İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697) cilt: 57, sayfa: 556 Hüküm no: 426 Orijinal metin no: [139b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Ayşe bt. Ahmed Ağa’nın merhum babasının, ölmüş olan David’de alacağı olduğuna dair temessükün sahte olduğu
Bî-vech mu‘ârazadan men‘
Mahmiye-i İstanbul’da Ağaçkakan mahallesi sâkinelerinden olup zâtını ma‘rifet-i şer‘iye ile ârifân Mehmed Efendi b. Receb ve el-Hâc Mustafa b. Mehmed ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan Âişe bt. Ahmed Ağa nâm hatun meclis-i şer‘-i şerîf-i enverde işbu râfi‘u’l-vesîka Evisay ve İsrail v. David nâm Yahûdiler muvâcehelerinde üzerlerine da‘vâ ve takrîr-i kelâm edip babam olup mukaddemâ fevt olmağla verâseti ancak bana münhasıra olan merkūm Ahmed Ağa’nın mezbûrân Evisay ve İsrail’in babaları merkūm David zimmetinde yedimde olan deyn temessükü nâtık olduğu üzere cihet-i deyn-i şer‘îden iki bin hakkı olup meblağ-ı mezbûru kable’l-ahz ve’l-edâ mezbûr Ahmed Ağa fevt ve merkūm David hâlik olmağla meblağ-ı mezbûr ancak ırsen bana isâbet edip ve hâlik-i mezbûrun terekesine merkūmân Evisay ve İsrail vâzı‘u’l-yed olmalarıyla suâl olunup meblağ-ı mezbûru tereke-i hâlik-i mezbûrdan bana edâya mezbûrâna tenbîh olunmak matlûbumdur deyü bir kıt‘a temessük ibrâz etmeğin gıbbe’s-suâl mezbûrân Evisay ve İsrail cevâblarında deyn-i mezbûru bi’l-külliye inkâr eylediklerinden mâ‘adâ müdde‘iye-i mezbûre Âişe Hatun bin yüz beş senesi Zilka‘desi evâilinde Âsitâne-i sa‘âdet’imde Sadâret-i uzmâ ve vekâlet-i kübrâ kāimmakāmı olan düstûr-ı zî-şân ve reis-i âsaf-nişân sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretleri huzûrlarında ma‘kūd-ı meclis-i şer‘de ber-vech-i muharrer meblağ-ı mezbûru bizden taleb ve da‘vâ eyledikde da‘vâ-yı mezbûrenin kat‘an aslı olmayıp ve temessük-i merkūm sahte olup tezvîr ile tahrîr olunduğu sâbit ve zâhir olmağla şakk olunup mezbûre Âişe bî-vech mu‘ârazadan men‘ olundukdan sonra şehr-i mezbûrun yirmi altıncı günü mahmiye-i mezbûrede Mahmud Bey Mahkemesi’nde nâibü’ş-şer‘-i şerîf olan umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Edirnevî Mehmed Efendi huzûrunda meblağ-ı mezbûru mukaddemâ mezbûrân Evisay ve İsrail’den ve hâlik-i mezbûrun âhar oğlu olmak üzere Mosi nâm Yahûdî’den da‘vâ etmiş idim, hâlâ da‘vâ-yı mezbûremde mubtileyim, babam müteveffâ-yı mezbûr Ahmed Ağa’nın hâlik-i mezbûr David zimmetinde vechen mine’l-vücûh asla hak ve alâkası olmamağla benim dahi mezbûrûn İsaril ve Evisay ve Mosi yedlerinde ve zimmetlerinde sebeben mine’l-esbâb kat‘a hak ve alâkam ve da‘vâ ve nizâ‘ ve husûmetim yokdur, zuhûr dahi ederse lede’l-hükkâmi’l-kirâm mesmû‘a ve makbûle olmasın deyü ikrâr ve i‘tirâf edip yedimize hüccet-i şer‘iye verdikden sonra hâlâ yedinde olan temessükü ber-vech-i muharrer tekrâren tezvîr ile tahrîr eder deyüp hatta müdde‘iye-i mezbûre Âişe Hatun’un vekîl-i müsecceli olan diğer Âişe bt. Abdullah bin yüz yedi senesi Cumâdelâhıre’sinin altıncı günü mahmiye-i mezbûrede bi’l-fi‘il hükmü’ş-şer‘i’ş-şerîf olan umdetü’l-mevla’l-izâm zübdetü’l-fudalâi’l-fihâm Ataullah Mehmed Efendi huzûrunda meblağ-ı mezbûru bi’l-vekâle tekrâren bizden taleb ve da‘vâ etmekle biz dahi hüccet-i mezbûreyi ibrâz ve ber-vech-i meşrûh da‘vâyı def‘ ve def‘-i mezbûrumuzun udûl-i Müslimîn’den ve mahmiye-i mezbûrede Kebeciler hanında sâkinler olan Hasan Beşe b. Abdullah ve Mehmed Efendi b. Receb ve Mehmed b. Bali ve Hasan b. Hüseyin ve Ali Çelebi b. İnayetullah ve el-Hâc Mustafa b. Mehmed ve Hüseyin b. Şükrullah şehâdetleriyle mezbûre diğer Âişe muvâcehesinde şer‘an isbât etmekle mezbûre Âişe dahi mu‘ârazadan men‘ olunup yedimizde hüccet-i uhrâ verilmiş idi deyü da‘vâyı def‘ ve her birinin mazmûnu min-külli’l-vücûh takrîr-i meşrûhlarına muvâfık ve mûmâ-ileyhimâ Edirnevî Mehmed Efendi ve Ataullah Efendi’nin imzâlarıyla mumzât ve hâtemleriyle mahtûme ve zikrolunan târihler ile müverraha iki kıt‘a hüccet-i şer‘iye ibrâz etmeleriyle müdde‘iye-i mezbûre Âişe Hatun muvâcehesinde feth ve kırâet ve istintâk olundukda fi’l-hakīka kazıyye bâlâda tafsîl olunan vech üzere olmuşdur deyü zikrolunan hüccet-i şer‘iyelerin mazmûnlarını bi’t-tab‘i’s-sâf ikrâr ve i‘tirâf etmeğin mûcebiyle müdde‘iye-i mezbûre Âişe bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunup mâ hüve’l-vâki‘ bi’t-taleb ketb olundu.
Fî 4 Muharremi’l-harâm sene [1]108.
Şuhûdü’l-hâl: Umdetü’l-müderrisîni’l-kirâm Mehmed Efendi nâib-i Üsküdar, Fahrü’l-akrân Süleyman Ağa b. Mehmed, Mustafa Efendi nâib-i racül, el-Hâc Halil tâbi‘-i ? hazret-i efendi, el-Hâc Mehmed Çelebi b. İbrahim, Receb Efendi nâib-i kapan Mehmed Ağa b. ( ).
|