.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 22 Numaralı Sicil (H. 1107-1108 / M. 1695-1697)
cilt: 57, sayfa: 692
Hüküm no: 531
Orijinal metin no: [182b-1]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Merhûm Derviş’in Kızıltaş Mescidi’ne vakfettiği ev yanmış olduğundan ve sadece arsası kaldığından, vakfa daha faydalı olması sebebiyle Mustafa Ağa mahallesinde bulunan arsa ile değiştirildiği

A‘lemü’l-ulemâi’l-mütebahhirîn efdalü’l-fudalâi’l-müteverri‘în yenbû‘u’l-fezâil ve’l-yakīn keşşâfü’l-müşkilâti’d-dîniye hallâlü’l-mufassalâti’l-yakīniye miftâhu künûzi’l-hakāyık ve messâhu rumûzi’d-dekāyık el-mahfûfu bi-sınûfi avâtifi’l-meliki’l-a‘lâ Anadolu kādıaskerliği pâyesi olup hâlâ İstanbul kadısı olan Mevlânâ Abdullah -edâmallâhu te‘âlâ fezailehû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olucak ma‘lûm ola ki, südde-i sa‘âdetime mektûb gönderip mahmiye-i İstanbul’da merhûm el-Hâc Derviş nâm sahibü’l-hayrın süknâsı olan kendi nefsine ba‘dehû evlâdına ve evlâd ve evlâdına ve ba‘de’l-inkırâz utekāsına ve ba‘de’l-inkırâzi’l-küll mahalle-i Kızıltaş Mescidi’ne gallesi meşrût olup mahalle-i mezbûrda vâki‘ etrâf-ı erba‘ası bir tarafdan Ömer Efendi mülkü ve bir tarafdan Hüseyin Ağa Medresesi ve bir tarafdan tarîk-i hâs ve bir tarafdan tarîk-i âm ile mahdûd vakıf menzilin berat-ı şerîfimle mütevellîsi olan Mustafa b. Mehmed meclis-i şer‘-i şerîfe varıp mütevellîsi olduğu vakıf menzil-i mezbûr bin yetmiş senesinde vâki‘ harîkde muhterik olup arsa-i sırfa kalmağla bu âna değin hâlî ve mu‘attal ve imâret ve meremmetine mevkūfe taraf-ı vakıfda bir akçe olmadığından mâ‘adâ arsa-i mezbûreyi kimesne istîcara tâlib olmamağın hâliyâ Hüseyin’in -zîde mecduhû- yine mahalle-i [mahmiye-i] mezbûr mahallâtından Mustafa Ağa mahallesinde vâki‘ mülk arsasıyla istibdâl etmek cânib-i vakfa enfa‘ olup istibdâli murâd etmeleriyle kıbel-i şer‘den keşif nâibi Mevlânâ Abdullah ve hâssa mi‘mârdan Mustafa Halîfe ve Ali Halîfe ve ebniye ve sukūf ahvâline vukūf-ı tâmmı olan bî-garaz Müslimîn ile evvelen vakıf arsanın üzerine varılıp mesâha eylediklerinde tûlen ve arzen bi-hesâb-ı terbî‘î üç yüz zirâ‘ taş duvarı muhtevî bin yüz elli iki zirâ‘ arsanın bir zirâ‘ı yüz akçeden yüz on beş bin iki yüz akçe ve taş duvarın beher zirâ‘ı kırkar akçeden on iki bin akçesi cem‘an yüz yirmi yedi bin iki yüz akçe olup ve sâniyen mülk olan arsanın üzerine varılıp mesâha eylediklerinde be-hesâb-ı mezbûr bin sekiz yüz zirâ‘ arsa ve beher zirâ‘ yüz yirmişer akçeden iki yüz on altı bin akçe ve müştemilâtı olan kârgir hamam ve mahzen duvarların kıymetleri otuz dokuz bin dokuz yüz akçe ki cem‘an iki yüz elli beş bin dokuz yüz akçe olduğu müte‘ayyen oldukdan sonra rağbeten ve kıymeten mülk olan arsa vakıf olan arsadan ekser ve evfer olup istibdâli fî külli’l-vücûh vakfa enfa‘ ve evlâ olduğun ihbâr eylediklerin bildirip ol bâbda izn-i hümâyûnum verilmek recâsına arz eyledikleri ecilden mesâğ-ı şer‘î olduğu üzere istibdâl olunmak emrim olmuşdur. Buyurdum ki, hükm-i şerîfimle vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan emrim üzere amel dahi husûs-ı mezbûra tamamen hak ve adl üzere tekayyüd edip göresin, i‘lâm olunduğu üzere zikrolunan mülk arsa kıymet ve rağbet cihetlerinden vakıf arsadan evfer ve ekser olup istibdâli her vechile vakfa evlâ ve enfa‘ ise istibdâli tecvîz eyleyen fukahâ-yı zevi’l-ibtihâcın kavilleri üzere vakıf arsa mülk ve mülk olan arsa vakıf olup vakf-ı ûlânın meşrûtu vakf-ı sânîde icrâ olmak üzere istibdâl eyleyip tarafeyne hüccet veresin, şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın.

Tahrîren fî evâili Şevvali’l-mükerrem li-sene seb‘a ve mie ve elf.

Kostantıniyye el-mahmiyye.