İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738) cilt: 21, sayfa: 264 Hüküm no: 174 Orijinal metin no: [54b-2] Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Beykoz, İncirli, Anadolu Hisarı ve Kanlıca’daki piyade kayıkçılarına Mehmed Beşe’nin kethüdâ tayini
Kıdvetü’n-nüvvâbi’l-müteşerri‘în Yoros nâhiyesinde nâibü’ş-şer‘ olan Mevlânâ ( ) -zîde ilmuhû- ve kıdvetü’s-sikāt ve’l-müstahfizîn Yenicekal‘a dizdârı Ahmed -zîde hıfzuhû- tevkī‘-i refî‘-i hümâyûn vâsıl olıcak ma‘lûm ola ki sen ki dizdâr-ı merkūmsun südde-i sa‘âdetime mektûb gönderip Beykoz ve İncirli ve kal‘a-i merkūme ve Kanlıcak’da vâki‘ piyâde kayıkçıların kethüdâları olmamakla beynlerinde nizâmları olmayıp mürûr ve ubûr eden ibâdullâha cevr ve eziyyetden hâlî olmamalarıyla sâir iskelelerde olduğu misillü mezbûrların üzerlerine Mehmed Beşe demekle ma‘rûf kimesne kethüdâ nasb ve ta‘yîn olunmak bâbında hükm-i hümâyûnum verilmek recâsına vâki‘ hâli arz eylediğin ecilden, bâlâda mezkûr Beykoz ve İncirli ve Anadolu Hisarı ve Kanlıcak’da vâki‘ piyâde kayıkçıların kethüdâları olmamakla beynlerinde nizâmları olmayıp ve ibâdullâhı gidip gelmede ziyâde akçe talebiyle ızrâr etmeleriyle hâlâ sâdır olan fermân-ı âlî üzre hisâr-ı mezbûr iskelesinden merkūm Mehmed cümle muhtârı olmağla üzerlerine kethüdâ nasb ve ta‘yîn olundukda ol dahi ba‘de’l-kabûl mezbûr Mehmed mârrü’z-zikr kasabalara tarafından birer bölükbaşı nasb edip ve birbirlerini kefîle verip kefîli olmayanları kayıkçılıkdan ihrâc ve cümlesine dahi kendi kefîl olup ve ba‘de’l-yevm bir vechile ümmet-i Muhammed’i ızrâr ettirmemek üzre ta‘ahhüd-i tâm eylediğin akzâ kuzâtü’l-müslimîn bi’l-fi‘l İstanbul kadısı olan Mevlânâ Mehmed Said -zîdet fezâiluhû- i‘lâm etmeğin, Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince düstûrü’l-amel kılınıp, fîmâ ba‘d hüccetde tafsîl olunduğu üzre amel edip hilâfına te‘addî olunmamak bâbında fermân-ı âlîşânım sâdır olmuşdur. Buyurdum ki ( ) vusûl buldukda bu bâbda sâdır olan fermân-ı celîlü’l-kadr mûcebince amel dahi vech-i meşrûh üzre Mevlânâ-yı mûmâ-ileyhin i‘lâmı mûcebince düstûrü’l-amel kılınıp fîmâ ba‘d hüccetde tafsîl olunduğu üzre amel edip hilâfına te‘addî olunmakdan ihtirâz edip mazmûn-ı emr-i şerîfimle âmil olup hilâfına rızâ ve cevâz göstermeyesin. Şöyle bilesin, alâmet-i şerîfe i‘timâd kılasın. Tahrîren [fî] evâsıtı şehri Saferi’l-hayr li sene tis‘a ve selâsîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.
|