|
Galata Mahkemesi 114 Numaralı Sicil (H. 1083-1085 / M. 1672-1674) cilt: 54, sayfa: 160 Hüküm no: 77 Orijinal metin no: [18b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Merhum Ahmed Ağa’nın çocuklarına vasî olan Ali Beşe’nin ölümü üzerine üzerindeki terekenin alınıp yeni vasî Mehmed’e verilmesi
Dergâh-ı âlî yeniçerileri çorbacılarından olup Girid Cezîresiˈnde fevt olan Ahmed Ağaˈnın sulbî oğulları Ebûbekir ve Mustafa nâm sagīrlerin vâlideleri ve kıbel-i şer‘den mansûb vasîleri olan işbu râfi‘atüˈr-rakīm Hadîce bt. Mustafa nâm hatun tarafından zikri câ’î husûsa vekil olup zât-ı mezkûreyi ma‘rifet-i şer‘le ârifân olan Hasan Beşe b. Ali ve Hızır Beşe b. Oruç şehâdetleri şer‘an vekâleti sâbite olan Mustafa Odabaşı b. Mahmud meclis-i şer‘-i şerîfde mahrûse-i Galataˈya tâbi‘ Kasımpaşaˈda Yeldeğirmeni mahallesinden olup Kili kasabasında fevt olan Ali Beşe b. Hacıˈnın verâseti zevce-i metrûkesi Havva bt. el-Hâc Hüseyin ile vâlidesi Sâliha bt. Aliˈye ve sagīr oğlu Mehmedˈe münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve müte‘ayyin oldukdan sonra sagīr-i mezbûrun ceddi ve kıbel-i şer‘den mansûb vasîsi olup tereke-i müteveffâ-yı merkūma vâzi‘uˈl-yed olan mezbûr el-Hâc Hüseyin b. Ali mahzarında biˈl-vekâle üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip müvekkilem mezbûre bin seksen senesi Muharremi gurresinde merkūm Ali Beşe vasîleri olduğu sagīrân-ı mezbûrânın mal-ı mevrûslarından biˈl-vesâye yüz yirmi esedî guruş def‘ ve teslîm ol dahi ba‘deˈl-kabz meblağ-ı mezbûru kableˈl-istifâ fevt olup zimmetinde kalmağla hâlâ biˈl-vekâle meblağ-ı mezbûru vasî-i merkūm yedinde olan terekesinden taleb ederim suâl olunsun dedikde gıbbeˈs-suâl ve akībeˈl-inkâr vekîl-i mezbûrdan müdde‘âsına beyyine taleb olundukda yine şâhidân-ı mezbûrân li-ecliˈş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isreˈl-istişhâd fiˈl-hakīka müvekkile-i mezbûre târih-i kitâbdan müteveffâ-yı mezbûr Ali Beşeˈye bizim huzûrumuzda vasî olduğu sagīrân-ı mezbûrânın mallarından yüz yirmi esedî guruş def‘ ve teslîm ol dahi kabz eyledi biz bu husûsa şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iye eylediklerinde isre-ri‘âyet-i şerâyitiˈl-kabûl şehâdetleri makbûle oldukdan sonra müvekkile-i mezbûre muhadderâtdan olup huzûru müte‘azzire olmağın tahlîf içün kıbel-i şer‘den Mevlânâ el-Hâc Mehmed Efendi b. Hasan irsâl olunup ol dahi mahmiye-i İstanbulˈda Yeniodalar kurbünde sâkine olduğu menziline varıp yine mezbûrânın zâtı şâhidân-ı mezbûrân ta‘rîfleriyle mu‘arrefe oldukdan sonra müvekkile-i mezbûreye yemîn teklîf ettikde ol dahi aleˈl-vechiˈl-meşrû‘ halfü billâh etmeğin Mevlânâ-yı mezbûr mahâllinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Hüseyin Çelebi ve Ahmed Beşe ile meclis-i şer‘a alâ-vukû‘ihî inhâ etmeğin mûcebiyle ba‘deˈl-hükm mâ vaka‘a biˈt-taleb ketb olundu.
Fiˈs-sâlis min-Muharremiˈl-harâm li-sene erba‘a ve semânîn ve elf.
Şuhûdüˈl-hâl: Ahmed Ağa b. İbrahim, el-Hâc Mustafa b. Bayram, el-Hâc Habib b. ( ), Rasûl Beşe b. Ali, Mehmed Beşe [b.] Hızır
|