.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüp Mahkemesi 138 Numaralı Sicil (H. 1129-1131 / M. 1717-1718)
cilt: 61, sayfa: 156
Hüküm no: 112
Orijinal metin no: [39b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hüseyin oğlu Hamâmî Ali Ağa’nın terekesinden üçte birini para vakfı olarak vasiyet ettiği

Husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâ‘ ve tahrîri için savb-ı şer‘-i enverden Mevlânâ Mustafa Efendi b. Hüseyin irsâl olunup Havâss-ı Refî‘a kazâsı muzâfâtından Çekmece-i Kebîr kasabasında vâki‘ Dizdâriye mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Hamâmî Ali Ağa b. Hüseyin b. Hasan’ın sâkin olduğu menzile varıp zeyl-i kitâbda muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî ettikde müteveffâ-yı mezbûrun verâseti zevce-i menkûha-i metrûkesi Ümmü Gülsüm Hatun bt. Abdüllatif ile sulbî kebîr oğlu Mustafa’ya ve sulbiye kebîre kızı Fâtıma ve sulbiye sagīre kızı Âişe’ye münhasıra olduğu şer‘an zâhir oldukdan sonra müteveffâ-yı mezbûrun bâ-hüccet-i şer‘iyye husûs-ı âti’l-beyânında vâsyy-i muhtâr olup mahmiye-i İstanbul’da Sancakdâr Hayreddin mahallesinde sâkin Süleyman Ağa b. Hasan meclis-i şer‘-i şerîf-i enver[de] müteveffâ-yı mezbûrun terekesine bi’l-verâse vâzı‘u’l-yed olan mezbûretân Ümmü Gülsüm ve Fâtıma Hatun mahzarlarında bi’l-vesâye üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr Hamâmî Ali Ağa b. Hüseyin b. Hasan’ın hâl-i marazında bi-emri’llâhi te‘âlâ fevt eylediğimde terekemin sülüsün kabz ve sülüs-i mezbûrdan elli guruşunu ifrâz ve vakf olunup ve vakf-ı mezbûre ma‘rifet-i şer‘le bir kimesne mütevellî nasb olunup meblağ-ı ma‘rûf-ı mezbûr onu on bir buçuk hesâbı üzere alâ vechi’l-helâl istirbâh ve istiğlâl olundukdan sonra hâsıl olan ribh [ve] nemâsından kasaba-i mezbûrda merhûm ve mağfûr Ebu’l-feth Sultân Mehmed Han -aleyhi’r-rahmetü ve’l-gufrân- hazretlerinin câmi‘-i şerîfinde müezzin olan kimesneye bir akçe verilip vakt-i asrda kable’s-salâti’l-farz üç ihlâs-ı şerîf tilâvet edip rûhuma ihdâ eyleye ve bir akçe dahi sâlifü’z-zikr Dizdâriye[‘de] imâm olan kimesneye verilip ba‘de’l-asr sûre-i Amme-i şerîf tilâvet edip rûhuma ihdâ eyleye deyu vasiyyet ve musırran aleyhâ fevt olmağla terekesinin sülüsünü meblağ-ı mûsâ-i mezkûra vâfî iken mezbûretân Ümmü Gülsüm ve Fâtıma Hatun teslîmden imtinâ‘ eder suâl olunsun dedikde gıbbe’s-suâl mezbûretân Ümmü Gülsüm ve Fâtıma Hatun cevâblarında tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vaz‘-ı yedlerini ikrâr lâkin vasiyyet-i mezkûru inkâr edicek müdde‘î-i mezbûrdan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden kasaba-i mezbûre sâkinlerinden Mustafa Çelebi b. Receb ve Mustafa Efendi b. Abdullah li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘iyye-i mezkû[ra] hâzırân olup istişhâd olunduklarında fi’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr Hamâmî Ali Ağa b. Hüseyin b. Hasan hâl-i marazında bi-emri’llâhi te‘âlâ vefât eylediğimde terekemin sülüs[ün] ahz u kabz ve sülüs-i mezbûrdan elli guruş ifrâz [ve] vakf olunup ve vakf-ı mezbûr ma‘rifet-i şer‘iyye bir kimesne mütevellî nasb olunup meblağ-ı ma‘rûf-ı mezbûr onu on bir buçuk hesâbı üzere alâ vechi’l-helâl istirbâh ve istiğlâl olundukdan sonra hâsıl olan ribh ve nemâsından kasaba-i mezbûrede merhûm ve mağfûr Ebu’l-feth Sultân Mehmed Han -aleyhi’r-rahmeti ve’l-gufrân- hazretlerinin câmi‘-i şerîfinde müezzin olan kimesneye bir akçe verilip ba‘de’s-salâti’l-farz üç ihlâs-ı şerîf tilâvet edip rûhuma ihdâ eyleye ve bir akçe dahi sâlifü’z-zikr Dizdâriye câmi‘-i şerîfi imâmı olanlara ba‘de’l-asr sûre-i Amme-i şerîf tilâvet edip rûhuma ihdâ eyleye deyu vasiyyet eyledi ve musırran aleyhâ fevt olundukdan sonra terekesinin sülüsünü meblağ-ı mûsâ-i mezkûradır vâfîdir biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağla mûcebince mâ-ba‘d-ı fevtine izâfet ile olan vakfın eimme-i müctehidînden zâhib olan ba‘zı meşâyihin kavl-i şerâiti üzere sıhhat-i mezbûru vakf-ı mezbûra ba‘de’l-hükm vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde ketb ü tahrîr ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan es-Seyyid Mustafa Çelebi b. Sefer Efendi ve Ali Çelebi b. Abdulbâki ile meclis-i şer‘a gelip her biri alâ vukū‘ihi inhâ ve takrîr etmeğin mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketbolundu.

Fi’l-yevmi’l-hâmis aşer min-Şa‘bâni’l-mu‘azzam li-sene tis‘a ve ışrîn ve mi’e ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: Berber Mehmed Çelebi b. Receb, Mustafa Efendi b. Abdullah, Mustafa Efendi b. Abdullah İmâm-ı kasaba, Mehmed Çelebi b. Hızır, Ca‘fer Ağa b. Abdullah, Hasan b. Abdullah.