|
İstanbul Mahkemesi 25 Numaralı Sicil (H. 1179-1180 / M. 1765-1767) cilt: 76, sayfa: 84 Hüküm no: 26 Orijinal metin no: [10-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Çıkrıkçı Kemal Mescidi İmamı Feyzullah Efendi’nin, Mehmed Esad Efendi aleyhindeki vakıf arsa iddiasının meşru olmadığı
Sarıgez kurbünde vâki‘ Çıkrıkçı Kemâl Mescid imamı süknâsı imam meşrûtası deyü etdiği da‘vâsı beyandan âciz olmağla.
Ma‘rûz,
Nezâret-i dâ‘îlerinde olan evkāfdan mahmiye-i İstanbul’da Çıkrıkçı Kemâl Mescidi imamı ve zikri âtî arsaya tevliyet ve süknâ iddi‘â eden sâhib-i arzuhâl Feyzullah Efendi meclis-i şer‘-i enverde mezbûrdan mukaddem mescid-i mezkûrda imam olan Mustafa Efendi b. Halil Efendi’nin sulbî oğlu olup arsa-i mezkûreye vaz‘-ı yedi mütehakkık olan derûn-ı arzuhâlde mezkûr müderrisîn-i kirâmdan Mehmed Esad Efendi ile terâfu‘larında hâlâ imamı olduğum mescid-i mezkûr kurbünde vâki‘ bir tarafdan mescid-i mezkûr bahçesi ve bir tarafdan Hüseyin Ağa tasarrufunda olan menzil ve bir tarafdan mezbûr Mehmed Esad Efendi’nin mescid-i mezkûr vakfından tasarrufunda olan menzil ve tarîk-i âm ile mahdûd arsa vakıf olup ve süknâsı mescid-i mezkûrda imam olanlara meşrûta olup ve meşrûta olduğu semâğla meşhûd ve mütevâtir iken benden mukaddem mescid-i mezkûrda imam olan işbu Mehmed Esad Efendi’nin babası, oğlu mezbûra verip ol dahi kıbel-i şer‘-i şerîfden bu hilâlde mi‘mâr ağa ma‘rifetiyle bâ-işâret-i aliyye sâdır olan fermân-ı âlîye imtisâlen keşfolduğu vech üzere arsa-i mezkûrenin kendi menzili tarafında seksen beş zirâ‘ mahâllini binâ ile işgāl ve yüz otuz beş zirâ‘ını hâliyeten zabt etmekle suâl olunup arsa-i mezkûre fâriğān ani’ş-şevâgil süknâ için bana teslîme tenbîh olunmak matlûbumdur dedikde mezbûr Esad Efendi dahi arsa-i mezkûrenin asl-ı vakfiyetini ikrâr, lâkin mescid-i mezkûr imamlarına ancak gallesi meşrûtadır ve mukaddemâ mütevellîsi olan Ahmed Ağa nâm kimesne zamânında arsa-i mezkûre ceddim mezbûr Halil Efendi’nin tasarrufunda olup gallesini mütevellî-i mezbûra edâ ederken fevt oldukda babam mezbûr Mustafa Efendi’yi intikāl ve ber-vech-i muharrer otuz sene tasarrufundan sonra tevliyeti dahi babama tevcîh olundukda arsa-i mezkûreyi icâre-i misliyesiyle bana icâr, ben dahi zikr olunan mahâlline binâ ihdâs etmiş idim. Lâkin babam mezbûrun bana icârı sahîh olmamağla arsa-i mezkûrenin mecmû‘u babam mezbûrun fevtinden benim ile kızları olan Hadîce ve Ümmügülsüm’e âdiyen intikāl eyledi deyü arsa-i mezkûrenin süknâsı meşrûta olduğunu inkâr etmeğin bu sûretde imam-ı mezbûrun mezbûr Esad Efendi ile ihtilâfları asl-ı vakıfda [11] olmayıp şurûtda olmağla mezbûr Esad Efendi’nin yedinde olan fetvâ-yı şerîfede mahz-ı şurûtda tesâmu‘la şehâdet makbûle olmayıp tescîlini isbât lâzım gelip ve vakf-ı mezkûr kadîm ve münkatı‘u’s-sübût olduğundan mâ‘adâ imam-ı mezbûr vâkıfını dahi bu vechile ta‘yîn ve beyana kādir olamadığı huzûr-ı âlîlerine mübâşiri çavuş kulları iltimâsıyla i‘lâm olundu.
Fî 22 B sene [11]79.
|