.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663)
cilt: 51, sayfa: 586
Hüküm no: 680
Orijinal metin no: [85b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Valide Sultan’a ait mülk arsa ile Abbas Ağa Vakfı’na ait arsanın değiştirilmesi

İstibdâl-i vakf-ı Abbas Ağa.

Sultanü’l-muhadderât bürhânü’l-muvakkarât aliyyetü’z-zât safiyetü’s-sıfât sahibetü’l-hayrât ve’l-hasenât râgıbetü’s-sadakāt ve’l-meberrât zâtü’l-aliyy ve’s-sa‘âdât nâdiretü’l-edvârı’l-felekiyye bârikatü’l-envârı’l-melekiyye matla‘u ‘izzeti’s-saltanati’s-seniyyeti’l-kāhire sadefü dürretü’l-hilâfeti’l-bâhire Hazret-i Vâlide Sultan -dâmet ismetühâ- taraf-ı bâhirü’ş-şereflerinden kethudâlıkları hizmeti ile şeref-yâb olan umdetü ashâbi’l-izzi ve’l-ikbâl kıdvetü erbâbü’l-câh ve’l-celâl zü’d-devleti’l-kāhire ve’l-‘izzetü’l-bâhire hâvi’l-mekârim ve’l-ihsân el-mahfûfu bi-sunûf-i avâtıfi’l-meliki’l-mennân ‘izzetlü Hasan Ağa b. Mehmed Ağa hazretleri ile mahmiye-i İstanbul’da Sarıcapaşa mahallesinde vâki‘ merhûm ve mağfûrun-leh Abbas Ağa’nın vakfına meşrûtiyyet üzere bi’l-fi‘il mütevellî olan fahrü’l-akrân İdris Ağa b. Mehmed meclis-i şer‘-i şerîfe hâzırân olup “Men benâ lillâhi mesciden benâ’llâhu beyten fi’l-cenneti” hadîs-i şerîfinin mâ-sadakı olmak için Adliye ta‘bîr olunup hâlâ müceddeden binâ olunan câmi‘-i şerîf kurbünde lede’l-ahâlî ve’l-cîrân ma‘lûmü’l-hudûd olup merhûm- mezbûr Abbas Ağa’nın vakf-ı sahîh ile vakf edip gallesini Haremeyn-i Muhteremeyn-i Şerîfeyn fukarâsına şart ve ta‘yîn eylediği on dört bâb oda muhterik olup arsa-i sırfa-i hâliyetü’r-rey‘ ve’l-gılâl kalan arsa ile müşârün-ileyhâ Vâlide Sultan hazretlerine mahmiye-i mezbûrede Yenikapı kurbünde Ermenilere mahsûs olup Kâtib Kasım mahallesinde vâki‘ lede’l-ahâlî ma‘lûmü’l-hudûd olup mülkiyetine hükm-i şer‘î lâhık ve hatt-ı hümâyûn-ı sa‘âdet-makrûn ile temlîk olunan kenîse ile istibdâl murâd etdiklerinde kıbel-i şer‘den Mevlânâ Mu‘îd Mustafa Efendi irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlardan Üstâd el-Hâc Hasan b. Ömer ile zeyl-i vesîkada isimleri mastûr olup ebniye ve sukūf ahvâline vukūf ve şu‘ûru olan bî-garaz Müslimîn ile müşârün-ileyhâ Vâlide Sultan hazretlerinin mülkü ve hakkı olup ortasında bir duvar ve bir mahzeni müştemil olan mevzi‘-i mezbûr üzerine varıp akd-i meclis-i şer‘-i şerîf etdikde mi‘mâr-ı mezkûr evvelâ arsa-i memlûke-i mezbûreyi mütevellî-i mezbûr İdris Ağa muvâcehesinde mesâha ve takvîm eyledikde tûlen ve arzan be-hesâb-ı terbî‘î dört yüz yetmiş zirâ‘ arsanın her zirâ‘ı ikişer yüz akçeden doksan beş bin akçe ve ecr-i misli beher yevm dokuz akçe olup ve arsa-i mevkūfe-i mahdûde-i mu‘ayyene-i âtıletü’n-nemânın üzerine varıp mesâha etdikde tûlen ve arzan be-hesâb-ı terbî‘î üç yüz on beş zirâ‘ arsanın her zirâ‘ı yüzer akçeden otuz bir bin beş yüz akçe ve ecr-i misli beher yevm dörder akçedir ve arsa-i memlûke-i mu‘ayyene dahl ve rey‘ ve nef‘ ve kıymet cihetinden arsa-i mevkūfeden evfer olduğunu haber verdiklerini mevlânâ-yı mezbûr vukū‘u üzere mahâllinde tahrîr ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Osman Çelebi ve Hasan ile meclis-i şer‘a gelip ber-vech-i meşrûh istibdâl min-külli’l-vücûh cânib-i vakfa evlâ ve ahrâ olduğunu ihbâr edip bâ-fermân-ı âlî muvakkı‘-ı sadr-ı kitâb olan âlim-i âmil ve fâzıl-ı kâmil, âdil-i bî-mu‘âdil efendi hazretleri arsa-i memlûke-i mârretü’z-zikrin arsa-i mevkūfe-i muhterika ile sıhhat-i istibdâline izin verip onlar dahi mübâdele edip ber-vech-i meşrûh emr-i istibdâl tamam oldukdan sonra mûmâ-ileyh Hasan Ağa takrîr-i kelâm edip istibdâl-i mezkûr üzere sâbıkā vakıf olan arsa-i muhterika-i mevkūfe mûmâ-ileyhâ Vâlide Sultan hazretlerinin mülkü olmuş iken zikrolunan arsa-i mevkūfe-i muhterikaya ke’l-evvel vakıf olmak üzere mütevellî-i mezbûr vaz‘-ı yed edip tasarrufuma mâni‘ olur suâl olunup kasr-ı yedine tenbîh olunmasını taleb ederim dedikde gıbbe’s-suâl mezbûr İdris Ağa cevâbında vâkıf istibdâli şart etmedikçe istibdâl sahîh olmaz deyü arsa-i muhterika-i mevkūfeyi yine ke’l-evvel zabt murâdımdır dedikde mûmâ-ileyh Hasan Ağa i‘âde-i kelâm edip fi’l-vâki‘ vâkıf istibdâli şart etmedikçe istibdâl sahîh değildir lâkin hâkimü’ş-şer‘i’ş-şerîf bâ-fermân-ı âlî min-ciheti’r-rey‘ ve’l-kıyme ekser ve evfer olan bedel ile istibdâli tecvîz edecek nakz u nakīzına mecâl muhâldir deyü istibdâl-i mezkûrun sıhhatine hüküm taleb etdikde hâkim-i mûmâ-ileyh -esbağallâhu ni‘amehû aleyh- hazretleri dahi istibdâl-i mezkûrun sıhhatine ve bedel verilen arsa-i memlûke-i mebniyenin vakfiyetine ve sâbıkā vakıf olan arsa-i muhterikanın mülkiyetine âlimen bi’l-hilâf alâ-re’yi men-yerâhu mine’l-müctehidîn -rıdvânullâhi te‘âlâ aleyhim ecma‘în- hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîh-i mer‘î edip mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ aşer min-Şevvali’l-mükerrem li-sene isneteyn ve seb‘în ve elf.

Şuhûdü’l-hâl: es-Sâbıkūn.