İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 171 Hüküm no: 94 Orijinal metin no: [29b-1] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Taşradan İstanbul’a gelen kebeleri mahbercilerin gizlice alıp satmamaları
Kebe fermânı Akzâ kuzâtü’l-müslimîn evlâ vülâtü’l-muvahhidîn me‘âdinü’l-fazli ve’l-yakīn râfi‘-i a‘lâmi’ş-şerî‘ati ve’d-dîn vâris-i ulûmü’l-enbiyâ’i ve’l-mürselîn el-muhtas bi mezîdi inâyeti’l-meliki’l-Mu‘în Mevlânâ İstanbul kadısı -zîdet fezâiluhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki İstanbul’da kebeci esnâfı Dîvân-ı hümâyûnuma arzuhâl edip kebe alıp satmak mezbûrlara mahsûs iken hâlâ ba‘zı kuşakçı ve mahberci tâifeleri nizâmlarına mugāyir kebe alıp satıp te‘addî ve mezbûrlara müzâyaka ve kesâd verip gadr üzre olmalarıyla mürâfa‘a olduklarında mezbûrlar kendilere mahsûs olan emti‘aları alıp satıp, bizlere mahsûs olan kebeye müdâhale etmemeleri için emr-i şerîfim recâ eyledikleri ecilden, İstanbul’da kebeci tâifesinin kethüdâları Hacı Osman ve ustalarından Hüseyin ve Mustafa ve Hacı Süleyman ve İsmail nâm kimesneler meclis-i şer‘de İstanbul’da mahberci tâifesinden es-Seyyid İsmail ve Hacı İbrahim nâm kimesnelerin mahzarlarında bizim nizâm-ı kadîmimize taşradan İstanbul’a kebe geldikde, doğru Uzun çarşıda vâki‘ Kilidhanı’na ve Suluhan’a gelip kethüdâmız ve ustalarımız ma‘rifetleriyle cümle ustalara tevzî‘ ve taksîm olunagelip mahberci ve kuşakçı ve muhtekir ve koltukçu tâifesi karışmayıp nizâm-ı hâlimiz bu vech üzre muntazam iken işbu mezbûrûn mahberci tâifesinden olmalarıyla metâ‘ımız olan kebede alâkaları olmayıp dahl îcâb etmez iken, mezbûrûn mahberci tâifesi bu yakīnde metâ‘ımız olan kebeyi hafiyyeten alıp der mahzen ve ihtikâr ve semen-i mislinden ziyâde bahâ ile ibâdullâha bey‘ etmeleriyle nizâmımıza ihtilâl ve ibâdullâhı ızrâr ederler hâlâ men‘ olunmaları matlûbumuzdur deyû da‘vâ eylediklerinde mezbûrûn dahi ikrâr ve i‘tirâf etmeleriyle, ba‘de’l-yevm müdde‘iyûn-ı mezbûrûnun metâ‘ları olan kebeye karışmayıp bâ‘is-i ihtilâl ve ibâdullâhı ızrâr eylememek üzre merkūmûn mahberci tâifesine taraf-ı şer‘den tenbîh ve men‘ olunduğunu sen ki Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhsin i‘lâm eylediğin ecilden, imdi i‘lâmın mûcebince amel olunmak bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur buyurdum ki hükm-i şerîfim vardıkda bu bâbda sâdır olan emrim üzre amel edip dahi vech-i meşrûh üzre i‘lâmın mûcebince amel olunup hilâf-ı emr-i hümâyûna te‘addîleri men‘ ve def‘ eyleyesin. Şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın. Tahrîren fi’l-yevmi’l-ışrîn şehri Zilka‘de sene semân ve selâsîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|