.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 96
Hüküm no: 29
Orijinal metin no: [11b-1]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Kaçak afyon şurubu imalinin engellenmesi için bu işi yapan dükkânların kapatılması

Berş fermânı Akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn ma‘denü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kadısı -zîdet fezâiluhû- ve iftihârü’l-ümerâ’i’l-ekâbir müstecmi‘u’l-me‘âlî ve’l-mefâhir el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Kādir dergâh-ı mu‘allâm yeniçerileri ağası ( ) Ağa -dâme ulüvvuhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki, sâdır olan fermân-ı âlîye imtisâlen berş-i rahîkī olunan dekâkîn teftîş ve tefahhus olundukda Mahmud Paşa sûku kurbunda vâki‘ fi’l-asl devâ için tabh olunan berş-i rahîkī kadîmden dükkân-ı müfreze mahsûs ve tahrîfden mahfûz ve mazbût iken, zamân-ı karîbde şekerciler içinde İmâm Mehmed ve cerrâh Hasan ve Dar sokakda câmi‘ karşısında Emir Süleyman ve Rüstem Paşa câmi‘i karşısında berber ve kantarcılarda el-Hâc Mehmed ve Ma‘cûncu çarşısında yeniçeri Mustafa ve Dîvânyolu’nda Abdullah ve Mahmud Paşa kapısı ayağında cem‘an sekiz mahalle berş dükkânları ihdâs olunup dekâkîn-i mezbûre ashâbı tabh eyledikleri berş eczâsını gereği gibi bilmeyip ve keyfiyyet-i tabhda adem-i hazâkatleri müte‘ayyin olduğundan mâ‘adâ ba‘zıları hamr ve arak ile tahmîr ve ba‘zıları esrâr ve benc suyu ile ısladıp ve adem-i mahâretlerinden nice eczâsını ifrât yâhud tenkīs etmeleriyle, mübtelâsı olan nice ibâdullâhı ızrâr ve dimâğını ifsâd ve nice şenâ‘ate sebeb olup kesret-i ameleden şey’-i kesîr hâsıl olmağla etrâf ve nevâhî-i bilâda kantar kantar tüccâr getirip rahîkī berş deyû satıp kadîmî dükkâna mahsûs olan ile hâdis olanların ameli fark olunmayıp halkın ekseri marîz ve vücûddan çıkıp fi’l-hakīka belâ-i azîm olduğu mübtelâları dahi ittifâk ile i‘tirâf ve haber vermeleriyle zarar-ı âm olmağla bâlâda mezkûr rahîkī dükkânı ve utekālarından Ali’nin oğlu mutasarrıf oldukları iki bâb dükkân ashâbı ittifâk ile hareket ve terkîb-i eczâ-i kadîmi tahrîfden hıfz edip bey‘ ü şirâlarında dahi semen-i misline kanâ‘at ve gabn-ı fâhişden ihtirâz etmek üzre ta‘ahhüd eylediklerinden sonra iki dükkândan mâ‘adâ zikr olunan dükkânların mecmû‘u ta‘tîl ve derûnlarına hırfet-i mezkûreden gayrı esnâf iskân olunup ve fîmâ ba‘d hânelerinde dahi tabh olunmayıp bi’l-cümle madde-i fesâdı taklîl ve ukūl-ı kāsıra ashâbından mübtelâlarını hıfz olunmak maslahat ve fâidesi hâsıl oldukdan sonra yine ba‘zı mertebe memnû‘ ve mütenebbih olmayanlar diyâr-ı âhara dahi iclâ ile te’dîb bâbında fermân-ı âlî ısdâr olunması emr-i savâb idiğini sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyh Mehmed Ebû Said -zîdet fezâiluhûsun- i‘lâm eylediğin ecilden, i‘lâmın mûcebince amel ve hareket ve fîmâ ba‘d i‘lâma mugāyir hareket edenler ahz u te’dîb ve nefy ü iclâ olunup bir türlü ruhsat verilmemek ve vakit vakit tecessüs ve tefahhus ve bu nizâm düstûrü’l-amel olunmak bâbında fermân-ı âlî-şânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki vusûl buldukda bu bâbda vech-i meşrûh üzre şeref-yâfte-i sudûr olan fermân-ı vâcibü’l-ittibâ‘ ve lâzımü’l-imtisâlimin mazmûn-ı itâ‘at-makrûnuyla âmil olup hilâfından bi gāyet ihtirâz ve ictinâb eyleyesiz. Şöyle bilesiz alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasız. Tahrîren fî evâhiri şehri Ramazân sene semân ve selâsîne ve mi’e ve elf. Bâ sah İ‘lâm mûcebince yoklanıp ol makūle madrabazlar ma‘rifet-i şer‘le men‘ olunmak deyû buyruldu.