.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618)
cilt: 13, sayfa: 299
Hüküm no: 419
Orijinal metin no: [48a-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Ölen Kıbrıslı Yakomi v. Petro’nun varislerinin ev ve bağ hususundaki davalarının reddedildiği

Cezîre-i Kıbrıs’ın Câmi‘-i Gilan kasabasında sâkin iken bundan akdem mahmiye-i İstanbul’da Zindân-ı Sultânî’de Zeyt için mahbûs iken hâlik olan Yakomi v. Petro’nun verâseti, li ebeveyn karındaşı Hıristofi ve li eb ve ümm kız karındaşı Filorince nâm nasrâniye ve vâlidesi Hıristine nâm nasrâniyeye munhasır olduğu nakl-i şer‘î ile sâbit oldukdan sonra, mezbûr Hıristofi kendi tarafından asâleten ve merkūmetân Filorince ve Hıristine taraflarından husûs-ı âti’z-zikre vekâleti kezâlik nakl-i şer‘î ile sâbit oldukdan sonra mezbûretân taraflarından vekâleten, meclis-i şer‘-i kavîmde hâmil-i hâze’l-kitâb Cuvan v. İstefani ve sulbî kebîr oğlu İstefani nâm zimmîler mahzarında bi’l-asâle ve bi’l-vekâle da‘vâ edip, mûrisimiz hâlik-i mezbûrun mahmiye-i Üsküdar’a tâbi‘ İstavros nâm karyede vâki‘ lede’l-ahâlî ma‘lûmü’l-hudûd olan Horabağı(?) demekle ma‘rûf bir kıt‘a bağı ve yine karye-i mezbûrede vâki‘ bir tarafdan Yorgi v. Pandazi mülkü ve iki tarafdan tarîk-i âm ile ve bir tarafdan sâhil-i bahr ile mahdûd olan mülk menzili irs-i şer‘î ile bize intikāl etmişken, merkūmân Cuvan ve İstefani bî-vech-i şer‘î vaz‘-ı yed edip tasarrufumuza mâni‘ olurlar, suâl olunup yed-i âdiyesi def‘ olunmasını taleb ederiz dedikde, gıbbe’s-suâl merkūmân Cuvan ve İstefani cevâblarında, bundan akdem bin yirmi dört senesi Saferü’l-hayrı’nın evâ’ilinde hâlik-i mezbûr hâl-i hayâtında iken zikr olunan bağı ve menzili bizden da‘vâdan sonra merkūmân menzil ve bağın da‘vâlarından zimmetimizi ibrâ-ı âm ile ibrâ edip, nâ’ib-i mûmâ-ileyh imzâsıyla yedimize bi’l-vekâle ol târihde mahmiye-i İstanbul’da nâ’ibü’ş-şer‘i’l-kavîm olan Mehmed Efendi b. eş-Şeyh Mehmed huzûrunda hüccet-i şer‘iyye verdi deyû nâ’ib-i mûmâ-ileyh imzâsıyla mümzât ve hâtemiyle mahtûme hücceti ibrâz edip, hüccet-i merkūme cevâblarına muvâfık bulundukda, gıbbe’l-istintâk müdde‘î-i merkūm mazmûn-ı hücceti inkâr edip, mezbûrân Cuvan ve İstefani’den sıdk-ı da‘vâlarına beyyine taleb olundukda, udûl-i Müslimînden zeyl-i kitâb[da] mastûrü’l-esâmi olan Müslümanlardan el-Hâc Ali b. Abdullah ve Hüseyin b. Hasan nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şerîfde hâzırân olduklarından her biri gıbbe’l-istişhâd edâ-i şehâdet-i şer‘iyye edip, fi’l-vâki‘ hâlik-i mezbûr tarafından vekîl olan Ali b. Abdullah nâm kimesne hüccet-i merkūmede mezbûr olduğu üzre mezkûrân Cuvan ve İstefani mahzarlarında bi mâ hüve tarîkü’l-isbât vekâlet-i şer‘iyye ettikden sonra müdde‘â-aleyhimâ mastûrânın zimmetleri zikr olunan ve menzil ve bağa müte‘allika olan de‘âvî ve husûmâtdan ibrâ-i âmm-ı kātı‘ li’d-da‘vâ ile ibrâ edip, mezbûrân Cuvan ve İstefani dahi kabûl edip, nâ’ib-i mûmâ-ileyh huzûrunda sicil ve hüccet oldu, bu husûsa şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyû şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, ba‘de ri‘âyet-i şerâ’iti’l-kabûl mezkûr Hıristofi da‘vâ-yı mesfûreden men‘ olunup, bu hurûf ber-sebîk-i temessük ketb ve yed-i tâlibe vaz‘ olundu. Tahrîren fî evâsıtı Cemâziyelâhir li sene seb‘a ve ışrîn ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mefharü’l-kuzât Ahmed Efendi, Fahrü’l-müderrisîn Ahmed Efendi, Hamza Bey el-Bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Çelebi serbölük, Eyüb b. Mehmed, Ahmed b. Şahbaz, Musa b. İlyas, Hüseyin b. Abdullah, Musli Çelebi b. ( ), Ahmed b. Abdullah, Ahmed b. Mustafa, Hüseyin b. Yusuf, Mehmed Bâşe b. Pir Mehmed.