.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 10 Numaralı Sicil (H. 1072-1073 / M. 1661-1663)
cilt: 51, sayfa: 748
Hüküm no: 907
Orijinal metin no: [116b-3]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Mustafa Çelebi’nin babasıyla alakalı alacak verecek hususunda Hacı İbrahim ile sulh olup birbirlerinin zimmetlerini ibra etdikleri

El-emru kemâ-hurrire fîh

Harrerehü’l-fakīru ileyh sübhânehû

Mehmed b. Ahmed el-müvellâ-hilâfetenten bi-medîneti Kostantıniyye

-Ufiye anhümâ-

Mahmiye-i İstanbul’da Mahmudpaşa mahallesinde sâkin el-Hâc İbrahim b. Ömer meclis-i şer‘de mahmiye-i mezbûrede Mi‘mâr Acem mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden Karagülmez el-Hâc Mehmed’in sulbî kebîr oğlu ve hasran vârisi olan Mustafa Çelebi mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip müteveffâ-yı mezbûrun gāib ani’l-meclis Ahmed Çelebi’ye karz-ı şer‘îden olan yedi yüz elli guruş deynine ben hayatında emriyle kefîl olup meblağ-ı mezbûru merkūm Ahmed Çelebi benden bi-hükmi’l-kefâle bi’t-tamam ahz u kabz etdikden sonra müteveffâ-yı mezbûrun hayatında Tokad Voyvodası Ahmed Ağa zimmetinde karz-ı şer‘îden olan yüz guruşu ben vekâleten kabz etmekle meblağ-ı mezbûr yüz guruşu müteveffâ-yı mezbûr zimmetinde olan yedi yüz elli guruşun yüz guruşuna takās edip ben dahi mukāssa ve kabûl eylediğimden gayrı meblağ-ı bâkī altı yüz elli guruşu kable’l-ahz vefât etmekle zimmetinde kalmağın meblağ-ı mezbûrun yüz elli guruş hesâbınca on beş bin akçeyi mezbûr Mustafa Çelebi yedimden kabz edip bâkī beş yüz guruş ve müteveffâ-yı mezbûra hayatında şayka ta‘bîr olunur sefîne iştirâ eylediği hînde ikrâz eylediğim beş yüz riyâlî guruş ki cem‘an bin guruş ile müteveffâ-yı mezbûra hayatında bey‘ için teslîm eylediğim üç bin üç yüz vakıyye zeytun her vakıyyesi otuzar akçeye bey‘ ile istihlâk edip bana teslîm etmemekle zimmetinde kalmağın kıymet-i şer‘iyesi olan doksan dokuz bin akçeyi mezbûr Mustafa Çelebi’den tereke-i müteveffâ-yı mezbûra vâzı‘u’l-yed olmağla da‘vâ ve taleb etmiş idim el-hâletü hâzihî da‘vâ-yı mezbûreden ve târih-i kitâba gelince mezbûr Mustafa Çelebi ile beynimizde câriye olan mu‘âmelâtdan merkūm Mustafa Çelebi’nin zimmetini ibrâ-i âmm-ı kātı‘u’n-nizâ‘la ibrâ ve ıskāt eyledim dedikde gıbbe’t-tasdîk mezbûr Mustafa dahi meclis-i mezbûrda merkūm el-Hâc İbrahim mahzarında ikrâr ve i‘tirâf edip mahmiye-i mezbûrede Tavukbâzârı kurbünde mezbûr el-Hâc İbrahim’in babam müteveffâ-yı mezbûr ile hayatında Peşkeşci Süleyman Ağa’dan ale’l-iştirâki’s-seviy iştirâ eyledikleri ma‘lûmü’l-hudûd muhterik menzil arsasının nısfı mezbûr el-Hâc İbrahim’in mülkü ve nısf-ı âharı babam mezbûrdan müntakil mülküm olup mezbûr el-Hâc İbrahim’in nısf hisse-i şer‘iyesinde benim alâka ve medhalim olmadığından mâ‘adâ bâlâda tafsîli mürûr etdiği üzere makbûzu üzere yüz guruş ile on beş bin akçeye ve babam mezbûrun merkūm el-Hâc İbrahim’in yüz on beş guruşa bey‘ eylediği Vildan nâm câriyeye ve mezbûr el-Hâc İbrahim ile târih-i kitâba gelince beynimizde câriye olan mu‘âmelâta müte‘allika mezbûr el-Hâc İbrahim ile da‘vâ ve nizâ‘ım ve alâka ve medhalim yokdur dedikde gıbbe’t-tasdîk mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’l-hâdî ve’l-işrîn min-Zilka‘deti’ş-şerîfe li-seneti’l-mezbûre

Şuhûdü’l-hâl: Şuhûd-ı sâbık[ūn].