İstanbul Mahkemesi 78 Numaralı Sicil (H. 1216-1217 / M. 1801-1803) cilt: 82, sayfa: 488 Hüküm no: 575 Orijinal metin no: [85a-3] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Seyyid Hüseyin b. Abdullah ile Hüseyin b. Mustafa’nın alacak davasında birbirlerinin zimmetlerini ibrâ ettikleri
Da‘vâsı mesmû‘a olmayıp ibrâ
Ma‘rûz
Sahtiyâncı es-Seyyid Hüseyin b. Abdullah nâm kimesne meclis-i şer‘-i münîrde tüccârdan es-Seyyid Mustafa b. el-Hâc Ali ve Hacızâde Mehmed b. el-Hâc Salih ve Mustafa b. Murad ve Mahmud b. Mehmed nâm kimesneler hâzır oldukları hâlde el-Hâc Hüseyin b. Mustafa mahzarında târih-i i‘lâmdan bir sene mukaddem hâzirûn-ı mezbûrûnun kefâletleriyle mezbûr el-Hâc Hüseyin’den iktirâz ve kabz eylediğim bin dört yüz altmış guruşun yedi yüz kırk guruşunu mukaddemâ nakden kendiye def‘ ve teslîm etmemle ol vechile bâkī zimmetinde olan yedi yüz yirmi guruş deynim mukābelesinde malımdan mecmû‘u bin iki yüz otuz guruş kıymetli iki yüz beş aded kırmızı sahtiyânlarımı merkūma rehn ve teslîm ol dahi irtihân ve kabz etmişdi hâlâ meblağ-ı [85b] bâkī-i mezbûru edâ birle mârru’z--zikr rehn olan ol mikdâr sahtiyânlarımı bana red ve teslîme merkūm el-Hâc Hüseyin’e tenbîh olunmak murâdımdır deyü da‘vâ eylediğimde ol dahi cevâbında sen deynin olan meblağ-ı bâkī-i mezbûr mukābelesinde işbu sene-i mübâreke Şa‘banı gurresinde bana rehn vaz‘ ve teslîm eylediğin ol mikdâr sahtiyânları târih-i mezbûrdan otuz bir gün mürûruna değin benim için edâ-yı deyn müyesser olmaz ise semen-i misliyle âhara bey‘ ve semenini kabz ve makbûzunu deyn-i mezkûra takās eyleye deyü bana emr etmekle ben dahi emrinle vakt-i mev‘ûd hulûlünde zikr olunan ol mikdâr sahtiyânları kefîllerin hâzirûn-ı mezbûrûnun ma‘rifetleriyle sûk-ı sultânîde semen-i misli olan beheri üçer buçuk guruşa olmak üzere âhara bey‘ ve semeni olan cem‘an yedi yüz on yedi buçuk guruşu kabz ve deyn-i mezkûruna takās ve mahsûb etmişdim deyü küfelâm hâzirûn-ı merkūmûnun tasdîkleriyle eylediği da‘vâsını udûlden Tâcir es-Seyyid Ali Çelebi b. Süleyman ve Saka Ali Beşe b. Ali şehâdetleriyle vech-i şer‘î üzere muvâcehemde isbât ettikden mâ‘adâ küfelâm hâzirûn-ı merkūmûn dahi meblağ-ı mekfûlün bih-i mezbûr için ilzâm-ı ribhi olunmadan murâbahası nâmıyla emrinle malımızdan merkūm el-Hâc Hüseyin’e verdiğiniz iki yüz yirmi sekiz guruşu bi’l-mürâca‘a taleb ederiz deyü benden tasaddî eyledikleri da‘vâ-yı mezkûreleri mesmû‘a olmadığı kendilere tefhîm olundukdan sonra bi’l-cümle zikr olunan husûslara vesâir beynimizde cereyân eden cemî‘-i hukūk-ı şer‘iyyeye müte‘allika âmme-i de‘âvî ve kâffe-i mütâlebâtdan ben mezbûr el-Hâc Hüseyin ile hâzirûn-ı merkūmûnun zimmetlerini onlar dahi kezâlik benim zimmetimi her birimiz ibrâ-i âmm-ı sahîh-i şer‘î ile ibrâ ve iskāt ve her birimiz âharın ibrâsını kabûl eyledik deyü ikrâr ve tasdîkleri İstanbul mahkemesinde tescîl ve huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî-25 min-Şevvâl sene [1]217
|