İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810) cilt: 83, sayfa: 241 Hüküm no: 142 Orijinal metin no: [59a-2] Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.
Yabancı devletler himayesindeki tercüman ve hizmetkârlarının başka işle uğraşmayacakları
Himâyede olan kefereye dâir.
Bâ-sahh-ı âlî.
İstanbul Kādısı Fazîletlü Efendi
Düvel-i Nasârânın Âsitâne’de ve taşra memâlikde mukīm elçi ve konsolosları yanlarında tercüman ve gerek tercüman hizmetkârları olmak üzere re‘âyâ-yı Devlet-i aliyyeden ba‘zıları için verilen berevât şurûtu musarrah olduğundan fîmâ-ba‘d o makūle tercüman ve hizmetkârları, yedinde olan berat şurûtu üzere hareket edip sarrâflık ve esnâflık ve sâir mu‘âmelâtda bulunmamak vechile men‘ olunmuş olduğundan el-hâletü hâzihî o makūlelerden ba‘zıları beratını terk ile kemâ-fi’s-sâbık re‘âyâdan olarak alış-verişine kıyâm etmek üzere ise dahi ba‘zıları himâyede karâr etmiş olduğundan me’mûr olduğu tercümanlık ve hizmetkârlık muktezâsını setr ile yine ahz ü i‘tâya vesîle olmak için uhde ve tasarrufunda olan emlâk ve akārı evlâd ü ıyâl ve müte‘allikātı üzerlerine ferâğ tasannu‘una şürû‘ etmiş oldukları istihbâr olunduğuna binâen o misillülerin zikrolunan emlâk ve akārlarının kendi teba‘asına nakli dahi bir vechile câiz olmamağla imdi mârrü’l-beyân düvel himâyesinde olanlardan şimdiye dek terk-i berat edenlerden mâ‘adâ himâyede olmaklığı ihtiyâr edenlerin uhdesinde bulunan mahzen ve dükkân ve oda ve gedik ve’l-hâsıl emlâk ve akārı kasr-ı yed ve ferâğa geldikde vakfının mütevellî ve kâtib ve câbîsi kime ferâgat olunacağını sırren ve alenen etrâfıyla taharrî edip ıyâl ü evlâd ü ahfâd ve müte‘allikātına ise onlara ferâğını yazmayıp ve re‘âyâdan o misillü emlâk ferâgat edenlerin taraf-ı [59b] vakfdan ve cânib-i şer‘den verilecek senedinde düvel-i Nasârâ himâyesinde iken ferâğ olduğu ba‘de zaman mütehakkık olur ise derhâl fekkolunmak şartıyla [der]c olunup mefrûğun-leh o makūleden olmadığı tahakkuk etmedikçe senedâtını tahrîr ve temhîr etmemek üzere nezâretinizde olan evkāf mütevellîleri ve sâir lâzım gelenlere etrâfıyla tenbîh ve şimdiye dek bilinmeyerek işbu himâyede olanlardan teba‘asına geçmiş var ise onların dahi i‘âdesini te’kîd ve eğer cem‘an [tama‘an] ve müsâmahaten bu emr-i memnû‘a hafî ve celî cesâret eder bulunur ise eşedd-i ukūbetle tedîb olunacağını tefhîm ve mülk olarak hüccetle alınıp verilen bulunur ise onların dahi buna kıyâsı için mehâkime dahi tenbîh eyleyesin deyü buyruldu.
Fî 24 [Safer sene 1221]
|