Eyüp Mahkemesi 138 Numaralı Sicil (H. 1129-1131 / M. 1717-1718) cilt: 61, sayfa: 183 Hüküm no: 136 Orijinal metin no: [47a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Vefat eden el-Hac Ali b. Ömer’in kendinden önce ölen karısından kalan miras hissesini hayatta iken Halil Bey’e sattığı
Havâss-ı Refî‘a kazâsı muzâfâtından Çekmece-i Sagīr nâhiyesine tâbi‘ Trakatya[Yahublu] nam karye ahâlîsinden olup sâbıkā Haramîderesi ustası iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Ali b. Ömer b. Abdullah’ın zâhirde vâris-i ma‘rûfu olmayıp cemi‘ terekesi cânib-i beytü’l-mâle âid olduğu şer‘an zâhir ve mütehakkık oldukdan sonra tâife-i mezbûrenin beytü’l-mâllarını kabzına me’mûr olan iftihâru’l-havâss ve’l-mukarrabîn mu‘temedü’l-mülûk ve’s-selâtîn hâlâ Bostancıbaşı Halil Ağa hazretlerinin taraf-ı bâhirü’ş-şerîflerinden müseccel vekîli Hasekî Musa Ağa b. Ali meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde karye-i mezbûrede sâkin işbu râfi‘u’l-kitâb Halil Bey [47b] b. İbrahim’in mahzarında bi’l-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali’nin zevce-i menkûhası olup kendinden mukaddem vefât eden Havva Hatun bt. Osman’ın verâseti zevci müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali ile li-ebeveyn er karındaşı mezbûr Halil Bey’e münhasır ve tashîh-i mes’ele[si] iki sehimden olmağla sihâm-ı mezbûrdan bir sehmi zevci müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali’ye ve bir sehmi karındaşı mezbûr Halil Bey’e isâbeti tahakkukundan sonra müteveffâ-yı mezbûre Havva Hatun’un terekesinden olup karye-i mezbûrede vâki‘ lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd ve’l-müştemilât mülk menzilinden tashîh-i mezbûr üzere bir sehm hisse-i şâyi‘i ve ber-mûceb-i defter-i kassâm eşyâ-yı memlûkesinden on miskāl altun bilâzik ve on beş dirhem bir sim kuşak ve iki çuka ferâce ve bir hatâyî kaftan ve iki sandal anterî ve bir sincab kürk ve bir tavşan kürk ve bir hamâm rahtı ve altı bez yasdık ve üç minder ve iki döşek ve üç yan keçesi ve iki yorgandan dahi tashîh-i mezbûr üzere müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali’ye isâbet edip lakin müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali hayâtında ahz u kabz etmeyip mezbûr Halil Bey zimmetinde kalıp ba‘de vefâtihi beytü’l-mâle âid olmağla mezbûr Halil Bey’den bi’l-vekâle ve bi’l-emâne taleb eylediğimde bana teslîmden imtinâ‘ edip suâl olunup teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr Halil Bey cevâbında fî’l-hakīka menzil-i mahdûd-ı mezkûre-i muharrere-i mezbûreye vaz‘-ı yedini ikrâr lakin müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali b. Ömer b. Abdullah zevcesi müteveffât-ı mezbûre Havva Hatun bt. Osman b. Abdullah’ın terekesinden tashîh-i mezbûr üzere hissesine isâbet eden bir sehm hisse-i şâyi‘asını târîh-i kitâbdan üç ay mukaddem huzûr-ı müslimînde altmış guruşa bana bey‘ ve temlîk ben dahi iştirâ ve temellük ve kabz ve kabûl eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûr altmış guruşu yedimden ahz u kabz edip hattâ müteveffâ-yı mezbûr zevcesi müteveffât-ı mezbûreden tashîh-i mezbûr üzere kendine isâbet eden bir sehm hisse-i şâyi‘asını altmış guruşa bana bey‘ ve semenini yedimden ahz u kabz eylediğini huzûr-ı Müslimînde tarîh-i mezkûr[da] ikrâr ve işhâd dahi etmişdi deyu def‘le mukābele e[yle]di gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezbûr Halil Bey’den def‘-i meşrûhunu mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i ahrâr-ı ricâl-i Müslimînden ve karye-i mezbûre sükkânından İbrahim Halil b. Halil Mustafa [ve] Halil b. Abdullah ve Nasuh Ağa b. Abdullah li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup istişhâd olunduklarında fî’l-hakīka müteveffâ-yı mezbûr el-Hâc Ali b. Ömer b. Abdullah hâl-i huyûtunda zevcesi olup kendinden mukaddem vefât eden Havva Hatun bt. Osman b. Abdullah’ın terekesinden menzil-i mahdûd-ı mezkûrda ve eşyâ-i muharrere-i mezkûrede tashîh-i mezbûr üzere hissesine isâbet eden bir sehm hisse-i şâyi‘asını târîh-i mezbûrda altmış guruşa işbu müdde‘î-i mezbû[r] Halil[’e] bey‘ ve temlîk ol dahi iştirâ ve temellük ve semeni olan meblağ-ı mezbûr altmış guruşu ahz u kabz eylediğini huzûrumuzda ikrâr ve bizi işhâd eyledi biz bu husûsa bu vech üzere şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyu her biri eda-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle ba‘de’l-hükm mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketbolundu.
Fi’l-yevmi’s-sânî aşere min-Cemâziyelevvel sene 1130.
Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Abdullah, es-Seyyid Mustafa Çelebi b. <> Sefer Mehmed Çelebi b. Süleyman, Mustafa Efendi b. Hüseyin, es-Seyyid Süleyman Çelebi b. es-Seyyid Mustafa.
|