.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 33 Numaralı Sicil (H. 1183-1185 / M. 1769-1770)
cilt: 77, sayfa: 201
Hüküm no: 158
Orijinal metin no: [54b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Zeliha Hanım’ın iki bin kuruşunu vakfedip kardeşinin oğlu Mehmed Efendi’yi mütevellî tayin ettiği vakfiyesi

Ahbertü bi-mâ-fih mine’l-vakf ve’t-tescîl ve’l-habs ve’t-tesbîl fe’mzaytü alâ-mâ-kane

âlimen bi’l-hilâfi’l-vâki‘ beyne’l-eimme aleyhimi’r-rıdvân

ve ene’l-fakīru ilâ-rabbihil-kadîr Yahya el-kādî

bi-Dârü’s-Saltanati’s-Seniyye

-Gufira leh-

Fâtihatü’l-kitâb-ı süreyyâ-intizâm kemâl-i senâ-yı melik-i allâm-ı zü’l-celâl ve’l-ikrâm celle sultânuhû ve amme ale’l-âlemîn birruhû ve ihsânuhû hazretlerinin dergâh-ı akdes ve bârgâh-ı mukaddeslerine hezârân acz ve iftikār ile hamd-i sipâs-ı bedî‘u’l-esâs ve şükr-i bî-kıyâs takdîm olundukdan sonra elf salât ü salavât-ı mütevâsılât umûmen gürûh-ı bâ-şükûh-ı enbiyâ-i kirâm-ı vâcibü’l-ihtirâmın merâkıd-ı tayyibe ve meşâhid-i seniyyelerine husûsan ol makbûl-i dergâh-ı âlî ve mahsûs-ı halvet-i hâneleri rafa‘a’llâh sultâne selâtîn-i kişver-i Hudâ hâce-i dehrî dü serâ Muhammedü’l-Mustafa -sallallâhu te‘âlâ aleyhi ve sellem- bi-adedi men samete ve tekellem hazretlerinin rûh-ı revh-bahşâ cân-ı fütûh-güşâsına inhâ ve ihdâ olunur ki cumhûr-ı enâmı dârü’s-selâm-ı İslâma da‘vet edip kesb-i hasenât ve mahv-ı seyyiât husûsan evkāf-ı hüceste-i evsâfın ibdâ‘ına sa‘y-i tâm ve ihtimâm-ı mâ-lâ-kelâm üzere oldular zîle-i mevâridü’s-selâm [zümre-i] âl ve evlâd ve ahfâdlarının rızâ-i [riyâz-ı] meşâhid-i seniyyelerine irsâl ve îsâl olunur ki her biri keder-i gubâr-ı beşeriyetden berî ve mesâlik-i necât ve memâlik-i ref‘-derecâtın rehberi olmuşdur ammâ ba‘d işbu kitâb-ı sıhhat-nisâbın tahrîr [ve] inşâ ve tasdîr [ve] imlâsına bâ‘is [ve] bâdî oldur ki sahibü’l-hayrât ve’l-hasenât ve râgıbü’l-meberrât-ı âliyât Zeliha Hanım bt. el-merhûm Mehmed Efendi zikr-i âtî husûs-ı meymenet-mahsûsalarının ber-mûceb-i şerî‘at-i garrâ hüküm ve kazâ ve kalem-i şer‘-i kavîm ile ketb ve imlâ için cânib-i şer‘den irsâl olunan Ali Efendi Dârü’l-hilâfeti’l-aliyye el-Kostantıniyye el-mahmiye’de merhûme Zeliha Hanım Kefeli mahallesinde sâkine olduğu menziline varıp zeyl-i vesîkada muharrerü’l-esâmî Müslimîn huzûrlarında akd-i meclis-i şer‘-i kavîm ettiği zâtı Müslimûn-ı merkūmûn ta‘rîfleriyle mu‘arrefe olan mûmâ-ileyhâ Zeliha Hanım vaktâ ki fikr-i avâkıb-ı umûr ve zikr-i tegallübât ve hemvâre i‘mâl-i edevât ve mülâhaza-i safiyye kılıp “ellezîne yünfikūne emvâlehüm bi’l-leyl ve’n-nehâr sırren ve alâniyeten fe-lehüm ecruhüm inde rabbihim ve lâ-havfun aleyhim ve lâ-hüm yahzenûn” nass-ı celîlü’ş-şânı ve dahi “el-mer’ü yestazillü tahte zılli sadakatin” hadîs-i şerîf-i bâhirü’l-bürhânı iz‘ân birle tahsîl-i ücûr-ı meşkûreye sa‘y-i mevfûr ve rızâ-yı gafûr olan umûr-ı mebrûre iktisâbına bezl-i makdûr etmeleriyle ânifen akd olunan meclis-i şer‘-i şerîf-i şâmihü’l-imâd ve mahfil-i dîn-i münîf-i râsih-i evtâdda vakf-ı âti’l-beyâna li-ecli’t-tescîl mütevellî nasb ü ta‘yîn ve ba‘dehû azl ve takrîrini ihtiyâr eylediği karındaşı oğlu Mehmed Efendi b. Mustafa mahzarında ikrâr-ı sahîhü’ş-şer‘î ve i‘tirâf-ı sahîh-i mer‘î edip atyeb-i mâl ve ahsen-i mâlımdan ifrâz eylediğim iki bin guruşumu hasbeten li’llâhi’s-samed ve taleben li-merzâti rabbihi’l-ehad vakf-ı sahîh-i müebbed ve habs-i sarîh-i muhalled ile vakf [ve] habs ve şöyle şart eyledim ki meblağ-ı mezbûr iki bin guruş ile [55a] münâsib mahallerde akārât iştirâ ve icâreteyn ile âhara îcâr olunup hâsıl olan icârâtdan İstanbul’da cennet-mekân firdevs-âşiyân merhûm Ebulfeth Sultân Mehmed Han Câmi‘-i şerîfinde Pazarertesi günü yâhud yevm-i mezbûrda mevâni‘den bir mâni‘ zuhûr eder ise yevm-i âharda ba‘de’z-zuhr hazır olan cemâ‘at-i Müslimîne va‘az ü nasîhat etmek üzere vâ‘iz ta‘lîm (ta‘yîn) eylediğim eş-Şeyh Osman Efendi b. Musa’ya yevmî sekiz akçe vazîfe verile ol dahi ber-minvâl-i muharrer ba‘de’z-zuhr câmi‘-i merkūmda va‘az [ ü] nasîhat ve akīb-i va‘azda üçer İhlâs-ı şerîf ve bir Fâtiha-i şerîf tilâvet edip sevâbını benim rûhuma ve ebeveynim rûhlarına ihdâ eyleyip vazîfeye mutasarrıf ola ve şeyh-i merkūm vakf-ı mezkûruma hasbî nâzır ola ve vâ‘iz-i merkūm irtihâl-i dârü’l-bekā eyledikde va‘aziye-i mezkûre ulemâ ve sulehâdan bir kimesneye ta‘yîn olunup ol dahi şurût-ı mezkûre üzere amel ve edâ-yı hidmet edip vazîfeye mutasarrıf ola ve vâ‘iz-i merkūmun yevm-i mezbûrda seccâdesin ferş ve hıfz ede mârrü’z-zikr Sultân Mehmed Câmi‘-i şerîfinde kayyûmbaşı olanlara yevmî bir akçe vazîfe verile ve yine câmi‘-i mezkûrda kable’l-ışâ hûb sadâlı ve mücevvid bir kimesne Tebâreke sûre-i şerîfesini tilâvet ede ve sevâbını benim ve ebeveynim rûhlarına ihdâ eyleyip yevmî altı akçe vazîfeye mutasarrıf ola ve vakf-ı mezbûra elbise-i libâs-ı müste‘âr-ı hayat oldukça ben hasbî mütevellî olam ve ba‘dehâ er karındaşım Mustafa’nın sulbî oğlu Mehmed Efendi vakf-ı mezkûra mütevellî ola ve ba‘dehû tevliyet-i mezkûre mezbûr Mehmed Efendi’nin evlâd-ı evlâd-ı evlâdının ekber ve erşed[ine] batnen ba‘de batnin meşrûta ola ve vakf-ı mezbûrun cibâyet ve kitâbeti hayatda oldukça bana meşrûta ve ba‘dehû vakf-ı mezbûra mütevellî olanlar cibâyet ve kitâbeti rü’yet edeler ve vakf-ı mezbûra İstanbul kādıları efendiler hazerâtı nezâretlerinde olan vakf-ı mezbûrun tebdîl ve tağyîri ve taklîli ve teksîri merreten ba‘de’l-uhrâ yedimde ola ve ba‘de zamânin vakf-ı merkūma küllî nemâ ve vüs‘at geldikde cibâyet ve kitâbet için yevmî birer akçe vazîfe ta‘yîn oluna ve şurût-ı mezkûreye ri‘âyet müte‘azzir olursa vakf-ı mezbûra mutlaka fukarâ-yı Müslimîne meşrûta ola deyü ta‘yîn-i şurût ve tebyîn-i kuyûd birle meblağ-ı mezbûru mütevellî-i merkūma teslîm ol dahi ahz u tesellüm ve emsâli gibi tasarruf eyledi dedikde gıbbe’t-tasdîkı’ş-şer‘î vâkıf-ı mûmâ-ileyhâ -sebbağallâhu ni‘amehû aleyh- takrîr-i kelâm edip vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûd inde’l-eimmeti’s-selâse gayr-ı sahîh nükūd-ı merkūmenin vakfiyetinden rücû‘ ve mülküme istirdâd murâd ederim dedikde mütevellî-i reşîde cevâb-ı sedîde mütesâddî olup vakf-ı nükūd ve ona müteferri‘ olan şurût ve kuyûd İmâm Züfer hazretlerinden İmâm Ensârî -aleyhi rahmeti’l-bârî- rivâyeti üzere sahîh ve İmâm Ebû Yusuf hazretleri indinde vâkıf menfa‘at-i vakfı nefsine şart eylese dahi mücerred vakaftü demekle vakıf sahîh ve el-yevm amel ve fetvâ dahi imâm-ı müşârün-ileyh hazretleri re’y-i şerîfleri üzere olmağla binâenaleyh teslîm etmem deyü mevlânâ-yı mezbûr huzûrunda müterâfi‘ân ve herbiri fasl [ü] hasma tâlibân olduklarında mevlânâ-yı mezbûr dahi vakf-ı nükūd-ı mezbûrenin sıhhatine alâ-kavli men yerâ hükmetdikten sonra vâkıf-ı mûmâ-ileyhâ tekrar nizâ‘a mütesâddî olup pîşvâ-yı müctehidîn ve muktedâ-yı eimme-i dîn İmâm-ı a‘zam [ve] hümâm-ı akdem Ebû Hanife cüziye hayrü’l-cezâ hazretlerinin mezheb-i şerîfleri üzere sıhhat lüzûmu müstelzim olmağla nükūd-ı mastûranın istirdâdına hüküm taleb ederin deyü mevlânâ-yı mezbûr huzûrunda da‘vâ etdikde mütevellî-i hayr-hâh dahi cevâbında teslîm ile’l-mütevellî bulunmağın vakf-ı mezbûra lüzûm ârız olduğundan mâ‘adâ imâmeyn-i hümâmeyn bedreyn-i münîreyn hazretleri katında sıhhat-ı vakfiyet lüzûmundan müfârakat etmekle vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi hüküm recâ ederim deyü teslîminden ibâ ve imtinâ‘ ile müterâfi‘ân herbiri fasl u hasma tâlibân oldukda mevlânâ-yı mezbûr dahi tarafeynin kelâmına nazar ve mennâ‘un li’l-hayr olmakdan hazer edip vakf-ı mezbûrun lüzûmuna dahi âlimen bi’l-hilâf beyne’l-eimmeti’l-eşrâf alâ-kavli men yerâ hükm-i sahîh-i şer‘î ve kazâ-i sarîhü’l-mer‘î eylediğini mahâllinde ba‘de’l-ketb ve’t-tahrîr ma‘an ba‘s olunan ümenâ-i şer‘le meclis-i şer‘a gelip alâ vukū‘ihî inhâ etmeğin ba‘de’t-tevkīf vakf-ı merkūm sahîh ve lâzım ve mütehattim olup nakz [ve] nakīzına mecâl muhâl oldu “fe-men beddelehû ba‘demâ semi‘ahû fe-innemâ ismühû ale’l-lezîne yübeddilûnehû innallâhe semî‘un alîm” ve ecrü’l-vâkıf ale’l-hayyü’l-cevâdi’l-kerîm cerâ zâlik.

Hurrire fi’l-yevmi’t-tâsi‘ ve’l-işrîn min-Muharrem li-sene hamse ve semânîn ve mie ve elf.

Şuhûdu’l-hâl: Ekmekçi Hasan Ağa b. Abdullah, el-Hâc Mustafa b. el-Hâc Ali, Fahrü’l-kuzât Lütfullah Efendi b. Ömer, Fahrü’l-kuzât Halil Efendi b. el-Hâc Abdullah, Kuzâtdan Zeynebâbidin Efendi b. Ömer, Kuzâtdan Ahmed Nuri Efendi b. İsmail, es-Seyyid Abdülvahhab Çelebi b. Mustafa, Hamamcı el-Hâc Süleyman b. Mehmed, Abdüssamed b. el-Hâc Mustafa, eş-Şeyh Osman Efendi b. Musa.