İstanbul Mahkemesi 20 Numaralı Sicil (H. 1099-1100 / M. 1688-1689) cilt: 56, sayfa: 224 Hüküm no: 262 Orijinal metin no: [56a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ahmed Çelebi’nin vefat eden kardeşleri Mehmed Celebi b. Ebubekir’in mirasından dolayı Meryem bt. Ahmed aleyhindeki davasının reddedilmesi
Mahrûse-i Üsküdar’da vâki‘ mahallâtdan Davud Paşa mahallesi sükkânından olup bundan [akdem] vefât eden Mehmed Çelebi b. el-Hâc Ebûbekir b. Mehmed’in verâseti vâlidesi Meryem bt. Ahmed ile li-ebeveyn karındaşları Ahmed Çelebi ve Yusuf Çelebi’ye münhasıra olduğu şer‘an zâhir ve mütehakkık oldukdan sonra mezbûr Ahmed Çelebi meclis-i şer‘-i şerîfde zikri âtî nısf menzile vâzı‘atü’l-yed olan işbu bâ‘isü’l-kitâb mezbûre Meryem Hatun mahzarında üzerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip mahalle-i mezbûrede vâki‘ iki tarafı Hadice Hatun mülkü ve bir tarafı Gülbuy ve Timurhan nâm hâtûnlar tasarruflarında olan vakıf menzil ve bir tarafı tarîk-i âm ile mahdûd hâriciyyesi bir bâb fevkānî oda ve bir ahır ve dâhiliyesi iki bâb tahtânî oda ve bir cihannümâdan hamam ve bir matbah ve iki bi’r-i mâ ve iki kenîf ve zât-ı eşcâr-ı müsmire ve gayr-ı müsmire bahçeyi hâvî mülk menzilin nısfı benim mülküm ve nısf-ı âharı karındaşım müteveffâ-yı mezbûrun mülkü olup ba‘de vefâtihî bi’l-irsi’ş-şer‘î bize isâbet etmeğin mezbûr Meryem zikr olunan nısf menzilin mecmû‘unu bi-gayrı hakkın mâlikâne vaz‘-ı yed eder, suâl olunup hisse-i irsiyem alıverilmek matlûbumdur dedikde gıbbe’s-suâl mezbûre Meryem Hatun cevâbında fi’l-hakīka menzil-i merkūmun nısfı müdde‘î-i mezbûrun ve nısf-ı âharı oğlu müteveffâ-yı mezbûrun mülkü olup lâkin mezbûr Mehmed Çelebi bin doksan dokuz senesi Şevvâli’l-mükerreminde hâl-i hayâtında ve kemâl-i âfiyetinde hizmete gider oldukda menzil-i mezbûrda olan hisse-i şer‘iyyesini üç yüz esedî guruşa bana bey‘ ve teslîm ben dahi iştirâ ve kabûl ve kabz eylediğimden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûru yedimden tamâmen ahz u kabz ve tesellüm etmişdi deyü def‘le mukābele edicek, gıbbe’l-istintâk ve’l-inkâr mezkûre Meryem’den def‘-i meşrûhuna beyyine taleb olundukda [56b] yine mahalle-i mezbûrede sâkin udûl-i müslimînden Hüseyin b. Mahmud ve Himmet Çelebi b. Şaban nâm kimesneler li-ecli’ş-şehâde meclis-i şer‘a hâzırân olup isre’l-istişhâd fi’l-vâki‘ müteveffâ-yı mezbûr Mehmed Çelebi b. el-Hâc Ebûbekir b. Mehmed târîh-i mezkûrda hâl-i hayâtında hizmete gider oldukda hudûdu bâlâda tafsîl olunan menzil-i mezbûrda olan nısf hissesini bizim huzûrumuzda vâlidesi mezkûre Meryem’e üç yüz esedî guruşa bey‘ ve temlîk ve teslîm ol dahi iştirâ ve kabûl ve kabz ve iştirâ eyledikden sonra semeni olan meblağ-ı mezbûr üç yüz guruşu yedinden bi’t-tamâm ahz u kabz edip ol cihetle nısf menzil-i mezbûr merkūme Meryem’in mülk-i müşterâsı olduğuna biz şâhidleriz, şehâdet dahi ederiz deyü her biri edâ-yı şehâdet-i şer‘iyye eylediklerinde gıbbe’t-ta‘dîl ve’t-tezkiye şehâdetleri makbûle olmağın mûcebiyle mezbûr Ahmed Çelebi bî-vech- mu‘ârazadan men‘ olunup mâ-vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.
Fi’l-yevmi’l-ışrîn min-Saferi’l-hayr li-sene mi’e ve elf.
|