.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 12 Numaralı Sicil (H. 1073-1074/M. 1663-1664)
cilt: 16, sayfa: 702
Hüküm no: 944
Orijinal metin no: [90b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


El-Hâc Hüseyin Ağa b. Mustafa’nın vasiyeti gereği cariyesi Şivekâr bt. Abdullah’ın hür olduğu

Tahakkuk-ı özr-i şer‘î ile husûs-ı âti’l-beyânın mahallinde istimâ‘ ve tahrîr için bi’l-iltimâs kıbel-i şer‘den irsâl olunan Mustafa Efendi b. eş-Şeyh Mehmed Efendi Hadîka-i hâssa bostancılarının mütekā‘idlerinden olup mahmiye-i İstanbul’da Süleymaniye mahallesinde sâkin iken bundan akdem vefât eden el-Hâc Hüseyin Ağa b. Mustafa’nın mahalle-i mezbûrede vâki‘ menziline varıp zeyl-i vesîkada isimleri mastûr olan müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i şerîf eyledikde açık kaşlı elâ gözlü orta boylu Efrenciyyetü’l-asl Şivekâr bt. Abdullah meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda müteveffâ-yı mezkûrun evlâd-ı sıgārı Hatîce ve Râbia ve Fâtıma ve Ümmügülsüm’ün tesviye-i umûrlarına vasiyy-i muhtârı olan umdetü’l-emâcid ve’l-a‘yân el-Hâc Abdurrahman Ağa b. el-Hâc Yusuf mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip ben müteveffâ-yı mezkûrun câriye-i memlûkesi iken hâl-i marazında bi emrillâhi te‘âlâ dâr-ı fenâdan dâr-ı bekāya irtihâl eylediğimde câriye-i memlûkem Şivekâr âzâd olup sâir harâir-i asliyyât gibi hürre olsun deyû musırran alâ îsâ’ihî ve terekesinin sülüsü dahi olup vefât etmekle ben âzâd olmuş iken, vasiyy-i merkūm Abdurrahman Ağa bana rakīk olmak üzre vaz‘-ı yed eder, suâl olunup yed-i âriyesi izâle ve sebîlim tahliyye olunması matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl ve akībe’l-inkâr müdde‘iyye-i mezbûre Şivekâr’dan müdde‘âsını mübeyyine beyyine taleb olundukda udûl-i müslimînden olup mahalle-i mezbûre kurbunda Molla Gürânî sükkânından Mustafa Efendi b. Ali ve Mehmed Bey b. Ali ve Harameyn-i muhteremeyn kâtiblerinden fahrü’l-küttâb Mustafa Efendi b. Mahmud nâm kimesneler li ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırûn olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezkûr hâl-i marazında bi emrillâhi te‘âlâ vefât eylediğimde câriye-i memlûkem Şivekâr âzâd olup sâir harâir-i asliyyât gibi gibi hürre olsun deyip musırran alâ îsâ’ihî fevt ve terekesinin sülüsü müsâ‘id olmağla mezbûre Şivekâr âzâd olduğuna şâhidleriz şehâdet dahi ederiz deyû her biri edâ-i şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde şuhûd-ı mezbûrun zeyl-i vesîkada mastûr olan müslimîn ile ta‘dîl ve tezkiyye olunduğunu Mevlânâ-yı mezbûr mahallinde tahrîr ve ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Abdullah Çelebi ile meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihi inhâ ve tekarrür etmeğin hâkim-i muvakki‘-i kitâb tûbâ-lehû ve hüsnü me’âb hazretleri şehâdetlerini kabûl etmeğin mûcebince ba‘de’l-hükm mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu. Fi’l-yevmi’l-ışrîn min şehri Rebî‘ilevvel li sene erba‘a ve seb‘în ve elf.


Şuhûdü’l-hâl: Mustafa Efendi b. Mehmed el-İmâm, Mustafa Çelebi b. Mahmud kâtib, Mustafa Ağa b. Ali el-müteferrika, Mehmed Bey b. Ali, Ali Beşe b. Hasan, Abdullah Efendi b. İbrahim el-İmâm, Mehmed Bey b. Hasan, Hasan Çelebi b. İbrahim ve gayruhüm.