.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 24 Numaralı Sicil (H. 1138-1151/M.1726-1738)
cilt: 21, sayfa: 268
Hüküm no: 180
Orijinal metin no: [55b-2]
Bu defter İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Tulumbacı şeridi işleyenlere Ali Gerçek’in kethüdâ tayini

Sâdır olan fermân-ı âlî-şânım mûcebince tulumbacıbaşı Davud Gerçek meclis-i şer‘a ihzâr ve inkâf olundukda zikr olunan tulumbacı şeridi demekle beyne’n-nâs meşhûr olan şeridi işleyen mezbûrun menzilinden mâ‘adâ gerek müslim ve gerek zimmî ve gerek Yahûd cümlesi yirmi bir nefer ve otuz destgâh olup bu mertebe usta ve destgâh vâfî ve kâfî olup ziyâde olursa muhtel ve müşevveş ve kalb ve redî olmak ihtimâli olmağla bundan ziyâde olmaya ve ba‘de’l-yevm işlenen şeridi birkaç gün isti‘mâlde kalb olduğu zâhir olmak için perdâht ve yâhud tokmaklayalar destgâhda çıktığı gibi bey‘ ü şirâ oluna ve bugüne gelince işlenip perdâhtlı yâhud tokmaklı bulunur ise kethüdâ ma‘rifetiyle damgalana, ba‘de’l-yevm işlenir ise mîrî için girift oluna ve hırfet-i mezbûre erbâbı üzerlerine mezbûrun oğlu olup fenn-i mezbûrede mâhir ve âlim olan işbu râfi‘-i tevkī‘-i refî‘ü’ş-şân-ı hâkānî kıdvetü’l-âmâl ve’l-akrân Ali Gerçek -zîde kadruhû- kethüdâ nasb ve ta‘yîn ve hırfet-i mezbûre erbâbı olan yirmi bir nefer usta ve otuz destgâh zabt u rabt için cümlesini bir handa veya bir mahalde cem‘ oldukları hâlde işlene deyû nizâm verilip ve bu nizâm ba‘de’l-yevm düstûrü’l-amel kılınmak üzre inkâf ve kabûl? eylediğin ba‘de’t-tescîl akzâ kuzâtü’l-müslimîn İstanbul kadısı Mevlânâ Kethüdâzâde Mehmed -zîdet fezâiluhû- i‘lâm etmekle, i‘lâmı mûcebince amel ve mezkûr Ali Gerçek’e tevcîh olunmak fermânım olmağın hakkında mezîd inâyet-i pâdişâhânem zuhûra getirip bin yüz otuz dokuz senesi Muharremü’l-harâmı’nın üçüncü günü târihiyle müverrah verilen ruûs-ı hümâyûnum mûcebince bu berât-ı hümâyûn-ı izzet-makrûnu verdim ve buyurdum ki mezbûr Ali Gerçek -zîde kadruhû- varıp vech-i meşrûh üzre zikr olunan yirmi bir nefer usta ve otuz destgâh zabt u rabt için hırfet-i mezbûrun kethüdâsı olup edâ-i hizmet eyledikden sonra şurût-ı mezkûr üzre zabt u rabt âhardan hiç ahad vechen mine’l-vücûh ve sebeben mine’l-esbâb mâni‘ ve müzâhim olmayıp dahl ü ta‘arruz kılmayalar şöyle bileler alâmet-i şerîfe i‘timâd kılalar. Tahrîren fi’l-yevmi’r-râbi‘ min şehri Muharrem li sene tis‘a ve selâsîn ve mi’e ve elf. Be makām-ı Kostantıniyye el-mahrûse.