.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Eyüp Mahkemesi 182 Numaralı Sicil (H. 1154-1161 / M. 1741-1748)
cilt: 72, sayfa: 386
Hüküm no: 643
Orijinal metin no: [63a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Şiddetli yağmurlar sebebiyle mîrî çayırlardan elde edilen kuru otun çürümesiyle Küçükçeşme nâhiyesinden üç bin yüz doksan bir araba ot tedârik olunması

Akzâ kuzâti’l-Müslimîn evlâ vülati’l-muvahhidîn maʻdeni’l-fezâʼili ve’l-yakīn râfiʻu âʻlâmü’ş-şerîʻati ve’d-dîn vâris-i ulûmi’l-enbiyâ-i ve’l-mürselîn el-muhtass bi-mezîd-i inâyeti’l-Meliki’l-Muʻîn Mevlânâ Haslar kādısı −zîdet-fezâʼiluhu− ve kıdvetü’n-nüvvâbi’l-müteşerriʻîn Çekmece-i sagīr nâibi mevlânâ ( ) −zîde ilmuhu− ve mefâhirü’l-emâsil ve’l-akrân kethüdâ yeri ve yeniçeri serdârı ve âʻyân-ı vilâyet iş erleri ve otlak emîni tarafından mübâşir taʻyîn olunan ( ) −zîde kadruhum− tevkīʻ-i refîʻ-i hümâyûn vâsıl olıcak maʻlûm ola ki; işbu sene-i mübârekede çayır biçme mevsiminde mîrî çayırlardan Otlak Emîni Mustafa −zîde mecduhu− maʻrifetiyle biçdirilen kiyâh-ı huşkun şiddet-i nüzûl-i bârânda bin dokuz yüz bir arabası mikdârı telef ve zâyiʻ olduğundan mâʻadâ seyyân hisseme taʻyînâtıyla muʻayyenât-ı sâire ziyâde bulup emîn-i mûmâ-ileyh maʻrifetiyle ber-mûceb-i defter mîrî çayırlardan biçdirilen ve kezâlik rençberândan mübâyaʻâ ve der-anbar etdirilen kiyâh-ı huşkun mertebe-i kifâyetden dûn olmağla müceddeden üç bin yüz doksan bir araba kiyâh-ı huşkun tedârikine muhtâc olup ve bu misillü müceddeden kiyâh-ı huşk tedâriki iktizâ eyledikce ötedenberü etrâf kazâlardan mübâyaʻâ olunup gelmekle ol mikdâr araba kiyâhın beher arabası yüzer vakıyye ve beher vakıyyesi maʻa nakliye birer sağ akçeden îcâb eden bahâları an-nakd otlak emîni mûmâ-ileyh yedinden verilmek üzere on bin vakıyyesi Küçükçekmece nâhiyesinden mübâyaʻâ ve tedârik ve arabalar ile Âsitâne-i saʻâdetime nakl ve mîrî anbara teslîm etdirilmek fermânım olmağın imdi siz ki kadı ve nâib-i mûmâ-ileyhimâ ve kethüdâ yeri ve yeniçeri serdârı ve aʻyân-ı vilâyet iş erlerisiz işbu emr-i şerîf-i celîlü’l-kadrim vusûlünde katʻan tehir ve tavakkufa ruhsat ve cevâz göstermeksizin nâhiye-i mezbûreden on bin vakıyye kiyâh-ı huşku bir an evvel mübâyaʻâ ve tedârik ve arabalar ile Dersa‘âdetim’e nakl ve teslîm-i anbar-ı âmirem etdirmekde ziyâde dikkat ve ihtimâm eyleyesiz şöyle ki; mübâyaʻâ husûsunda muʻâf ve gayr-ı muʻâf dâhiller olduğu hazîne-i âmirem defterlerinde mukayyed olmağla mârru’z-zikr on bin vakıyye kiyâh-ı huşku ötedenberü olageldiği üzere ale’s-seviyye nâhiye-i mezbûre ahâlîlerinden tamamen mübâyaʻâ ve tedârik ve arabalar ile icâleten Dersa‘âdetim’e tesyîr ve mîrî anbara taslim etdiresiz ve sen ki otlak emîni tarafından mübâşir taʻyîn olunan ( ) −zîde kadruhusun− mârru’z-zikr on bin vakıyye kiyâh-ı huşkun nâhiye-i mezbûre ahâlîleri taraflarından araba ile gelip anbar-ı âmireme teslîm olundukca beher vakıyyesine birer sağ akçeden maʻa nakliye bahâları otlak emîni mûmâ-ileyh yedinden tamamen ashâbına edâ ve teslîm olunmak üzere olmağla bir gün akdem ol mikdâr kiyâh-ı huşku nâhiye-i mezbûreden mübâyaʻâ ve arabalar ile Dersa‘âdetim’e nakl eylemeye müsâraʻat ve şitâb eylemek bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki; hükm-i şerîfimle ( ) vardıkda bu bâbda vech-i meşrûh üzere şeref-yâfte-i sudûr olan işbu emr-i şerîf-i celîlü’ş-şân-ı vâcibü’l-ittibâʻ ve lâzimü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâʻat-makrûnuyla âmil olup hilâfıyla vazʻ ve hareketden be-gāyet ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz şöyle bilesiz, alâmet-i şerîfe iʻtimâd kılasız.

Tahrîren fi’l-yevmi’s-sâdis min-Şaʻbân li-sene ihdâ ve sittin ve miʼe ve elf.

Kostantıniyye