.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 635
Hüküm no: 488
Orijinal metin no: [164a-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Bostancıbaşı Ali Ağa mahallesindeki kırk sekiz sehimden ibaret olan evin İbrahim Ağa, Ümmü Gülsün, Fatıma, Havva ve Hamide Hatun arasında paylaştırıldığı

Husûs-ı âti’l-beyânın mahâllinde ketb ü tahrîri için fermân-ı âlî sâdır olmağla keşif nâbimiz fahrü’l-müderrisîni’l-kirâm Abdullah Efendi b. Ali irsâl olunup ol dahi hâssa mi‘mârlarından Üstâd Mehmed Halîfe b. İshak ve Mustafa Halîfe b. Eyüb ile mahmiye-i İstanbul’da Kadırga Limanı kurbünde Bostancıbaşı Ali Ağa mahallesinde vâki‘ zikri câ’î menzile varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i nebevî eylediğinde mahalle-i mezbûre ahâlîsinden İbrahim Ağa b. Musa nâm kimesne ile Ümmü Gülsün bt. Musa ve Fâtıma ve Havva bintey Mehmed Ağa ve Hamide bt. Abdülmümin Efendi nâm hatunlar meclis-i ma‘kūd-ı mezbûrda her biri takrîr-i kelâm ve ta‘bîr ani’l-merâm edip işbu akd-i meclis olunan menzil ırsen ve şirâen ale’l-iştirâk taht-ı tasarrufumuzda olmağın hâlâ menzil-i mezbûrun ebniye ve arsası mesâha ve kıymeti tahmîn ve takvîm olunup yedimizde olan senedlerimize nazar ve her birimize isâbet eden hisselerimizin tahrîr olunmasın taleb ederiz dediklerinde mi‘mârân-ı mezbûrân evvelâ menzil-i mezbûrun hâriciyesini mesâha eylediklerinde tûlen ve arzen bi-hesâb-ı terbî‘î bin iki yüz altmış üç zirâ‘ arsa üzerine mebnî fevkānî dört kebîr oda ve beş sagīr oda ve iki sofa ve dehliz ve dîvânhâne ve tahtında ahır ve samanhâne ve bir kebîr matbah ve mahzeni muhtevî olup ve dâhiliyesini dahi mesâha eylediklerinde tûlen ve arzen bi-hesâb-ı mezbûr sekiz yüz kırk bir zirâ‘ arsa üzerine mebnî harâba müşrif dört bâb fevkānî oda ve üç sofa ve iki dehliz ve bir hamam ve bir kebîr matbah ve kilâr ve bodrum ve mahzen ve harâba müşrif bir köşk ve su kuyusunu müştemil olup ve hâriciye-i mezbûrede bi-hesâb-ı mezbûr bin altı zirâ‘ havlu ve bi-hesâb-ı merkūm bin iki yüz kırk zirâ‘ bahçe ve zikrolunan hâriciye ve dâhiliyede vâki‘ ebniye ve arsa-i hâliye ve bahçe-i mezbûrenin kıymetleri altı yük on üç bin yüz akçeye mütehammildir deyü mi‘mârân-ı mezbûrân haber verip Müslimûn-ı merkūmûn dahi icmâ‘ ve ittifâk eylediklerinden sonra merkūm İbrahim Ağa ile mezbûrât Ümmü Gülsün ve Fâtıma ve Havva ve Hamide’nin yedlerinde olan senedlerine nazar olundukda menzil-i mezbûr kırk sekiz sehim i‘tibâr olunup sihâm-ı mezbûreden on iki sehimi merkūm İbrahim Ağa’nın ırsen ve on beş sehimi mezbûre Ümmü Gülsün’ün ırsen ve şirâen ve sekizer sehimi mezbûretân Fâtıma ve Havva’dan her birinin ırsen ve beş sehim dahi merkūme Hamide’nin şirâen mülkü olduğu lede’ş-şer‘ zâhir olup husûs-ı mezbûru merkūm Abdullah Efendi mahâllinde ketb ü tahrîr edip ba‘dehû ma‘an ba‘s olunan Mehmed b. İbrahim ve Yusuf b. Abdullah ile meclis-i şer‘e gelip alâ vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mâ vaka‘a bi’t-taleb ketb olundu.

Fi’l-yevmi’r-râbi‘ ve’l-işrîn mine’l-Muharremi’l-harâm sene [1]108.

Şuhûdü’l-hâl: Seyyid Mustafa Çelebi b. Ahmed, el-Hâc Mehmed b. Abdullah, el-Hâc Rüstem Çavuş b. Abdullah, Mustafa Bey b. Abdullah, Musa Efendi b. Abdullah, İbrahim Efendi el-imâm, Seyyid Mehmed Çelebi b. Seyyid Mustafa, Mustafa Çelebi b. Abdullah, Mustafa Ağa b. Abdullah, Süleyman Çelebi b. Hasan, Dilaver Bey b. Abdullah ve gayruhum.