.:: İstanbul Kadı Sicilleri ::.


İstanbul Mahkemesi 97 Numaralı Sicil (H.1217-1225 / M. 1802-1810)
cilt: 83, sayfa: 243
Hüküm no: 144
Orijinal metin no: [59b-2]
Bu defter İBB Kültür A.Ş. ve Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi ortaklığı ile hazırlanmıştır.


Müste’men ve Frenklere Galata tarafı tahsis edildiğinden, bunların İstanbul’da tuhafiyecilik, eczacılık, dükkân ve gedik sahibi olarak tabiplik, cerrahlık vs. esnaflık yapmaması

Âsitâne’de ispeçyar ve hekîm ve tuhafcı dükkânlarında Frenk tâifesi bulunmaması bâbında fermândır.

Bâ-sahh-ı âlî.

İstanbul Kādısı Fazîletlü Efendi

“İstanbul şehri derûnunda çarşılarda dükkâncı Frenk olmayıp onlara Galata tarafı mahsûs iken şimdi hekîm ve ispeçyar ve tuhafcı diyerek Bahçekapısı etrâfı bütün Frenk kıyâfetinde dükkâncı olmuş. Hattâ Divanyolu’nda dahi var. İktizâ edenlere muhkem tenbîh olunup dâimâ taharrî olunsun. Her kimin dükkânında bulunur ise seddolunup gediği mîrîden zabtolunacağı bildirilsin. Ve’l-hâsıl buna bir güzel nizâm verilip bir dahi İstanbul’da Frenk kıyâfetinde dükkâncı görmeyem” deyü bu def‘a hatt-ı hümâyûn-ı isâbet-makrûn-ı şâhâne mehâbet-rîz-i sudûr olmakdan nâşî ber-mantûk-ı hatt-ı hümâyûn fîmâ-ba‘d tuhafcı dükkânlarında Frenk kıyâfetinde kimesne bulunmaması husûsu tuhafcılar kethudâsına Bâb-ı Âlî’de ekîd ü şedîd tenbîh olunmuş olduğundan başka tabîb ve cerrâh ve ispeçyar dükkânlarında kezâlik şapka ve elbise-i Frengâne ile hiç ferdin bulunmaması ve münâfî-i irâde-i seniyye harekete cesâret eden olur ise gedikleri mîrîden zabt ve iktizâ eden tedîblerinin icrâsı için derhâl Bâb-ı Âlî’ye inhâ ve ihbâr etmesi bâbında Hekîmbaşı Efendi’ye beyâz üzerine fermân-ı âlî ısdârıyla tenbîh ve te’kîd ve bir müddetden beri Âsitâne-i sa‘âdetde tabîb ve cerrâh ve ispeçyar dükkânları tekessür etmekde olduğundan fîmâ-ba‘d müceddeden tabîb ve cerrâh ve ispeçyar dükkânı küşâd ettirilmemesi dahi zikrolunan emr-i âlîye tezyîl kılınmış olduğu ve izzetlü Reisülküttâb Efendi düvel tercümanlarına bu keyfiyeti beyân ve, öteden beri Efrenc tâifesine Galata tarafı mahsûs iken Âsitâne-i sa‘âdetde tabîb ve cerrâh ve ispeçyar ve tuhafcı dükkânlarına tecâvüz [60a] eylediklerinden bu def‘a şu vechile tenbîhât-ı seniyye sudûr eyledi deyü der-miyân edip ba‘d-ezîn bi’l-cümle esnâf dükkânlarında Efrenc tâifesinden hiç ferdin bulunmaması husûsunu etrâfıyla tenbîh etmiş idiği Rikâb-ı hümâyûna arz olundukda bu husûsa dâimâ tarafımızdan tecessüs ve taharrî olunarak iktizâ edenler tedîb ve me’mûrlar terhîb olunmak bâbında tekrar hatt-ı hümâyûn-ı mehâbet-makrûn-ı cenâb-ı şehin-şâhî şeref-yâfte-i sudûr olmağla imdi ber-mûceb-i emr u irâde-i hazret-i Pâdişâhî siz dahi bi’l-cümle esnâf kethudâlarını ve sâir iktizâ edenleri celb ve ihzâr birle sûret-i emr u irâde-i şâhâneyi yegān yegān ifâde ve ba‘d-ezîn Âsitâne-i sa‘âdetde müste’men tâifesinden ve Frenk kıyâfetinde tuhafcı ve ispeçyar ve dükkân ve gedik sahibi olarak tabîb ve cerrâh ve sâir esnâf olmamasını gereği gibi tenbîh ve te’kîde dikkat ve mütenebbih ve memnû‘ olma[y]anları bi’t-taharrî tahkīk ile tedîbleri icrâsı için inhâ ve i‘lâma mübâderet eyleyesiz deyü buyruldu.

Gurre-i Rebî‘ülevvel sene [1]221