|
İstanbul Mahkemesi 94 Numaralı Sicil (H. 1222-1223 / M. 1807-1809) cilt: 85, sayfa: 275 Hüküm no: 246 Orijinal metin no: [32b-1] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Gaddarî Mehmed Efendi Vakfı’ndan icare-i vâhideli menzil ve dükkânların icareteyn ile Takohi b. Aleksan ve kızı Sima’ya kiraya verilmesi
Kumkapı’da menzil ve tahtında iki bâb dükkân keşfi,
Ma‘rûz
Mübârek rikâb-ı kamer-tâb-ı hüsrevânîye takdîm olunan arzuhâlde mezkûr nezâret-i hazret-i sadâret-penâhîde âsûde evkāfdan Dîvân-ı hümâyûn kalemi kîsedârı esbak merhûm Gaddârî Mehmed Efendi Vakfı’nın bâ-berât-ı âlî-şân mütevellîsi derûn-ı arzuhâlde mezkûrü’l-ism es-Seyyid eş-Şeyh Mehmed Ârif Efendi b. es-Seyyid eş-Şeyh Abdüşşükür Efendi bi’l-ma‘iye rü’yete memûr evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâm-ı zevi’l-ihtirâmdan Mehmed Ârif Efendi ile bi’d-defa‘ât Çarşamba günü Arz Odası’nda huzûr-ı hazret-i kāimmakām-ı âlî-makāmîde ma‘kūd meclis-i şer‘-i münîrde sâhibetey-i arzuhâl şahısları mu‘arrefe Takohi bt. Aleksan ve kızı Sima bt. Mahak nâm Nasrâniyeler muvâcehelerinde mütevellîsi olduğum vakf-ı mezbûr müstagallâtından İstanbul’da Kumkapı kurbünde Çadırcı Ahmed mahallesinde vâki‘ bir tarafdan Baltacı odaları ve bir tarafdan Emir odaları ve bir tarafdan Karabacak Şerbethânesi ve taraf-ı râbi‘i tarîk-i âm ile mahdûd büyût-ı adîde ve tahtında iki bâb dükkân ve müştemilât-ı sâire-i ma‘lûmeyi hâvî Ermeni odaları demekle ma‘rûf bir bâb menzili vâkıf-ı merhûm-ı mezbûr Gaddârî el-Hâc Mehmed Efendi hayatında yedinde mülkü iken vakf ü tescîl ve icâre-i vâhide ile âhara îcâr olunup hâsıl olan gallesi kasaba-i Tophâne’de Çavuşbaşı nâm mahâlde kâin binâ ve ihyâsına muvaffak olduğu câmi‘-i şerîf levâzımına sarf olunmak üzere şart ve ta‘yîn eylediği bin yüz elli beş senesi Muharremi gurresi târihiyle müverrah bir kıt‘a vakfiyesi derûnunda musarrah ve târih-i merkūmdan iki yüz on üç senesine gelince elli sekiz sene müddetde menzil-i mezkûr vakfiye-i mezbûre şurûtu mûcebince icâre-i vâhide ile âhara îcâr ve hâsıl olan icâresi beher şehr cânib-i vâkıf için kabz olunup ol-vechile vakfiye-i mezkûre derûnunda mastûr şurût-ı mezkûre ile müddet-i merkūmede te‘âmül olagelmiş iken vakf-ı mezbûrun mukaddemâ mütevellîsi olan müteveffâ eş-Şeyh Abdulfettah Efendi şurût-ı muharrere-i mezkûreye ve amel-i kadîme ri‘âyet etmeyip menzil-i mezkûru bir takrîb icâreteyn ile âhara îcâr edip hâlâ menzil-i merkūm şurût-ı mezkûreye ve amel-i kadîme mugāyir olarak mersûmetân Takohi ve kızı Sima Nasrâniyelerin iştirâken icâreteyn ile tasarruflarında olmağla suâl olunup menzil-i mezkûrdan keff-i yed ve amel-i kadîm üzere icâre-i vâhide ile âhara îcâr olunmak için bana teslîme mersûmetâna tenbîh olunmak bi’t-tevliye matlûbumuzdur deyü sene-i sâbıkā Şevvâli’nin yirmi yedinci günü müfettiş-i esbak müderrisîn-i kirâmdan Derviş Mehmed Esad Efendi huzûrunda da‘vâ eylediğimde onlar dahi cevâblarında menzil-i mahdûd-ı mezkûr vakf-ı mezbûr müstagallâtından olup mukaddemâ el-Hâc Hüseyin Efendi b. Murtaza nâm kimesne icâreteyn ile mutasarrıf iken bilâ-veled fevt ve cânib-i vakfa âid olmağla mahlûlünden mu‘accele-i ma‘lûme ve yevmî beş akçe icâre-i müeccele ile iki yüz on üç senesi Rebî‘ülâhir’in beşinci günü vakf-ı mezbûrun mütevellîsi olan müteveffâ-yı mezbûr eş-Şeyh Abdulfettah Efendi hayatında bi’t-tevliye el-Hâc Ahmed b. Mustafa’ya îcâr edip ol dahi ba‘de’l-istîcâr sene-i mezbûre Ramazani’l-mübâreki gurresinde Hâce Fatıma bt. Ali nâm hatuna bâ-re’y-i mütevellî ferâğ ve tefvîz, ol dahi ba‘de’t-tefevvüz bize bâ-re’y-i mütevellî ale’l-iştirâki’s-seviyy ferâğ ve tefvîz, biz dahi tefevvüz ve kabûl edip ol-vechile iştirâken bi’l-icâreteyn taht-ı tasarrufumuzdadır deyü benim ber-vech-i muharrer müdde‘âmı inkâr ve ben müdde‘âmı yirmi dokuz nefer kimesneler şehâdetleriyle tevâtüren mesfûretân muvâcehelerinde isbât ve ol-vechile menzil-i mahdûd-ı mezkûr mesfûretân Takohi ve Sima Nasrâniyeler yedlerinden nez‘ olunup amel-i kadîm üzere kemâ-fi’s-sâbık yed-i mütevellî ve icâre-i vâhide-i misliye ile âhara îcâr olunmak iktizâ edip yedime bir kıt‘a i‘lâm i‘tâ olunmuş iken mersûmetân menzil-i mezkûr ve tahtında olan iki bâb dükkânları ke’l-evvel tasarruf etmeleriyle el-yevm menzil-i mezkûr ve tahtında olan iki bâb dükkânın beher şehr icâre-i mümâsili altmış altışar guruş olup vakf-ı mezkûrun dahi târih-i mezbûrda kat‘a deyni olmadığından mâ‘adâ ta‘mîr ve termîme dahi muhtâc olmamağla ol-vechile menzil-i mezkûrdan ve tahtında olan dükkânlardan keff-i yed birle taraf-ı vâkıf için bana teslîme mersûmetâna tenbîh olunmak bi’t-tevliye matlûbumdur deyü da‘vâ etdikde onlar dahi cevâblarında işbu yedimizde olup iki yüz on üç senesi şehr-i Rebî‘ülâhiri gurresi târihiyle müverrah Teftîş Mahkemesi sicillâtından muhrec bir kıt‘a izin hücceti nâtık olduğu üzere vakf-ı mezbûrun mütevellîsi olan mezbûr eş-Şeyh Abdulfettah Efendi hayatında menzil-i mahdûd-ı mezkûr ve tahtında olan dükkânlar vakf-ı mezbûr müstagallâtından olup eğerçi vakfiye-i mezkûre derûnunda menzil-i mezkûr icâre-i vâhide ile îcâr oluna deyü musarrah olup lâkin vakf-ı mezbûrun tebdîl ve tağyîri vâkıf-ı merhûm-ı merkūm hayatında oldukça kendi yedinde olduğuna binâen zeyl-i vakfiyede kendü kalemiyle mukayyed ve hatmiyle mahtûm sâlifü’z-zikr menzil ve tahtında olan iki bâb dükkânı yevmî iki akçe icâre-i müeccele ve mu‘accele-i ma‘lûme ile âhara îcâr oluna deyü şart ve ta‘yîn ve mütevellî dahi vâkıf kendi olmakla bin yüz altmış yedi senesi Muharrem’inin on beşinci günü el-Hâc Mehmed Efendi b. Hüseyin’e icâre-i mu‘accele-i ma‘lûme ve yevmî üç akçe icâre-i mu‘accele ile bi’t-tevliye îcâr ve tasarrufuna izin verip ba‘dehû mezbûr el-Hâc Mehmed Efendi dahi bin yüz yetmiş bir senesi Recebi’l-ferdi gurresinde el-Hâc Hüseyin Efendi b. Murtaza’ya bâ-re’y-i mütevellî ferâğ ve tefvîz, ol dahi tefevvüz ve kabûl edip mutasarrıf iken bin yüz seksen senesi selhinde bilâ-veled fevt olup menzil-i mezkûr vech-i meşrûh üzere bi’l-icâreteyn âhara îcâr olunmak iktizâ eder iken ol hînde mütevellî-i vakf-ı mezkûr es-Seyyid Mehmed Efendi vakf-ı şerîfe intifâ‘-ı hâsıla olur deyü derûn-ı vakfiyeye amel birle alâ-hâlihâ terk ve icâre-i vâhide ile îcâr olunup işbu târihe gelince icâresinden hâsıl meblağ ve defter-i muhâsebede mastûr ve mukayyed olup, lâkin menzil-i mezkûr ve tahtında olan dükkânlar mürûr-ı ezmine ile bu esnâda müşrif-i harâb ve ta‘mîr ve tecdîde muhtâc ve bir vechile iskân mümkün olmayıp ta‘mîr ve tecdîde vâfî ve kâfi galle olmadığından istidâne ile ta‘mîr ve tecdîd olunduğu sûretde cânib-i vakf-ı şerîfe her vechile nâfi‘ olduğu zâhir ü bâhir olmağla zeyl-i vakfiye nâtık olduğu üzere kemâ-fi’s-sâbık icâre-i mu‘accele ve icâre-i müeccele mümâsili ile tâlibine îcâr ve mu‘accelesi cânib-i vakf-ı şerîfe îrâd kayd olunmak cânib-i vakf-ı şerîfe her vechile evlâ ve enfa‘dır deyü mütevellî-i müteveffâ-ı mezbûr eş-Şeyh Abdulfettah Efendi hayatında kıbel-i şer‘den aldığı bir kıt‘a izin hücceti mantûkunca iki bin beş yüz guruş icâre-i mu‘accele-i makbûza ve yevmî beş akçe icâre-i müeccele mümâsili ile mezbûr el-Hâc Ahmed’e bi’t-tevliye îcâr ve teslîm, ol dahi ba‘de’l-istîcâr ve’l-kabûl hüsn-i rızâsıyla mezbûre Hâce Fatıma Hatun’a bâ-re’y-i mütevellî ferâğ ve tefvîz, ol dahi ba‘de’t-tefevvüz bize bâ-re’y-i mütevellî ferâğ ve tefvîz, biz dahi tefevvüz ve kabûl ve külliyetli mebâliğ sarfla zikr olunan menzil ve dükkânları ta‘mîr ve termîm edip ve işbu yedimizde olup iki yüz on dört senesi Muharrem’inin yirmi dördüncü günü vakf-ı mezbûrun kāimmakām-ı mütevellîsi olan Hafız Mehmed Efendi b. Mehmed Cum‘a günü arz odasında Rumeli kādıaskeri olup sâbıkā sadr-ı vâlâ-yı fetvâ fazîletlü semâhatlü atûfetlü Ahmed Esad Efendi hazretleri ile evkāf müfettişi müderrisîn-i kirâmdan Adem Efendi huzûrlarında menzil-i mezkûr ile tahtında olan dükkânlar ve Ortaköy’de vâki‘ bir bâb Yahûdhâne ve Üsküdar’da kâin Kayıkhâne arsası vakf-ı mezbûr akārâtından icâre-i vâhide ile îcâr olunagelmiş iken mütevellî-i mezbûr eş-Şeyh Abdulfettah Efendi akārât-ı mezkûreyi cem‘an on yedi bin beş yüz guruşa âhara îcâr etmekle akārât-ı mezkûrenin mu‘accelesi olan meblağ-ı merkūm mütevellî-i mezbûrdan da‘vâ mütevellî-i mezbûr dahi cevâbında menzil-i mezkûru tahtında olan dükkânlar ile iki bin beş yüz guruş ve Yahû[d]hâne-i mezkûreyi üç bin beş yüz guruş ve Kayıkhâne arsası üç bin guruş ki cem‘an dokuz bin guruş icâre-i mu‘accele ve müeccele-i misliyeleriyle mesûğ-ı şer‘îye binâen izn-i hâkimü’ş-şer‘le bi’t-tevliye âhara îcâr ve teslîm ve mu‘accele-i mezkûreyi kabz ve vakf-ı mezkûrun muktezî olan mesârif-i lâzımesine harc ü sarf eyledim deyüp [33a] tarafeyn müfettiş-i mûmâ-ileyh huzûrunda muhâsebeye havâle ve ba‘de’l-muhâsebe ber-mûceb-i defter-i muhâsebe kabzını mu‘terif olduğu mu‘accele-i mezkûreden ve gerek sâir îrâd-ı vâkıfdan mütevellî-i sâbık merkūm Abdulfettah Efendi zimmetinde fazla zuhûr etmeyip bî-vech mu‘ârazadan men‘ olunmağla takrîrimize mutâbık ibrâz eylediğimiz bir kıt‘a izin hücceti ve bir kıt‘a i‘lâm-ı şer‘îye müfettiş-i mûmâ-ileyh Derviş Mehmed Esad Efendi nazar ve bizi istintâk etmeyip menzil-i mezkûr ve tahtında olan iki bâb dükkânlar yedinizden nez‘ olunmuşdur deyü i‘lâm-ı mezkûrun mazmûnunu ikrâr lâkin sûret-i def‘de eyledikleri da‘vâlarını ve mazmûn-ı hüccet ve i‘lâmı mütevellî-i müdde‘î-i mezbûr külliyen inkâr etmekle mersûmetân Takohi ve kız Sima Nasrâniyeler ber-vech-i muharrer yedlerinde olan izin hücceti ve i‘lâmın mazmûnunu ve mârrü’z-zikr menzil ve tahtında olan dükkânların târih-i mezbûrda meblağ-ı merkūm iki bin beşyüz guruş icâre-i mu‘accele misli ve yevmî beş akçe icâre-i müeccele mümâsili olduğunu ve menzil-i mezkûrda kat‘a iskân mümkün olmayıp ancak kendileri mâllarından küllî mebâliğ sarf eylediklerini ve hâlâ şehriye otuz altışar guruş kirâ hâsıl olup lâkin dâimâ ta‘mîr ve termîm üzere olduklarını mahalle-i mezbûre ve civârında olan sâir mahalle ahâlilerinden husûs-ı mezkûre vukūf-ı tammı olup kizb üzerine tevâtunları mutasavver olmayan İmâm Hüseyin Efendi b. Ahmed ve Mehmed Emin Ağa [b.] el-Hâc Halil ve Ömer Efendi b. el-Hâc Ahmed ve es-Seyyid Mahmud Ağa b. Ahmed ve es-Seyyid İbrahim Ağa b. Mustafa ve es-Seyyid Mehmed Ağa b. Hüseyin ve es-Seyyid Mehmed Tâhir Ağa b. Halil ve Mehmed Beşe b. Mahmud ve el-Hâc Mehmed Emin Ağa b. Hüseyin ve ömer Ağa b. Ömer ve Mustafa Beşe b. Mehmed ve Osman Ağa b. Mustafa ve Süleyman Efendi b. Mehmed ve Ali Beşe b. Abdullah ve el-Hâc Hüseyin b. Mehmed ve Mehmed Ağa b. Ali ve Selim Beşe b. Abdullah ve Ahmed Ağa b. Mehmed ve Mehmed Beşe b. Mustafa ve Ömer Beşe b. Osman ve Ali Beşe b. Mehmed ve Mehmed Beşe b. Ahmed ve sâir cemm-i gafîr kimesnelerin Arz Odası’nda huzûr-ı hazret-i kāimmakāmîde tevâtüren şehâdetleriyle bi’l-muvâcehe isbât ve mersûmetânın yedlerinde olup ibrâz eyledikleri fetvâ-yı şerîfeye nazar olundukda icâre-i vâhide ile îcârı meşrût ve harâb bir vakıf menzilin vakfı medyûn ve ta‘mîri muktezî olmağla mütevellîsi Zeyd Amr’ın ol menzili icâreteyn-i misleteyni ile istîcâr ve mu‘accelesini binâya sarfa tâlib olduğunu hâkime i‘lâm etdikde îcâr-ı merkūme vakfa nâfi‘ ve vakıfda muzâyaka olduğu mütehakkık olsa hâkim ol menzili icâreteyn ile Amr’a îcâra kādir olurmu? Cevâb-ı bâ-sevâbda olur deyü buyurulmağın ber-mûceb-i fetvâ-yı şerîfe müdde‘î-i mütevellî-i mezbûr es-Seyyid eş-Şeyh Mehmed Ârif Efendi da‘vâ-yı mezkûresiyle mersûmetân Takohi ve kızı Sima Nasrâniyelere bî-vech-i şer‘î mu‘ârazadan men‘ olundukdan sonra istikşâf-ı hâl için kıbel-i şer‘den mürsel keşif nâibimiz Murtazazâde Mahmud Efendi hâssa mi‘mârı hulefâsından Ali Rıza ve Mahmud Halîfeler ile menzil-i mezkûr ve tahtında olan dükkânlar üzerine varıp cerîdede mazbûtü’l-esâmî Müslim ve re‘âyâ hâzır oldukları hâlde ba‘de’l-keşf ve’l-mu‘âyene menzil-i mezkûr ve tahtında olan dükkânların târih-i mezbûrda icâre-i mu‘accele-i misli iki bin beş yüz guruş ve icâre-i müeccelesi yevmî beş akçe olduğunu kezâlik cemm-i gafîr kimesneler haber verdiklerini nâib-i mezbûr mahâllinde ketb ü tahrîr ve ma‘an meb‘ûs ümenâ-i şer‘le Arz Odası’nda ma‘kūd meclis-i şer‘a gelip mi‘mârân-ı mezbûrân ile alâ-vukū‘ihî inhâ ve takrîr etmeğin mûcebince zikri mürûr eden menzil ve tahtında olan iki bâb dükkânlar icâreteyn ile mersûmetân Takohi ve kızı Sima Nasrâniyelerin tasarruflarında kemâ-kân ibkā olunmak iktizâ eylediği İstanbul Mahkemesi’nden huzûr-ı âlîlerine i‘lâm olundu.
Fî 24 S sene 1223.
|