.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


Bab Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H. 1077 / M. 1666 - 1667)
cilt: 17, sayfa: 770
Hüküm no: 1003
Orijinal metin no: [119a-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Hasan Ağa’nın mahalle mescidine vakfettiği harap menzil yerini Nakkaş Mehmed Çelebi’nin yeniden inşa etmek üzere mütevelli izniyle aldığı ve enkazı keşfettirdiği

Mahmiye-i İstanbul’da Küçük Karaman kurbunda Mi‘mâr Sinan mahallesi sükkânından işbu bâ‘isü’l-kitâb nakkāş Mehmed Çelebi b. Abdülvehhâb nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip merhûm Hasan Ağa nâm sâhibü’l-hayr vakf-ı lâzım ile vakf ve tevliyyet ve gallesini mahalle-i mezbûre mescid-i şerîfi ve ma‘bed-i latîfinde imâm olanlara şart eylediği mahalle-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan ba‘zen umdetü’l-mevâli’l-kirâm Tatar Abdullah Efendi menzili ve ba‘zen vakf-ı mezbûrdan Ömer Beşe nâm kimesne tasarrufunda olan menzil ve bir tarafdan gallesi mescid-i şerîf-i mezkûrda müezzin olanlara meşrûta Kâtibe nâm hâtun tasarrufunda olan menzil ve bir tarafdan tarîk-i hâs ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd tahtânî bir oda ve mezbûr Ömer Beşe tasarrufunda olan menzil kenîfi ile çukuru müşterek bir kenîf ve havluyu müştemil menzil mürûr-ı eyyâm ve kürûr-ı a‘vâm ile harâb ve mâil-i türâb olup müceddeden binâ olunmadan bir vech ile kābil-i süknâ olmayıp ve binâsına mevkūf bir nesne dahi olmamağın mescid-i şerîf-i mezkûrun bi’l-fi‘l imâmı olup menzil-i mahdûd-ı mezkûrun hâliyâ mütevellîsi ve mutasarrıfı olan fahrü’l-eimme Abdülhâlik Efendi b. Abdurrahman Efendi hisse-i menzil-i mezbûru tevliyyet-i mahkiyesi hasebiyle icâre-i müeccele ve eyleyeceği binâ mu‘accelesine mahsûb olmak üzre tâlibine arz eylediğinde vech-i muharrer üzre istîcâra kimesne tâlib olmamağın nice zamân şöyle harâbe ve mu‘attala kalıp cânib-i vakfa bir nesne âid olmamağla mütevellî-i mezkûr arsa-i mezbûreyi re’y-i hâkim ile ba‘de’l-müzâyede ve inkıtâ‘i’r-rağbe ecr-i misli olan iki bin akçe icâre-i mu‘accele-i makbûza ve ayda otuz akçe ücret-i maktû‘a ile bana îcâr ve teslîm edip ben dahi istîcâr ve kabûl ve tesellüm eylediğimden sonra malım ile nefsim için mülküm olmak üzre üzerine binâya bana izin vermeğin hâliyâ taraf-ı şer‘-i enverden üzerine varılıp elân üzerinde mevcûd olan nukzu tahmîn-i sahîh ile tahmîn ve takvîm olunmak matlûbumdur dedikde cânib-i şer‘-i celîl-i lâzımü’t-tebcîlden mevlânâ Ömer Efendi b. İsmail irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlardan üstâd Mustafa Halîfe b. Ali ve zeyl-i rakīmde isimleri terkīm olunup ebniye ve sukūf ahvâlinde ıttılâ‘-i tâm ve kemâl-i vukūfu olan bî-garaz müslimîn ile üzerine varıp mi‘mâr-ı mezbûr mütevellî-i mezbûr Abdülhalik Efendi huzûrunda mesâha eyledikde bi hesâb-ı terbî‘î yüz sekiz buçuk zirâ‘ sakf nukzunun her zirâ‘ı yirmişer akçeden iki bin yüz yetmiş akçe ve bi hesâb-ı mezbûr kırk yedi zirâ‘ taş duvar nukzunun her zirâ‘ı yirmi beşer akçeden bin yüz yetmiş beş akçe ve bir sâde kapı nukzu kırk akçe ve bir kert mıhla masandra nukzu altmış ve bir ocak nukzu yüz akçe ve bi hesâb-ı mezkûr altmış altı zirâ‘ tahta perde nukzunun her zirâ‘ı sekizer akçeden üç yüz yirmi sekiz akçe cem‘an arsa-i mesfûre üzerinde elân mevcûd olan nukzunun kıymetinin mertebe-i tahammül ancak dört bin yetmiş üç akçedir ziyâde değildir deyû mi‘mâr-ı mezbûr ile müslimîn-i mezkûrîn icmâ‘ ve ittifâk ettiklerinden sonra mütevellî-i mezbûr Abdülhalik Efendi meclis-i mezkûrda nakkāş Mehmed Çelebi mahzarında keşf ve tahmîn ve takvîm olunan nukzu tevliyyet-i mahkiyem hasebiyle dört bin yetmiş üç akçeye merkūm nakkāş Mehmed Çelebi’ye bey‘ ve teslîm edip ol dahi iştirâ ve kabûl ve tesellüm eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezkûr dört bin yetmiş üç akçeyi tamâmen yedinden alıp kabz eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîki’ş-şer‘î vâki‘ hâli mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ba‘dehû ma‘an irsâl olunan Hasan Çelebi b. Bayram ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve ihbâr etmeğin mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-hâmis ve’l-ışrîn min şehri Ramazâni’l-mübârek li sene seb‘a ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: El-Hâc Cafer b. Mehmed, İbrahim Bey b. Mehmed, Mehmed b. Ali, Çorbacızâde İvaz el-Müezzin, Mehmed Halîfe b. İvaz, Mekteb Hoca[sı] Mehmed Efendi.