mûcebince olan fermân kaydıdır.
|