.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Galata Mahkemesi 32 Numaralı Sicil (H. 1015 - 1016 / M. 1606 - 1607)
cilt: 36, sayfa: 192
Hüküm no: 242
Orijinal metin no: [59b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Nefise Hâtun bt. Mustafa’dan intikal eden evdeki mülkiyyet ihtilafının halli

Budur ki Mahrûse-i Üsküdar mahallâtından Davud Paşa mahallesi sükkânından Mehmed Beşe b. Mehmed nâm râcil mahfil-i şer‘de li eb hemşîresi işbu râfi‘atü hâze’r-rakam Rahime Hâtun bt. Mehmed el-merhûm tarafından husûs-ı âti’l-beyâna vekîl-i şer‘îsi olan Ahmed Çelebi b. Abdüllatif mahzarında takrîr-i kelâm edip babam mezbûr Mehmed’in vâlidesi ceddemiz Nefise Hâtun bt. Mustafa fevt olup verâseti bana ve sadriyye kızları Kamer ve Müslime ve Zeyni’ye münhasıra oldukda muhallefâtından Galata hâricinde Hoca Ali mahallesinde vâki‘ İbrahim b. İlyas mülkü ve Mustafa Çelebi mülkü ve Kapıcı mülkü ve tarîk-i âm ile mahdûd mülk menzili dokuz sehim olmak üzre üç sehmi bana ve ikişer sehmi mezbûrât kızlarına intikāl etmeğin mezbûr Ahmed Çelebi’nin müvekkilesi mezbûre Rahime mesfûre Müslime Hâtun’un zikri sebk eden iki sehmini iştirâ etmekle benim üç sehim hisse-i şer‘iyyeme dahi vaz‘-ı yed edip ba‘de’s-suâl gıbbe vâki‘i’l-hâl ihkāk-ı hak olunması matlûbumdur dedikde vekîl-i mezbûr Ahmed Çelebi’den keyfiyyet-i kaziyye suâl olundukda fi’l-hakīka müteveffât-ı mezbûre Nefise Hâtun’un verâseti mezbûrât Kamer ve Müslime ve Zeyni’ye ve oğlu oğlu müdde‘î-yi mezbûra münhasıra olmağla menzil-i merkūmun dokuz sehminden üç sehmi müdde‘î-yi mezbûr Mehmed’e ve ikişer sehmi sadriyye kızları mezbûrâta intikāl ettiği muhakkak olup lâkin mezbûr Mehmed sagīr olup nafaka ve kisveye zarûret ve ihtiyâcı olmağla vasîsi vâlidesi Fâtıma Hâtun bt. Hüseyin zikri sebk eden üç sehim hisse-i şer‘iyyesin ba‘de ri‘âyeti mâ yecebü mürâ‘ât şer‘an on bin fıddî Osmânîye mezbûre Müslime bey‘-i bâtt-ı kat‘î ile bey‘ ve kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ edip mezbûre Müslime Hâtun dahi iştirâ ve tesellüm edip mülk-i müşterâsı oldukdan sonra ol dahi hisse-i mezbûresi on bin akçeye müvekkilem mezbûre Rahime’ye bey‘ edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ etti vaz‘-ı yedi bu tarîk iledir diye cevâb vericek müdde‘î-yi mezbûr Mehmed vekîl-i merkūm Ahmed Çelebi’nin cevâb-ı meşrûhunu inkâr-ı mu‘teber ile münkir olup vekîl-i merkūmdan sıdk-ı makāline muvâfık beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden Abdülkādir Halîfe b. Hacı el-Müezzin ve Akbaba demekle ma‘rûf Mehmed Bey b. Mustafa li ecli’ş-şehâde hâzırân olup fi’l-vâki‘ mezbûre Nefise Hâtun fevt oldukda menzil-i mezbûr dokuz sehim olmak üzre üç sehmi mezbûr Mehmed’e ve ikişer sehmi mezbûrât kızlarına intikāl edip mezbûr Mehmed sagīr ve nafakaya ihtiyâcı olmağla vasîsi vâlidesi Fâtıma Hâtun hisse-i şer‘iyyesi olan üç sehmi müsevvigāt-ı şer‘iyyesine ri‘âyet ettikden sonra üç bin akçeye mezbûre Müslime Hâtun’a bey‘ edip ba‘de tamâmi’l-akd mezbûre Müslime hisse-i mezbûresi nice zamân mutasarrıf oldukdan sonra ol dahi hisse-i mezbûre mülk-i müşterâsı olmağla mezbûr Ahmed Çelebi’nin müvekkilesi merkūme Rahime Hâtun’a üç bin akçeye bey‘-i bâtt-ı sahîh-i şer‘î edip kabz-ı semen ve teslîm-i mebî‘ eyledi zikr olunan üç sehim tarîk-i meşrûh ile mülk-i müşterâsı olduğuna şâhidleriz şehâdet dahi ederiz diye edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde ba‘de ri‘âyeti şerâiti’l-kabûl şehâdetleri hayyiz-i kabûlde vâki‘ olup mûcebiyle hükm ve mâ vaka‘a kayd ü zabt olundu. Tahrîren fi’l-yevmi’l-âşir min Cumâdelûlâ sene sitte aşere ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Muslihiddin b. Mehmed el-Muhzır, Mehmed b. Yusuf, Receb b. Abdullah ve gayruhüm