|
İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663) cilt: 51, sayfa: 205 Hüküm no: 160 Orijinal metin no: [18a-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ali Ağa’nın mütevellisi olduğu bir vakfiyenin devamı olup buradan itibaren vakıf görevlilerinin görev dağlımı ve alacakları ücretler belirtilmiştir
(…) bir sâlih kimesne dahi sermahfil olup her sabah eczâ-i şerîfe tilâvet olundukdan sonra fahr-i âlem (…) rasûl-i Hudâ ve delîl-i hudâ Muhammed Mustafa sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-ı pür fütûhlarına ba‘dehû bu abd-i âciz rûhuna du‘â edip du‘âdan sonra üçer ihlâs-ı şerîf ile üçer salavât-ı şerîfe ve birer Fâtihatü’l-kitâb okuyup sevâbını hîbe edeler bu hizmeti mukābelesine ona dahi cüzhânlık vazîfesi olan iki akçeden mâ‘adâ bir akçe vazîfe dahi ta‘yîn olunup mecmû‘u üç akçe ola ve hâfız-ı eczâ ve sermahfil olan kimesnelerden her biri tekayyüd edip cüzhânlara eczâ-i şerîfeyi tamam kırâet etdire. Mâdâmki tamam kırâet olunmaya hâfız-ı eczâ eczâ-i şerîfeyi ellerinden almaya ve sermahfil dahi kezâlik eczâ-i şerîfeyi tamam kırâet etdirip sür‘at ve ta‘cîl eyleye kırâet etdirmeyip kemâ-hüve hakkuhu te’ennî ve tecdîd ile tamam kırâet etdirip ba‘dehû du‘â eyleye ihmâl ve müsâmaha ederlerse indallâh ve’r-rasûl mesûl olalar ve yine otuz nefer eczâhânlardan bir mukdim ve müstakīm kimesne dahi noktacı olup eczâhânlardan mevcûd olmadıkları günü işâret ve mütevellî ile nâzıra i‘lâm eyleye tâki mevcûd olmadıkları günün vazîfesi verilmeye bu hizmeti mukābelesinde ona dahi cüzhânlık vazîfesi olan iki akçeden gayrı bir akçe dahi vazîfe ta‘yîn olunup mecmû‘u üç akçe ola ve dahi vazîfe alıp edâ-i hizmet etmeyenler ve mâni‘-i şer‘iyesi yoğiken yerine nâib ta‘yîn edenler ve yazıldıkdan sonra dönüp âhara ferâğ edenler ve tecvîd ile kırâet-i azîmü’ş-şân tilâvetine kādir olmayıp cüzhân olmağa gelip yazılıp vazîfe alanların aldıkları vazîfe harâm ola ve dahi mütevellî veyâ nâzır veyâ kâtib veyâ câbîler ve gayrı her kim olursa olsun berây-ı hâtır ol makūle şurût ve kuyûda muhâlif mu‘âvenet ve müsâ‘ade ederlerse ve yâhud cüzhân yazarlarsa ve yazdırırlarsa indallâhi te‘âlâ ve’r-rasûl mesûl olalar ve dahi mâni‘-i kavîsi olmayıp üç günden ziyâde hizmete gelmeyen kimesnenin bilâ-tevakkuf ciheti alınıp âhardan bir müstahıkka tevcîh oluna ve dahi fenn-i kitâbetde mâhir bir ehl-i kalem ve müstakīm kimesne kâtib olup kitâbeti mukābelesinde yevmî beş akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve dahi mukdim ve hizmetkâr-ı cibâyetden iyi iki câbî olup her birine hizmeti mukābelesinde yevmî beşer akçe vazîfe verile ve dahi mûmâ-ileyh Ali Ağa vakf-ı mezbûr kemâl-i sadâkat ve istikāmet ile hayatta oldukça yevmî on beş akçe vazîfe ile tevliyet-i mezbûreye mutassarıf ola ba‘de vefâtihî eslah ve erşed evlâdı ebeden mâ te‘âkabû ve tenâselû batnen ba‘de batnin vazîfe-i mezbûre ile mütevellî olalar el-iyâzü billâhi te‘âlâ ba‘de inkırâzi’l-evlâd mahmiye-i mezbûrede Şeyhülislâm müfti’l-enâm hazretleri her kim bulunursa hasbeten lillâhi te‘âlâ ve rasûlihi tekayyüd buyurup izn ve ma‘rifet-i nâzır ile eczâ-i şerîfe tilâvet olunan câmi‘-i şerîf kurbünde vâki‘ Ereğli mahallesi ahâlîsinden bir sâlih ve dîndâr ve müstakīm ve perhizkâr ve tevliyet uhdesinden gelmeğe kādir bir kimesneyi mütevellî nasb buyuralar ve dahi emr-i Yezdânî ile mûmâ-ileyh Mehmed Efendi vefâtından sonra bi’l-fi‘il hayme-i hâssa mehterbaşısı olan iftihârü’l-emâcid ve’l-ekârim hac yoldaşı ve âhiret karındaşı el-Hâc Mustafa Ağa dâme mecduhû hazretleri yevmî on akçe vazîfe ile vakf-ı mezbûra nâzır ola ba‘de vefâtihî eczâ-i şerîfe tilâvet olunan câmi‘-i şerîf imâmı nâzır olup vazîfe-i nezâret olan akçenin iki akçesine mutasarrıf ola bâkī kalan sekiz akçenin dört akçesi Ereğli mahallesinin avârızına imdâd oluna dört akçesi ki mesârif-i mezbûreden her kangısına zarûret ârıza olursa ol masrafa imdâd oluna ve dahi eczâhân ve kâtib ve câbîler ve sermahfil olan du‘âcı ve hâfız-ı eczâ olan sandıkçı ve noktacı terk-i hizmet sebebi ile ref‘ olunup cihetleri âhara tevcîh olunmak lâzım geldikde mütevellî ve nâzır ma‘rifetiyle sulehâ ve fukarâdan edâ-i hizmet edenlere yerlerine min-gayrı gadr-i şer‘î nâib koymak şartıyla ve yazıldıkdan sonra âhara ferâğ etmemek üzere tevcîh ve ta‘yîn oluna ve dahi yine galle-i meblağ-ı mezbûrdan her sene Leyle-i Berât’da biri üç vakıyyeden ve ikisi ikişer vakıyyeden üç şem‘-i asel iştirâ olunup üç vakıyye gelir şem‘ eczâ-i şerîfe tilâvet olunan câmi‘-i şerîfde îkād oluna <> ve ikişer vakıyyeden olan iki şem‘in bir[i] Cafer Ağa Mescidi’ne îkād ve biri İskender Ağa Mescidi’ne îkād oluna ve dahi yine galle-i meblağ-ı mezbûrdan her sene îd-i edhâda beş dâne a‘lâ koyun iştirâ olunup biri hasbeten lillâhi te‘âlâ zebh oluna ve biri Resûlü’s-sakaleyn aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm hazretleri’çün zebh oluna ve bir dahi bu abd-i âciz için zebh oluna ve ikisi dahi vâlideynim için zebh olunup lahmları bi’l-cümle fukarâ-yı muhtâcîne tevzî‘ oluna ve dahi galle-i meblağ-ı mezbûrdan her sene Leyle-i Kadir’de on nefer fukarâ-yı sıbyân-ı eytâmdan her birine birer kapama ve birer kadife kavuk ve birer kuşak ve birer papuç mest iştirâ olunup hasbeten lillâhi te‘âlâ tevzî‘ oluna ve dahi galle-i meblağ-ı mezbûrdan her sene yevm-i âşûrada imâret kazganı ile bir kazgan âşûr aşı tabh olunup fukarâya it‘âm oluna ve dahi galle-i meblağ-ı mezbûreden her sene mevlûd-i şerîf aylarında câmi‘-i mezbûrda mevlûd-i şerîf kırâet olunup sevâbını hazret-i rasûl-i ekrem sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem hazretlerinin rûh-ı şerîflerine ba‘dehû bu abd-i muhtâc rûhuna hîbe ve ihdâ eyleyeler ve dahi galle-i meblağ-ı mezbûrdan ba‘de’l-mesârif her ne fazla kalırsa nâzır ma‘rifetiyle mütevellî yedinde hıfz olunup mesârif-i mezbûrenin her kangısına zarûret ârıza olursa ona imdâd oluna ve meblağ-ı mevkūf-ı mezbûru mesârif-i meşrûhaya sarf mütekarrir olursa mutlak fukarâ-yı Müslimîne sarf oluna ve dahi eğer mahkûm ve eğer (…) ve bi’l-cümle havâss ü avâm ve mütevellî ve nâzır ve câbî ve kâtib ve mürtezika ve gayriden her kim işbu vakfımın şurût ve kuyûdu icrâsına adem-i (…) ve ihmâl ve muhâlefet ederse Hazret-i Rabbü’l-âlemîn rahmetinden ve şefî‘ü’l-müznibîn Muhammed seyyidü’l-mürselîn şefâ‘atinden mahrûm olup iki yakayı bir yerde bulmaya ve huzûr-ı hakda iki elim yakasında ola deyü hatm-i kelâm edip meblağ-ı mezbûru fâriğân ani’ş-şevâgil mütevellî-yi mûmâ-ileyhe teslîm edip ol dahi tesellüm ve kabz edip sâir evkāf mütevellîleri gibi berây-ı tasarruf edip vazîfe-i tevliyet deyü dört yüz elli akçeyi ahz eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vekîl-i mezbûr mütevellî-yi mûmâ-ileyh muvâcehesinde takrîr-i da‘vâ edip vakf-ı nukūd ve zımnında olan şurût ve kuyûd inde’l-eimmeti’s-selâse mu‘tebere olmadığı ecilden [18b] vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve meblağ-ı mezbûr dört bin riyâlî guruşu mütevellî-yi mezkûrûn vazîfe-i tevliyet deyü bir ayda aldığı dört yüz elli akçenin ecr-i mislinden zâ’id üç yüz akçeyi müvekkilim mülküne reddolunmasını taleb ederim deyicek mütevellî-yi mûmâ-ileyh cevâb-ı bâ-sevâba tesâddî ederek eğerçi hâl bast olunan minvâl üzeredir lâkin imâm-ı mu‘teber ve hümâm-ı cennet-makarr Hazret-i İmâm Züfer aleyhi’r-rahmeti’l meliki’l (…) Hazret-i İmâm Abdullah el-Ensârî rivâyeti üzere vakf-ı nukūd ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûdun sıhhati emr-i muhakkık olup mal-ı vakfı vazîfe-i tevliyet deyü aldığı dört yüz elli akçenin ecr-i mislinden ziyâdesini bana reddi lâzım olmaz deyü husûmet ve nizâ‘ edip hükm-i hâkim-i hâsim âlim-i âkl yenbû‘u’l-fezâil hazretleri huzûrunda müterâfi‘ân ve her biri fasl ü hasma tâlibân olduklarında hâkim-i mûmâ-ileyh esbagallâhu ni‘amehû aleyh dahi ba‘de’t-teemmül cânib-i vakfı evlâ gördüğünden fetvâ dahi rivâyet-i mezbûre üzerine olduğuna binâen sıhhatine hükmetdikden sonra vekîl-i mezbûr mütevellî-yi mûmâ-ileyh mahzarında tekrar inân-ı kelâmını semti âhara atf edip vakf-ı mezbûr eğerçi hükm-i merkūm ile sıhhat buldu lâkin hümâm-ı ekrem İmâm-ı A‘zam Ebû Hanife-i Kûfî cûziye hayrü’l-cezâ ve kûfiye hazretleri katında sıhhat lüzûmu müstelzim olmamağ bi’l-vekâle vakf-ı mezbûrdan rücû‘ meşrû‘ olmağın vakf-ı mezbûrdan rücû‘ ve meblağ-ı mezbûrun müvekkilimin mülküne idhâl olunması (…) dedikde eğerçi hâl nesc olunan minvâl üzere dirliğe hükm-i hâkim-i ârif mahâll-i ictihâda müsâdif olsa ol hüküm nâfiz ve mübrem ve bi’l-icmâ‘ makbûl ve müsellemdir, pes imdi sıhhat ve lüzûm-ı vakf-ı mezbûr imâmeyn-i hümâmeyn İmâm Ebû Yusuf ve İmâm Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî hazretleri katlarında birbirinden müfârık olduğu zâhir ve bâhir olduğundan gayrı İmâm Ebû Yusuf hazretleri katında vâkıf mücerred vakaftü demekle ve İmâm Muhammed hazretleri katında ba‘de’t-teslîm ile’l-mütevellî vakfın sıhhati emr-i mütehakkık olduğu ecilden imâmeyn-i mûmâ-ileyhimâ mezheb-i şerîfleri üzere dahi vakıf sahîh ve lâzım olmağın redden imtinâ‘ edip hâkim-i mûmâ-ileyh esbagallâhu ni‘amehû aleyh hazretlerinden dahi lüzûm-ı vakfa hüküm taleb ettikde hâkim-i müşârün-ileyh lâ-zâle’l-hakku câriyen beyne yedihî dahi cânib-i vakfı tercîh edip imâmeyn-i mûmâ-ileyhimâ re’y-i şerîfleri üzere vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hüküm ve kazâ-i sâbıkı ihkâm ve imzâ etmekle vakf-ı mezbûr vakf-ı sahîh ve lâzım olup ibtâl ve ta‘tîli mümteni‘ü’l-ihtimâl oldu. Fe-men beddelehû ba‘de mâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû alellezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyü’l-cevâdi’l-kerîm enâlehû bi-hurmeti nebiyyinâ ve şefî‘inâ ve şefî‘-i cemî‘-i zünûbinâ Muhammedü’n-nebiyyi’l-ümmiyyi’l-Mekkiyyi’l-Medeniyyi’l-emîn ve cerâ zâlik ve hurrire fî gurre-i Recebi’l-[mü]recceb sene isnâ ve seb‘în ve elf.
Şuhûdü’l-hâl: A‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn Abdurrahman Efedi en-Nakîb bi’l-memâliki’l-Osmâniye sâbıkā, Kıdvetü’l-ulemâi’l-müteverri‘în Ahmed Efendi b. Abdurrahman el-med‘uv bi-Halıcızâde, Zübdetü’l-fudalâi’l-müdakkıkīn Sâdık Mehmed Efendi el-med‘uv bi-Ebi’s-Suudzâde, Umdetü’l-mevâli’l-kirâm İbrahim Efendi el-ma‘rûf bi-Altıparmak el-kādî bi-Kudsi’ş-şerîf sâbıkā, Kıdvetü’l-emâcid ve’l-ekârim Ahmed Ağa b. İsmail kethudâ-yı vâlide sultan hazretleri, Fahrü’l-emâcid ve’l-ekâbir Abdülâlî Bey b. Hüseyin Efendi ed-Defterî, Umdetü erbâbü’t-tastîr ve’r-rakām Mehmed Efendi eş-şehîr bi-kapıağası kâtibi, Kıdvetü’l-kudât İbrahim Efendi b. Ali el-kâdî bi-Adana sâbıkā, Hüseyin Efendi b. Ahmed Antakya’dan, Musa Efendi b. İlyas el-imâm li-câmi‘i’l-mezbûr, Derviş Çavuş b. İbrahim Kethudâ, Ali Çelebi b. İbrahim et-Tabib, Mustafa Halîfe b. Abdullah el-Cündî, Kenan Bey b. Abdullah el-Cündî, Ali Beşe b. Balı Dede, Ramazan Çelebi b. el-Hâc Mustafa el-müezzin, Abdülbaki Çelebi b. Ahmed eş-şehîr bi-Aydınzâde, Mustafa Çelebi b. Musa el-imâm, Ali Bey b. Abdullah el-Bevvâbü’s-sultânî, Mustafa Çelebi b. Ali Bey el-Bevvâbü’s-sultânî, Mehmed Çelebi b. Ömer el-Bevvâbü’l-mezbûr, Hüseyin Bey eş-şehîr bi-pazaragiden, Ahmed Ağa b. Salih el-Cündî, Mısırlı Mehmed Çelebi b. Ramazan, Ramazan Efendi b. İsmail Çelebi el-Hattât, Cafer Bey b. Abdullah, el-Hâc Mehmed Elbistanî, Umdetü erbâbü’t-tahrîr ve’l-kalem Sipâhi Mehmed Efendi Kâtib-i Evkāf-ı Sultan Mehmed Han, Kâtib Şeyhî Ali Efendi eş-şehîr bi-Kayserî, Mazlum Mehmed Halîfe Tezkire-i mâliye.
|