İstanbul Mahkemesi 3 Numaralı Sicil (H.1027/ M. 1618) cilt: 13, sayfa: 335 Hüküm no: 486 Orijinal metin no: [55b-1, Arapça] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Seyyid Receb b. Seyyid Şaban’ın evini vakfetmesi
Elhamdülillâhi ve’s-salâtü alâ nebiyyihî Muhammed ve âlihî ve sahbihî, imdi bu, mazmûnunda vakıf kurma muamelesinden bahseden sahîh, şer‘î bir hüccet ve sarîh, mer‘î bir vesîkadır. Mahmiye-i Kostantıniyye mahallâtından İskender Paşa mahallesinde sâkin fahrü’s-sulehâ Seyyid Receb b. merhûm Seyyid Şaban, meclis-i şer‘î‘at-i şerîfe-i Muhammediyye ve mahfil-i tarîkat-i latîfe-i Ahmediyye’de hâzır olup aşağıda zikri geçecek olan vakfa tescîl maksadıyla mütevellî olan Mehmed Efendi b. merhûm Şeyh Mehmed Efendi mahzarında şöyle ikrâr ve itiraf etti ki, işbu vakfın kendisinden sudûruna kadar sâhibi ve mâliki olduğu, elinde ve taht-ı tasarrufunda bulundurduğu, mahalle-i merkūmede vâki‘, fevkānî ve tahtânî birer bâb evleri, helâyı ve avluyu hâvî, bir tarafdan Ahmed b. Abdullah mülkü, diğer tarafdan Mehmed Bey b. Abdullah mülkü, iki tarafdan da tarîk-i âm ile mahdûd mülk menzilini cümle tevâbi‘ ve levâhıkı ve kâffe-i menâfi‘ ve mürâfıkı ile kavlî ve fiilî tasarrufları yapmaya sâlih hâl-i sıhhatinde hâlisâne bir niyetle hasbeten lillâhi’l-aliyyü’l-a‘lâ vakfedip hapsetmiştir. Sonra evde oturmayı önce sağ olarak kaldığı sürece kendisine, sonra Fâtıma Hâtun adlı sulbiye kızına şart etti. Sonra onun evlâdına ve nesilleri kesilene kadar evlâd-ı evlâdına ve evlâd-ı evlâd-ı evlâdına şart etti. Nesilleri kesildikten sonra -ki Allah korusun- mahmiye-i Galata kurbundaki Kasımpaşa kasabası mahallâtından el-Hâc Ahmed mahallesinde kâin Uşşâkī Efendi diye meşhûr kutbu’l-ârifîn senedü’l-vâsilin Şeyh Hüsameddin Efendi zâviyesine imâm olan kimesneye şart etti. İsterse orada otursun isterse mutad kirâ bedeli ile kirâya verip sabah vakti bir kere Yasin sûresini okuyup sevâbını Nebi (s.a.v)’in rûhuna hediye etmesi şartıyla bedel-i icâreyi kendisi alsın. Bu şartlar yerine getirilemezse bedel-i icâre Medine-i Münevvere fukarâsı için sarf edilsin. Sonra tevliyye, tebdîl ve tağyîri yaşadığı sürece kendisine şart etti. Vefatından sonra da tevliyye işini hâkimin re’yine tefvîz etti. Vâkıf-ı mûmâ-ileyh daha sonra menzil-i merkūmu mütevellî-yi mersûma teslîm etti. O da diğer vakıf mütevellîlerinin yaptığı gibi menzili tasarrufuna aldı. Mütevellî-yi mezbûr tarafından vakıfın beyânı vicâhen ve şifâhen tasdîk edildi. Hâl bu minvâl üzre iken vâkıf, vakf-ı akār mezhebimizin üç imâmınca sahîh olsa bile İmâm-ı Azam Ebû Hanîfe’ye göre gayri lâzımdır diyerek vakıfdan caydı ve menzili eskiden olduğu gibi malvarlığına geri istedi. Mütevellî-yi muşârun ileyh, Ebû Yusuf ve İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî yani imâmeyn-i hümâmeyne göre sıhhatin lüzûmdan ayrılmayacağını ileri sürerek menzil-i merkūmu vâkıf-ı mezbûra geri vermekten imtinâ‘ etti. Bunun üzerine davacı ve davalı olup hâkimin huzûrunda murâfa‘a olundular. Hâkim imâmeynin kavline göre vakıf lehine karâr verdi… Böylelikle vakıf lâzım, müebbed ve muhalled hâle geldi… Fe-men beddelehû ba‘demâ sem‘ihî fe-innemâ ismuhû ale’l-lezîne yübeddilûnehû inna’llâhe semî‘un alîm ve ecru’l-vâkıf ale’r-rabbi’l-kerîm. Vaka‘a el-işhâd ve’t-tahrîr fî selhi Cumâdelâhire sene 1027.
Şuhûdü’l-hâl: Sâhibü’l-fazli’l-bâkī Mustafa Efendi b. merhûm Şeyh Hüsameddin Efendi, umdetü’l-muhakkikīn Mehmed Efendi b. merhûm Şeyh Mehmed, es‘adü’l-?müdakkıkīn Abdülazîz Efendi b. merhûm Şeyh Hüsameddin Efendi, …? Abdurrahman Çelebi b. Şeyh mûmâ-ileyh, Abdurrahman Efendi b. el-Hâc Mehmed, Mehmed Çelebi b. Mehmed eş-şehîr bi Süleyman zâde, Ahmed Çelebi b. Ahmed, Mustafa Ağa Reîsü’l-muhzırîn, el-Hâc …? b. Abdullah kethüdâ’ü’l-muhzırîn, Memi Çelebi b. Ahmed serbölük, Mehmed Çelebi b. …? …?, Kâtibü’l-hurûf Ahmed b. Mehmed el-muhzır ve gayruhüm
|