İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618) cilt: 13, sayfa: 332 Hüküm no: 480 Orijinal metin no: [54b-3] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Dilaver b. Abdullah’ın, Fâtıma Hâtun bt. Mahmud’u şartlı talâk ile boşadığı
Dilaver b. Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i şerîfde râfi‘atü hâzihi’l-kitâb Fâtıma Hâtun bt. Mahmud mahzarında üzerine da‘vâ edip, mezbûre Fâtıma Hâtun benim menkûham, benimle mu‘âmele-i zevciyyetden imtinâ‘ edip, âhar menzilde sâkine olur, suâl olunup tenbîh-i şer‘î kılınmak taleb ederim dedikde, gıbbe’s-suâl mezbûre Fâtıma Hâtun cevâbında, fi’l-vâki‘ mezbûr Dilaver’in menkûhasıydım, lâkin merkūm Dilaver bin yirmi dört senesinde vâki‘ mâh-ı Receb’inin yirmi altıncı vâki‘ olan Cuma günü bana hitâb edip, eğer bu sâkin olduğumuz menzilden üç güne değin çıkıp âhar menzile nakl etmezsem, sen benden talâk-ı selâse ile mutallaka ol deyû şart edip, ba‘dehû şartına vefâ etmeyip beş günden sonra nakl edip, minvâl-i muharrer üzre mutallaka olduğumu sene-i mezbûre şehr-i Ramazâni’l-mübârekenin yedinci gününde mahmiye-i İstanbul’da hilâfeten müvellâ olan fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Mevlânâ İbrahim Efendi b. Hayreddin huzûrunda şuhûd-ı udûl ile şer‘an isbât edip, yedime hüccet-i şer‘iyye almış idim deyû, târih-i mezbûr ile müverraha ve mevlânâ-yı mûmâ-ileyh imzâsıyla mümzât ve hâtemi ile mahtûme hüccet-i şer‘iyye ibrâz edip, nazar olundukda mazmûnu mukarrarına muvâfık bulunmağın, mezbûr Dilaver istintâk olundukda, mazmûn-ı hücceti münkir olıcak merkūme Fâtıma Hâtun’dan mazmûn-ı hüccete beyyine taleb olundukda, zeyl-i hüccetde isimleri muharrer olan şuhûddan Himmet b. Mustafa ve Mustafa b. Mehmed nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde mahfil-i kazâda hâzırân olup, gıbbe’l-istişhâd, fi’l-vâki‘ merkūme Fâtıma Hâtun mezbûr Dilaver’in vech-i mübeyyen üzre şart edip şartına vefâ etmemekle mutallaka olduğunu mevlânâ-yı merkūm huzûrunda mezkûr Dilaver muvâcehesinde isbât etti, ol hînde biz hâzır idik, hüccet-i mezbûre merkūm Dilaver’in muvâcehesinde ketb olundu, minvâl-i merkūm üzre mazmûn-ı hüccet merkūmeye biz şâhidler şehâdet dahi eder deyû edâ-i şehâdet-i şer‘iyye ettiklerinde, ba‘de’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın, mezbûr Dilaver mu‘ârazadan men‘ olunup, mâ hüve’l-vâki‘ gıbbe’t-taleb ketb olundu. Hurrire fî selhi Cemâziyelâhir li sene seb‘a ve ışrîn ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: Murad b. Mehmed, Mustafa b. Cafer, Mahmud b. Bâli, Sinan b. Abdullah ve gayruhüm.
|